Kırılan her dalın, ezilen her karıncanın ve her damla kanın hesabı tutulur koca bir halkın belleğinde; hesap vereceklerin fihristi ile birlikte
Kırılan her dalın, ezilen her karıncanın ve her damla kanın hesabı tutulur koca bir halkın belleğinde; hesap vereceklerin fihristi ile birlikte
Kanımız ne boşa akar ne de harcını kardığınız iktidarınızı tahkim eder. (Ezdiklerinizin, aldattıklarınızın kanından güç kazanacağınızı sanıyorsunuz ya, bunu kendi kanınızla yapmalıydınız.) O sizin kaybolmuşluğunuzdur ki her damlası sizi daha fazla boğmaktayken şatafatlı sarayların, altın varaklı koltukların nefes almanızı sağlayacağını sanırsınız. Hukuki ve ahlaki meşruiyetinizi yitirdiğinizi fakındasınız ki hiçbir saldırganlığınızı “kitabına uydurma” ihtiyacı duymadan şiddet gösterileri yapıyorsunuz. İşlediğiniz suçların “biri de bir bini de bir” diye düşünüyorsunuz, saltanatı kaybetmemek için insanlıktan kalan her şeyinizi kaybediyorsunuz. Oysa kırılan her dalın, ezilen her karıncanın ve her damla kanın hesabı tutulur koca bir halkın belleğinde; hesap vereceklerin fihristi ile birlikte.
10 Ekim 2015’te, AKP’nin kaybettiği genel seçimlerin tekrar edileceği tarihe 20 gün kala Ankara’nın göbeğinde “Barış” talep ettiğimiz için bombalı saldırıya uğradık. IŞİD’in bu saldırısı daha önce yapılmış ihbar ve istihbaratlara rağmen önlenmedi; kayıtlara geçsin.
Bombalamanın ardından ambulanslardan ve sağlık görevlilerinden önce polis ve TOMA’lar alana girmeye çalıştı, yaralılarımızın ve ölülerimizin üzerine gaz sıktılar, kurtarma çalışmalarını sekteye uğrattılar, kayıtlara geçsin.
Yaralılarımızın ve ölülerimizin polis üniforması taşıyan IŞİD zihniyetlilerin hakaretlerine uğramasına izin vermedik, her bir yoldaşımızı kendi ellerimizle sağlık emekçilerine teslim ettik, bu da kayıtlara geçsin.
11 Ekim günü anma töreninden önce emek örgütlerinin temsilcileri olarak katliam alanına çiçek bırakmamızı polis şiddet kullanarak engellemeye çalıştı; alana girdiğimizde gece yıkandığını ve tüm delillerin yok edildiğini gördük;
Tüm illerdeki katliam protestoları polis saldırısına uğradı;
Cenazelerimizi törenle uğurlamamıza polis terörüyle engel oldular, sorumluları katliama dair sorulara sırıtarak yanıt verdiler;
Alanya’ya giden beş cenazemiz, artık Alanya’ya yerleşip orada yaşadıkları halde, “Kürt oldukları için” Alanya mezarlığına defnedilmesine izin verilmeyip, yabancılar mezarlığına defnedildi, kayıtlara geçsin.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, katliamdan 4 gün sonra, ancak Finlandiya cumhurbaşkanının çiçek bırakma isteğiyle katliam alanını ziyaret etti;
Konya milletvekili, Başbakan Davutoğlu “oylarımız artıyor” açıklaması yaptı;
Katliamdan sadece 6 gün sonra Konya’daki Türkiye-İzlanda milli maçı öncesindeki saygı duruşu, yuhalanıp ıslıklandı ve eylemi sahiplenen bu davranışta bulunan kimseye soruşturma açılmadı;
Katliamdan sonra AKP’nin oyları arttı ve iktidar oldular, kayıtlara geçsin.
Katliamın 2. yıldönümü anmalarını yasaklayan Ankara Valisi, IŞİD’e karşı ulusal çapta bir protestoyu polis şiddeti ile engelleyerek IŞİD saldırısına uğrayanlara düşmanlığını açık etmiştir, kayıtlara geçsin.
Bu ülkede IŞİD’i destekleyen, besleyen, faydalanan siyasiler, kamu idarecileri, kolluklar var ve bunlar çeşitli olaylardaki tutumlarıyla bu yaklaşımlarını ifşa ediyorlar, her biri kayıtlara geçsin.
Biz geride kalan yüzbinler bunun hesabını sormadan durmayacağız. Bu da kayıtlara geçsin.
Ensar yurtlarına, Cizre bodrumlarına gömdüğünüz itibarınızı, şatafatla, para saçarak, günahlarınıza kılıf hazırlayan vaizlerinizle kurtaramayacaksınız. Şiddetinizin hiçbir çeşidi bizleri davamızdan vazgeçiremeyecek, ancak uğradığımız haksızlıkları ve öfkelerimiz büyütecek. Gücünüzü, meşruiyetinizi kaybettikçe şiddetiniz artacak, bizim ödediğimiz bedel artacak ama azmimiz azalmayacak. Adaleti tecelli ettireceğiz, öyle suç kişiseldir diyerek değil, sınıfsaldır diyerek. Zümrenize ve o zümreye dahil olma hevesiyle insanlık dışı tüm suçlarınıza katılan, makulleştiren, aklayan memurlarınıza, amirlerinize ve dahi küskünlerinize kısaca topunuza kendinizi muaf sandığınız adaleti tattıracağız. Ve bu öyle belirsiz bir zamanda olmayacak, Türk, Kürt, Arap tüm halkların kanını emen ırkınızın tiranlığını çocuklarımızın da yaşamasına izin vermeyeceğiz.
Sendika.Org, yayın hayatına başladığından bu yana işçi sınıfı hareketinin, solun ve genel olarak toplumsal muhalefetin gündemine ilişkin, farklı politik perspektiflerden düşünsel katkılara açık bir tartışma platformu olagelmiştir. Sitemizde yayımlanan yazılar yayın kurulunun politik perspektifiyle uyumluluk göstermeyebilir. Amacımız, mücadelenin gereksinim duyduğu bilimsel ve politik bilginin üretimini zenginleştirecek tüm katkılara, yayın ilkelerimiz çerçevesinde, olabildiğince yer verebilmektir.