Afrin savaşının öngörülenden çok daha uzun süreceği anlaşılıyor. Savaşı sürdüren Türk Ordusunun, asker sayısı, ateşli silah gücü, lojistik ihtiyaçlarının boyutu da küçük değildir
Afrin savaşının öngörülenden çok daha uzun süreceği anlaşılıyor. Savaşı sürdüren Türk Ordusunun, asker sayısı, ateşli silah gücü, lojistik ihtiyaçlarının boyutu da küçük değildir. Dolayısıyla çatışmanın uzun sürecek olması, savaşın mali ihtiyaçlarının da büyük olacağına işaret ediyor
Savaşların devletin bütçesi üzerinde ağır bir yük oluşturma potansiyeli vardır. Savaş uzadıkça bu yük artar. Belli bir süre sonunda da bütçe açık vermeye başlar. Nihayet tedbir alınsa da üretim, para ve emek piyasalarında iktisadi dengeler bozulmaya başlar. Bozulan iktisadi dengeler nedeniyle bu kez bütçe açığı iyiden iyiye büyür.
Bununla birlikte savaş ekonomisi bu eğilimi durduracak, yavaşlatacak, hatta tersine çevirecek ihtimalleri de içerir:
Sermaye sahipleri yeni yatırım imkânlarına kavuşabilirler, karlarını artırabilirler,
Savaş sanayisinde kapasite genişleyebilir ve toplam sınai üretim, toplam istihdam artabilir,
“Vatansever” sendika bürokratlarının da teşvikiyle, işçiler fabrikalarda, daha yoğun, daha fedakarane çalışmaya yönelebilirler, ücret artışı taleplerinden vazgeçebilirler,
Savaştan kaçan, farklı uluslardan kitleler, düşük ücretle çalıştırılabilirler vs vs.
Bu arada, burjuva siyasetinin milliyetçi propagandasının şiddeti, bu türden imkânların büyüklüğüne sık sıkıya bağlıdır.
Savaşlar sonuçlarını en kısa sürede devlet bütçesi üzerinde gösterir. Doğrudan üç önemli sonuç oluşur:
1-Savaş harcamalarının bütçedeki payı artar. Savaş, bütçeyi yutmaya başlar. Kaynaklar savaş masraflarına hasredilir. (Bunun siyasi karşılığı, militarizmin güçlenmesidir.)
2-Bütçe harcama bileşimi değişir, savaş dışındaki harcamalar kısılır. (Siyasi karşılığı, Eşitsizliğin güçlenmesi, toplumsal çelişkilerin şiddetlenmesidir.)
3-Bütçe açığı hızla büyür, enflasyon hızla yükselir. (Siyasi karşılığı, yerli ve yabancı mali sermayenin devlet ve hükümet üzerindeki kontrolünün aşırı biçimde artmasıdır.)
Afrin müdahalesine gelirsek, savaşın öngörülenden çok daha uzun süreceği anlaşılıyor. Savaşı sürdüren Türk Ordusunun, asker sayısı, ateşli silah gücü, lojistik ihtiyaçlarının boyutu da küçük değildir. Dolayısıyla çatışmanın uzun sürecek olması ve askeri gücün çapı, savaşın mali ihtiyaçlarının da büyük olacağına işaret ediyor.
Meseleyi şimdilik sadece bütçe ile sınırlayarak kısaca inceleyelim:
Türkiye devlet bütçesinin açığı (gelir ve harcama farkı) üç-dört yıldır yavaş bir hızla da olsa artıyor. Aslında gelirlerde bir azalma yok. Fakat harcamalardaki artış, gelir artışının dikkat çekici ölçüde üzerinde.
Harcama artışının iki temel nedeni AKP iktidarının istihdam ve yatırım teşviki adı altında sermaye sahiplerine sunduğu muazzam maddi destekler ve yüksek faiz ödemelerini içeren ulaştırma yatırımları.
Bütçe açığı şimdilik kontrol altında. En önemlisi bütçeyi besleyen vergilerin üç temel kaynağında (ithalat, üretim, ve tüketim hacmi) da belirgin bir daralma gözlenmiyor.
Fakat savaş, öngörülen takvimi aşarsa, veya savaşın askeri sonuçları tahmin edilemez hale gelirse, işler hızla bozulmaya başlar. Bütçe açığı hızla artabilir. Dahası, piyasalarda beklentiler olumsuz hale gelebilir ve toplam talep düşebilir. Sonuçta vergi hacmi gerileyip, bütçe gelirlerini de peşinden sürükleyip düşürür. Uluslararası borçlanmanın maliyeti, aşırı biçimde artarak, mutlak bir “faiz borcu”na yol açabilir.
Ankara, savaşı sonuçlarını hesap etmeden sürdürmekte ve genişletmekte kararlı gözüküyor. Fakat savaşın başta bütçe olmak üzere iktisadi sonuçları, AKP iktidarının ve savaşın geleceği üzerinde kesin biçimde etkili olacaktır.
Sendika.Org, yayın hayatına başladığından bu yana işçi sınıfı hareketinin, solun ve genel olarak toplumsal muhalefetin gündemine ilişkin, farklı politik perspektiflerden düşünsel katkılara açık bir tartışma platformu olagelmiştir. Sitemizde yayımlanan yazılar yayın kurulunun politik perspektifiyle uyumluluk göstermeyebilir. Amacımız, mücadelenin gereksinim duyduğu bilimsel ve politik bilginin üretimini zenginleştirecek tüm katkılara, yayın ilkelerimiz çerçevesinde, olabildiğince yer verebilmektir.