Silivri 5 No’lu L Tipi Cezaevi’nde kalan hasta tutuklu Cengiz Sinan Halis Çelik, arkadaşı ile birlikte sevk edildikleri kampüs hastanesinde aynı hücreye konuldukları IŞİD’lilerin saldırısına uğradı
Silivri 5 No’lu L Tipi Cezaevi’nde kalan hasta tutuklu Cengiz Sinan Halis Çelik, arkadaşı ile birlikte sevk edildikleri kampüs hastanesinde aynı hücreye konuldukları IŞİD’lilerin saldırısına uğradı
22 yıldır tutuklu olan epilepsi ve mesane kanseri hastası Cengiz Sinan Halis Çelik, İnsan Hakları Derneği’nin (İHD) hazırladığı “Hasta Tutuklular” listesinde yer alan bir isim. Yaşamını tekerlekli sandalyede sürdüren Çelik, Silivri 5 No’lu L Tipi Cezaevi’nde birlikte kaldığı arkadaşı Süleyman Altun ile birlikte yaşadıkları sağlık sorunları nedeniyle sevk edildikleri cezaevi kampüsü içerisinde yer alan hastane hücresinde saldırıya maruz kaldı.
Mezopotamya Ajansı’ndan Sadiye Eser’in haberine göre tedavi için götürüldükleri kampüs hastanesinde, jandarmalar tarafından IŞİD’lilerin bekletildiği hücreye konulan Çelik ve Altun, fiziki saldırıya uğradı. Maruz kaldıkları saldırı sonrası konuyla ilgili Adalet Bakanlığı’na dilekçe gönderen Çelik, Cezaevi Savcılığı’na da suç duyurusunda bulundu.
Çelik, Adalet Bakanlığı’na gönderdiği dilekçede son dönemde ciddi can güvenliği ihlalleriyle karşı karşıya bırakıldıklarını belirtti.
Çelik, özellikle son dönemde kampüs hastanesine götürülen arkadaşlarının jandarmanın kasıtlı uygulamasıyla IŞİD yada adli suçlardan dolayı cezaevinde olan tutuklularla aynı hücre ve nezarethanelere konulduğunu da aktardı.
Çelik, bu duruma dair ise, “Kasti bir uygulama olan bu durum, bizi birbirimize vurdurtma girişimi olmaktadır. Askeri personel tarafından da ‘Sizler zaten aynısınız, birbirinizi yiyin’ biçiminde sözlü olarak dile getirilmektedir. Bu temelde taciz ve tehditlerle provokasyona açık ortam yaratılmaya çalışılmaktadır. Askeri personel tarafından hiç çekince duyulmaksızın ‘Siz bizim düşmanımızsınız, burada hepinizi öldüreceğiz, buradan sağ çıkmayacaksınız….’ gibi tehdit ve küfürlerle bizlere saldırılıp, işkence yapılmaktadır” bilgilerine yer verdi.
Dilekçesinin devamında 19 Şubat 2018 tarihinde Süleyman Altun isimli arkadaşı ile birlikte kampüs hastanesine sevk edildiğini belirten Çelik, burada maruz kaldıkları saldırıyı şu sözlerle anlattı: “Bizleri IŞİD’li kişilerle aynı nezarethaneye koydular. Burada IŞİDlilerin tehdit ve hakaretine maruz bırakıldık. Hakaret ve taciz eşliğinde saldırıya uğradık. Görevli askeri personelleri uyarmamız ve güvenliğimizin riske atıldığını, farklı hücrelere götürülme isteğimiz akabinde başta ilgili uzman çavuş olmak üzere askerlerce de darp edildik. Askerlerin saldırısına uğradık. Yerlere atılarak tekmelerle, yumruklarla ağır saldırılar ile karşı karşıya kaldık. Süleyman Altun arkadaşımın kafası, yüzü birçok asker tarafından tekmeli saldırıları sonucu yaralanmıştır.”
Mesane kanseri olması ve ameliyatlar geçirmeme rağmen, vücudunun kist bulunan bu bölgesine tekmelerle vurulduğunu, yine epilepsi hastası olduğu ilgili askeri personelce bilinmesine rağmen yumruk ve kelepçelerle kafasına ve vücudumun çeşitli yerlerine vurularak darp edildiğini belirten Çelik, uğradıkları bu şiddet sonucu epilepsi nöbeti geçirmesi üzerine hemen hastaneye kaldırıldığını kaydetti.
Dilekçesinde, “Bu saldırıların öldürme kastıyla yapıldığı askerlerin sözlü ifadelerinden de anlaşılmaktadır” diyen Çelik, devamında şunları kaydetti: “Yine hastaneye götürülen başka arkadaşlarımız da benzeri sözlü-fiziksel saldırılara maruz kalmıştır. Son dönemlerde cereyan eden tüm bu tutum ve uygulamalar can güvenliğimin, can güvenliğimizin ne derece ciddi risk altında olduğunu göstermekte, ortaya koymaktadır. Askeri personelin bu kastı-kasıtlı tutum ve uygulamaları can güvenliğimi-güvenliğimizi açıkça tehdit etmekte, telafisi mümkün olmayan provokatör zeminlere yönelmektedir. Bütün bu tutum-uygulamalar şahsım açısından da can güvenliğime riskler oluşturmaktadır. Bu nedenle söz konusu tutum-uygulamaların sorumluları hakkında suç duyurusunda bulunuyorum. Can güvenliğimin sağlanmasını talep ediyorum. Gereğini bilgilerinize sunarım” dedi.
Uğradıkları bu saldırı sonrası darp raporu alan Çelik ile görüşen avukatı Mesut Oruk, Çelik’in yürüyemez halde olduğunu, Altun’un ise koltuk değnekleri kullandığını belirterek, “Onların fizikken saldırma imkanları zaten yok. Karşı taraf IŞİD’liler onlara saldırıyor ve bunun üzerine de sanki onlar saldırı yapmış gibi tutanak tutuluyor. Bir de cezaevi idaresi sanki müvekkilim saldırmış gibi kendisinden savunma istemiş. ‘Niye rahat durmadın’ diye disiplin cezası verilmiş. Zaten cezaevi dışındaki bir alan iç soruşturmaya konu olamaz. Karşı taraf saldırmış ve jandarma sebep olmuş” dedi.
Oruk, saldırıya dair kamera görüntülerini temin ettiklerinde sorumlular hakkında suç duyurusunda bulunacaklarını kaydetti.
Sendika.Org