Web diğer teknolojilerin çoğunun yaptığı gibi daha yeni teknolojilerden daha az cazip hale gelerek ölebilir. Yine, eski teknolojilerin çoğuna benzer şekilde, ne aniden kaybolur, ne de tamamen yok olur
Web diğer teknolojilerin çoğunun yaptığı gibi daha yeni teknolojilerden daha az cazip hale gelerek ölebilir. Yine, eski teknolojilerin çoğuna benzer şekilde, ne aniden kaybolur, ne de tamamen yok olur. Hâlâ bir Walkman satın alabilir ve onunla bir kaset dinleyebilirsiniz, ancak buna karşın bu teknolojiye olan kolektif ilgi kaybolmuştur. Web’in ölümü, dramatik bir kayıptan ziyade kademeli bir zayıflama olarak gelecektir
2014 yılından önce Google, Facebook ve Amazon kullanan pek çok insan vardı. Bugün hâlâ bu üç teknoloji devinin hizmetlerini kullanan pek çok insan var. Aslında çok fazla bir şey değişmedi ve bu sitelerin özellikleri ve kullanıcı arayüzleri çoğunlukla hiç değişmeden kaldı. Ancak Web’in elinde bulundurduğu iktidar dinamikleri inanılmaz bir değişime uğradı ve bu üç büyük şirket değişimin merkezine oturmayı başardı.
2014 yılından beri hiçbir şey değişmemiş görünse de şu anda internet trafiğinin yüzde 70’ten fazlasında Google ve Facebook’un doğrudan etkisi var.
İnternet etkinliğinin kendisi yavaşlamadı. Hem kullanıcı hem de web sitesi sayısında istikrarlı bir büyüme devam ediyor.
Kaynaklar: https://news.netcraft.com/archives/category/web-server-survey ve http://www.internetlivestats.com/internet-users/
Son 4 yılda asıl değişen şey Web üzerindeki trafiğin pazar paylaşımı oldu. Hiçbir şey değişmedi gibi görünüyor fakat bugünlerde Google ve Facebook, internet trafiğinin yüzde 70’inden fazlasına doğrudan etki ediyor. Mobil internet trafiği şu anda dünya çapındaki internet trafiğinin çoğunluğunu oluşturuyor ve yalnızca Latin Amerika’yı ele aldığımızda dahi, 2015 yılında Google ve Facebook hizmetleri mobil trafiğin yüzde 60’ını oluşturuyordu, bu oran 2016 sonunda daha da büyüyerek yüzde 70’lere ulaşmıştı. Geriye kalan yüzde 30 ise diğer tüm mobil uygulamalar ve web siteleri tarafından paylaşılıyor. Mobil cihazlar birincil olarak Google ve Facebook ağlarına ulaşılmak için kullanıldı.
Basın ise iş yapmaya devam etmek için daha önce hiç olmadığı kadar Google ve Facebook’a bağımlı hale geldi.
Google’ın ve Facebook’un egemenliğinin bir diğer kanıtı, medya web siteleri arasında görülebilir. Google veya Facebook’a ait olmayan en popüler web varlıkları genellikle basına aittir. Örneğin ABD’de en üst sırada yer alan ilk 10 web sitesinin 6’sı medya sitesidir, Brezilya’da en üst sıradaki 10 web sitesinin 6’sı medya sitesidir ve Birleşik Krallık’ta ilk 10’da 5 medya sitesi yer almaktadır.
Bu medya sitelerinin trafiği nereden gelir? 2014’ten önce, trafiğin yüzde 50’sinden fazlası Web’deki diğer yerlerden gelirken, trafiğin yaklaşık yüzde 35’lik bir kısmı Google aramalarından geldiği için Arama Motoru Optimizasyonu (SEO), Web Geliştiricileri arasında Google aramalarında sitelerini iyileştirmek ortak bir pratikti. Facebook varlığına sahip olunması güzelken, SEO önemliydi. Sonraki 3 yıl içinde, Facebook’tan gelen trafik, Arama trafiğinin durumunu geçerek yaklaşık yüzde 45’e kadar büyüdü. 2017’de Medya, trafiğinin çoğunluğunu oluşturduğu için Google ve Facebook’a bağımlı hale geldi.
Medya siteleri ile iki teknoloji devi arasındaki ilişki zorludur. Facebook, 2014 yılında Facebook Paper adlı bir ürün ile haber tüketimleri üzerinde daha büyük bir kontrol sahibi olacağı bir girişimde bulundu. Taktiği başarısız oldu ancak stratejisi Facebook Instant Articles gibi farklı araçlar vasıtasıyla sürdü. Sosyal trafiğe bağımlı olan ve sosyal medya canavarı tarafından tehdit edilen medya buna tepki gösterdi. Instant Articles için verdiği desteği geri çekti.
Bu zaman zarfında Facebook toparlanırken, Google, Arama trafiğinin gelişmediğini fark etti, bu nedenle kendi Instant Articles alternatifi olan Accelerated Mobile Pages’i (AMP — Hızlandırılmış Mobil Sayfalar) adlı ürününü piyasaya sürdü ve temkinli olarak trafiği medya sitelerine yönlendirmek yerine Google sunucularından servis etmeye başladı. Basın Facebook’a gösterdiği tepkinin bir benzerini gösterdi: Arama Motoru canavarının haber tüketimi üzerindeki kontrol açlığıyla ilgili cüretkar hikayeler anlattı.
Google ve Facebook doğrudan rekabet etmeyi bırakarak en iyi yaptıkları şeye odaklanmaya karar verdiler.
Verilerin gösterdiğine göre, Google Arama önemli ölçüde değişmezken, Facebook Web üzerindeki hakimiyetini çarpıcı bir şekilde arttırdı. Peki, Facebook bunu tam olarak nasıl yaptı ve hangi eylemler bu gelişme için önemliydi? 2014 yılına kadar her iki şirket de çoklu web hizmetleri portföyüne sahipti. Google henüz Alphabet haline gelmemişti, bu nedenle odağı dağılmıştı. Google, sosyal piyasaya girmeyi ilk olarak Google Wave ile sonrasında Google Buzz, Orkut ve Google+ ile denedi. Google, sosyal medya kategorisinde yer alan toplam 18 şirketi satın aldı. Bu şirketlerin sadece 1 tanesini 2014 yılı sonrasında satın alırken, yalnızca 2010 yılında 5 tane satın almıştı. Facebook ise arama pazarında, Microsoft ortaklığında, Bing aracılığıyla mücadele ediyordu.
Görünüşe göre Facebook 2014 boyunca kendisini sadece sosyal alana odaklanacak şekilde yeniden düzenledi. Şubat ayında WhatsApp’ı, Google’ın YouTube’u satın aldığı fiyatın 11 katı miktardaki bir paraya satın aldı. Aralık ayında Microsoft ile kurduğu Bing ortaklığını sonlandırdı. Facebook.com kullanıcıyı sitede tutma oranını arttırdı (aşağıdaki grafikten görebilirsiniz). Facebook, 4 temel ürünü olan Facebook, WhatsApp, Messenger ve Instagram üzerinden sosyal bir süper güç haline geldi.
Kaynak: https://www.statista.com/statistics/346167/facebook-global-dau/ ve https://www.statista.com/statistics/264810/number-of-monthly-active-facebook-users-worldwide/
Benzer bir şekilde Google, 2014 yılında yalnızca yapay zekaya odaklanarak kendisini yeniden düzenlemeye başladı. Google, 2014 yılının Ocak ayında DeepMind’ı satın aldı ve Eylül’de (bazı ülkelerde bir anlık başarı yakalamış birkaç sosyal ürününden biri olan) Orkut’u kapattı. Aylar süren toplantılar ve bürokrasiden sonra The Alphabet Inc. Ağustos 2015’te yeniden yapılanmayı duyurdu. Yeniden yapılanma, Google’da basit bir amaca yönelik web odaklı departmanlara odaklanmada önemliydi. Google, basit Arama piyasasında hiçbir gelecek görmüyor ve (Erich Schmidt’in kendi sözcükleriyle) “Arama’dan Önerme’ye” bir göçü ve (Sundar Pichai’nin kendi sözcükleriyle) bir “Önce Yapay Zeka Şirketi” olmayı duyuruyor. Şu sıralar Google, Web üzerindeki hakimiyetini arttırma açısından Facebook’un biraz gerisinde, ancak teknik uzmanlıkları, geniş bütçesi, etkisi ve vizyonuyla uzun vadede Yapay Zeka varlıkları internet üzerinde büyük bir rol oynayacak. Ne yaptıklarını biliyorlar.
Bunlar artık dört yıl önceki şirketler değil. Google artık bir internet şirketi değil, bir bilgi interneti şirketi. Facebook bir internet şirketi değil, bir sosyal internet şirketi. Eskiden rekabet etmeye çalışıyorlardı ve bu rekabet internet pazarını çeşitlendiriyordu. Ancak bugün, Web’in (farklı) kısımlarında oluşturdukları dikey hakimiyetten çoğunlukla tatmin olmuş görünüyorlar ve biz tercih çeşitliliğini kaybediyoruz. Bu da bizi internetin bir başka kısmına götürüyor: e-ticaret ve Amazon.
Amazon kâr etmeye odaklanmıyor.
Kaynak: https://www.statista.com/chart/4298/amazons-long-term-growth/
Bunun yerine, hedefi, ABD’de rakiplerini ezerek pazar liderliğine talip olmak.
Amazon’un nasıl bir e-ticaret şirketi olduğunun üzerinde durabilirdim, fakat böyle yaparak yalnızca Scott Galloway’in bu konuda ortaya koyduklarını tekrarlamış olurdum. Galloway’in konuşmaları dinlemeye değer.
Web neydi ve ne hale geldi?
Olaylar ve veriler bu üç internet şirketinin Web üzerinde nasıl muazzam bir etkiye sahip olduğunu açıklıyor, ama bunlar neden Web’in ölümüne işaret ediyor? Bunu yanıtlamak için Web’in ne olduğuna kafa yormamız gerekiyor.
Web’in yaratıcısı Tim Berners-Lee’nin Web’e dair özgün görüşü, enformasyonun çok uluslu bir şekilde yayınlanacağı ve tüketileceği bir alan olmasıydı. Bu, tek bir tarafa bağımlılığı olmayan eşler arası bir görüştü. Tim’in kendisi Web’in ölmekte olduğunu iddia ediyor: onun başta istediği Web ve şu anda olan Web artık aynı şey değil.
Google açık Web’i savunmuyor mu?
Google, Web’den doğan bir şirket olarak hem teknolojik olarak hem de benimsenme anlamında onu ileri taşımaya yardım etti. Bu inkâr edilemez. Hâlâ yerli Mobil uygulamalara karşı İlerici Web Uygulamaları’nı [Progressive Web Apps (PWA)] savunmak gibi, açık Web’i geliştirmek için sarf edilen çabalara öncülük ediyor.
Google açık Web’in hayatta kalmasını güvence altına almaya çalışmıyor mu? Tam olarak değil. Google’ın amacı mümkün olduğunca çok zengin veri toplamak ve yapay zeka inşa etmek. Amacı, özellikle web sitelerinin enformasyon sağlamasından ziyade, yapay zekanın bize zamanında ve kişiselleştirilmiş enformasyon sunmasını sağlamak. Google’ın yürüttüğü tüm çabalar yapay zeka amacı ile uyum içindedir.
Mobil kullanım –internet kullanımının yıllar boyu birinci kanalı olan masaüstünü halihazırda geçmiş durumda– yükselmeye devam ediyor ve yerli mobil uygulamalar ise mobilde iyi kullanıcı deneyimi sunulabilmesinin açık ara en iyi yolu. Google ise mobil uygulamalardan –bir dereceye kadar Android’den ama özellikle iOS’tan– ya çok az veri toplayabiliyor ya da hiç toplayamıyor. PWA’lar tarafsız ve Açık Web içerisinde yaşayacakmış gibi görünüyor ve mobilde daha iyi kullanıcı deneyimi sağlarken veri toplamaya da daha uygunlar.
Google, açık PWA’ları savunduğu kadar, Firebase ve Google-bağımlı Hızlandırılmış Mobil Sayfalar (AMP) gibi kapalı ve tescilli teknolojileri de destekliyor. Google açık Web’i sürekli olarak savunmuyor. Gtalk’ta XMPP’yi düşürdüler ve Gtalk’ın kendisi kullanımdan kaldırıldı, Google Hangouts’u tescilli bir protokolle destekledi. Chrome Web Mağazası, App Store gibi duvarlı bir bahçedir. Google, Açık bir standart olan RSS’i temel alan Google Reader’ı kapattı. Google Cloud TPU, yalnızca kendi veri merkezlerinde bulunan ve kendi açık kaynak kodlu altyapısı TensorFlow’u destekleyen tescilli bir donanımdır. Google Inbox “tescilli süpürme” ile uğraşıyor: Kapalı tabanlı iş modelinin temel bir parçası olan, hayatınızı düzenlemeyi vaat eden, kapalı, standart dışı algoritmalar.
Google, çalışanların özerkliğe sahip olduğu ve çok yönlü projelerin ve çabaların gerçekleştiği çok büyük bir şirkettir. Ancak büyük çabalar, amacıyla tutarlı, birlikte kararlaştırılmış ve iyi bir şekilde ayarlanmıştır: kapalı ve kendi bulutlarında yaşayan bir yapay zeka, bir önce yapay zeka şirketi olma.
1990’lardan 2010’lara değin deneyimlediğimiz Web, bir dereceye kadar kusurlu olsa da asıl amacına sadıktı. Web’in çeşitliliği birçok şirketin yenilikçi olmasına ve büyümesine, birbirinden bağımsız meraklılar topluluğunun büyümesine ve kişisel sitelerin kendilerini barındırabilecek herhangi bir fiziksel sunucuda barındırılabilmesine alan sağladı. İnternetin altyapısal çeşitliliği, doğrudan çeşitli Web işletmelerinin ve topluluklarının başarısına bağlıdır. Web’in açıklığı, güvenlik, erişilebilirlik, yenilikçilik ve rekabet edebilirlik açısından hayati önem taşımaktadır.
2014’ten sonra, internetin altyapısal ve ekonomik çeşitliliğinin faydalarını kaybetmeye başladık. Amazon’un ve Google’ın diğer işler için dev sayıda siteyi barındıran bulut servisleriyle rekabet etmek gerçekten zor. Dikkate değer bir trafiğe talip olan herhangi bir web sitesi Arama trafiğine ve Sosyal trafiğe bağımlıdır.
Google-Facebook-Amazon’un altında Web ne hale gelecek?
Bundan sonraki analiz, Web’in mevcut durumunu ve Google-Facebook-Amazon’un yöneticilerinin açıkladıkları stratejileri temel alarak geleceğin bir tahmini olacak.
ABD’de Ağ Tarafsızlığı 2014’te bir savaş kazanmış olsa da, 2017’de büyük bir ihtimal kaybedeceğimiz ikinci bir savaşı görüyoruz. İnternet Servis Sağlayıcıları (İSS) yakın zamanda büyük ihtimalle insanlara ve cihazlara hangi trafiğin ulaşabileceğini veya ulaşamayacağını belirlemeye başlayacak. Google-Facebook-Amazon’un trafiği, internet kullanıcıları arasındaki popülerliği nedeniyle en yaygın trafik haline gelecek. Bu pazar talebi yüzünden, İSS’ler bir yandan tam internet erişimine sahip daha geniş planlar sunarken, öte yandan sadece Google-Facebook-Amazon’a erişmek için daha ucuz planlar sunması muhtemel. Bu, halihazırda Portekiz’de var. Bu üç teknoloji devinin halihazırda keyfini sürdüğü hakimiyet daha da büyüyecek. Daha küçük şirketlerin bağımsız web sitelerine sahip olmaları için ekonomik teşvikler artık olmayacak ve Facebook Pages uygulamasına yavaş yavaş bir geçiş daha mantıklı hale gelecek. Daha küçük e-ticaret siteleri ya Amazon tarafından satın alınacak ya da iflas edecek. İnternet kullanıcılarının çoğu bütün siteleri açamayacağı için, Google, insanlar ve siteler arasında sadece bir köprü olmak için çok az teşvik edici olacak.
Google’ın Arama’dan uzaklaşması, aslında stratejisini Web’in ötesine nasıl büyüttüğünün bir işareti. Google yıllarca indeksleme yaparak Web’e yardımcı olmada önemli bir rol oynayan bir araç oldu. Ancak, son zamanlarda, sadece Web’in bir arama motoru olmak Google için cazip değil. Hedef tanımlarında belirttikleri amaçlarda, “dünya’nın enformasyonunu düzenleme ve evrensel olarak erişilebilir ve kullanılabilir kılma”da arama motoru yaklaşımı sona erdi. Arama sorgusundan arama sonuçlarına, web sitelerine, enformasyona giden birkaç saniyelik yol ideal bir kullanıcı deneyimi sağlamak için çok uzun. Amacı, bu yoldaki aracıları ortadan kaldırmak. “Kendimi Şanslı Hissediyorum” düğmesiyle Sonuç sayfasını aradan çıkartmayı denediler fakat akıllı bir analiz yapmadan bu yolda güvenilir bir şekilde kestirmeden gidemezler. Yapay zeka ile, yolu sadece bir adıma, hatta ilk başta arama bile olmadan, “enformasyonu getir”e kısaltabileceklerini düşünüyorlar. Öner’in amacı budur.
Bir indeks olarak, insanlar arama sonucu tarafsızlığı konusunda farklı beklentilere sahip. Bazıları Google Arama’nın tamamen tarafsız olmasını isterken, bazıları bazı sonuçların acilen silinmesini talep ediyor. Avrupa Birliği hem Google’ın kaldırma taleplerine uymasını istedi hem de Google’ı alışveriş sorgularında tarafsız olmamakla cezalandırdı. Google’ın içeriğin tarafsız bir hakemi olma rolünü üstlenmesi, iş modelini desteklememesi nedeniyle Google için kazançlı değildir. Tam aksine, pek çok hükümetin kamusal denetimi altında ve potansiyel olarak itibarını riske atıyor.
Öneri stratejisi Google Now, Google Assistant, Android bildirimleri ve Google Home aracılığıyla halihazırda uygulanıyor. Bahsi geçen bu teknolojilerin hiçbiri Web’in, diğer bir deyişle “tarayıcıya yerleşik” web sitelerinin bir parçası değil. İnternet, sadece bulutlarından son kullanıcı cihazlara verinin taşınmasını sağlayan bir altyapı iletim katmanı haline geliyor, fakat Web’in kendisi pas geçiliyor. Schmidt’in gelecek görüşü, masaüstü makinelerdeki web tarayıcılarda içerilen bir deneyimden ziyade her yerde bulunan ve kişiselleştirilmiş internet hizmetleridir.
Benzer bir şekilde, Amazon’un trafiği hâlâ masaüstü web portalına dayalıyken (satışların yüzde 33’ünü oluşturuyor), satışlarının büyük bir kısmı (yüzde 25), Amazon Echo’nun yanı sıra mobil uygulamalar aracılığıyla gerçekleşiyor. Google Home gibi Amazon Echo da Web’i pas geçiyor ve interneti sadece bulut ve son kullanıcı arasındaki iletişim için kullanıyor. Bu yeni web olmayan bağlamlarda teknoloji devleri veri trafiği üzerinde daha fazla otoriteye sahip. Hatta Google’ın kısa süre önce Amazon Echo cihazlarda YouTube trafiğini kesmesi gibi birbirlerini doğrudan engelleyebiliyorlar.
Teknoloji devlerinin Applelaşması
Google, Microsoft, Facebook ve Amazon, Apple’ın lüks cihazlara marka bağımlılığı oluşturma stratejisini taklit ediyorlar. Benim “Applelaşma” adını verdiğim bir süreç aracılığıyla, (1) duvarlı bahçeler yükseltiyorlar, (2) donanım şirketleri haline geliyorlar ve (3) pazar için tasarlarken, tasarımları pazarlıyorlar. Bu, Apple’ın kendisi için bir tehdit, çünkü Apple büyük veri toplamada ve onu kullanmada diğer devlerin gerisinde. Apple’ın, App Store’u erken ve cesur tanıtımı hakim yazılım dağıtım platformu olarak Web’i salladıysa da, onun yerine geçmek için yeterli değildi. Duvarlı bahçelerin sonraki dalgası farklı görünebilir: daha az dikkat çekerken Web üzerinde daha yıkıcı olabilir.
Google-Facebook-Amazon’da tarayıcılardan kaçınma gündemde olmasa da kullanıcı deneyimi ve etkili iletişim tarafından harekete geçirilen Web’i pas geçme eğilimi söz konusu. Bilgi internetinde ve ticari internette hedef, kullanıcının istediğini sağlamak için etkili olmaktır. Sosyal internette ise amaç, insanlar arasındaki iletişim için etkili bir kanal sağlamaktır. Bu, Facebook’un 10 yıllık stratejisinde, internet aracılığıyla olan sosyal etkileşimlerde neden sonraki araç olarak Arttırılmış Gerçeklik ile Sanal Gerçekliğin kullanıldığını açıklamaktadır. Bu strateji sosyal Arttırılmış Gerçekliğin tarayıcılarda sosyal gerçek zamanlı yazışmadan daha doğal olduğunu kanıtlayarak aynı zamanda Web’i pas geçiyor. Daha şimdiden internetteki birçok kişi başkalarıyla iletişim kurarken bir tarayıcıdan ziyade bir mobil uygulama kullanıyor.
Bu üç internet devi arasındaki ortak nokta, hepsinin verinin yaratıldığı ve paylaşıldığı yeni sanal bağlamlar yaratarak tarayıcıların ötesinde büyümeleridir. Web diğer teknolojilerin çoğunun yaptığı gibi daha yeni teknolojilerden daha az cazip hale gelerek ölebilir. Yine, eski teknolojilerin çoğuna benzer şekilde, ne aniden kaybolur, ne de tamamen yok olur. Hâlâ bir Walkman satın alabilir ve onunla bir kaset dinleyebilirsiniz, ancak buna karşın bu teknolojiye olan kolektif ilgi kaybolmuştur. Web’in ölümü, dramatik bir kayıptan ziyade kademeli bir zayıflama olarak gelecektir.
Trinet (Üçlüağ)
İnternet, Web’den daha uzun süre hayatta kalacak. Google-Facebook-Amazon denizaltı internet kablolarına (“Omurga”ya) hâlâ bağımlı olacak, çünkü o teknik bir başarıdır. İnternetin pek çok yönü anlamını yitirecek ve altında yatan altyapı sadece Google trafiğine, Facebook trafiğine ve Amazon trafiğine en uygun hale getirilecek. Kavramsal olarak artık bir “ağlar ağı” olmayacak, ancak sadece bir “üç ağ ağı”, yani Trinet olacak. Zamanında internetin altyapısının doğuran işyeri ağı kavramı, daha soyut bir seviyeye taşınacak: Facebook Groups, Google Hangouts, G Suite ve bir teknoloji devi tarafından satın alınabilen diğer rakip hizmetler. İşyeri ağları günümüzde zaten geleneksel Yerel Alan Ağları olmaktan ziyade yazılım içindeki bir hizmete benzediler. Kullanıcı deneyimini geliştirmek için, Trinet internetin teknik bir evrimi olacaktır. Bu çabalar bugün halihazırda Google’da gerçekleşiyor. Uzun vadede eski internet ve eski Web için yönlendirmenin desteklenmesi bir yük olacak, bu nedenle protokol ve donanım seviyesinde çeşitli internet desteğini azaltmak yararlı olacak. Bugünlerde tarayıcınızda Windows 95’in çalıştırılması gibi, Trinet aracılığıyla, eski internete Google’ın bulut sistemleri üzerinden erişilebilecek. İSS’ler internetin modasının geçmesini fark edecek ve Google-Facebook-Amazon’un en iyi kullanıcı deneyimi için piyasa talebine bağlı olarak sadece Trinet’i destekleyecek.
Belki de Arttırılmış Gerçeklik, Sanal Gerçeklik, eller-serbest (hands-free) ticaret ve bilgi paylaşımında mükemmel bir kullanıcı deneyimi olan bir gelecek, bu teknoloji devlerinin oluşturdukları şeyler için iyimser bir bakış açısı uyandırabilir. Fakat Web’in 25 yılı, kanıksadığımız temel özgürlüklerimize alışmamızı sağladı. Anonim kalmanın, paylaştığımız şeyleri kontrol etmenin ne kadar faydalı olduğunu veya Google sunucularının sahip olduğu hakların aynısına sahip olan bağımsız sunucularla birlikte bir internet başlangıç şirketi kurmanın ne kadar kolay olduğunu unutuyoruz. Trinet’te eğer Google veya Facebook’tan kalıcı olacak yasaklanırsanız hiçbir alternatifiniz olmayabilir. Hatta yeni bir hesap oluşturmanız bile kısıtlanabilir. Google, Facebook ve Amazon, özel şirketler olarak kendi ağlarına erişimi güvence altına almak zorunda değiller. Onların sunucularındaki bir hesap için herhangi bir yasal hakkınız bulunmuyor ve toplum olarak biz bu dev şirketlerin öne sürdüğü bu stratejilere karşı bu hakları elimizden geldiğince şiddetli bir şekilde talep etmiyoruz.
Web ve internet, özgürlüğü temsil etti: insanlar ve tüm uluslar arasında etkin ve denetlenmeyen enformasyon mübadelesi. Trinet içerisinde, insanlar arasında daha güçlü bir enformasyon mübadelesine sahip olacağız, fakat özgürlükten ödün vereceğiz. Pek çoğumuz, ancak bu dönüşüm trajedisi gerçek olduğu zaman uyanacağız.
[Staltz.com’daki İngilizce orijinalinden Diyar Saraçoğlu tarafından Sendika.Org için çevrilmiştir]
Sendika.Org, yayın hayatına başladığından bu yana işçi sınıfı hareketinin, solun ve genel olarak toplumsal muhalefetin gündemine ilişkin, farklı politik perspektiflerden düşünsel katkılara açık bir tartışma platformu olagelmiştir. Sitemizde yayımlanan yazılar yayın kurulunun politik perspektifiyle uyumluluk göstermeyebilir. Amacımız, mücadelenin gereksinim duyduğu bilimsel ve politik bilginin üretimini zenginleştirecek tüm katkılara, yayın ilkelerimiz çerçevesinde, olabildiğince yer verebilmektir.