Han Şeyhun’da gerçekte ne yaşandığına dair ileride çok daha fazla ayrıntı ortaya çıkacaktır. 2013’teki Doğu Guta senaryosunun tekrarlanması da ihtimal dahilindedir
Yıl 2013/Doğu Guta.
Şam kırsalındaki Doğu Guta’daki kimyasal saldırının ardından Fransa ve İngiltere Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ni (BMGK) Suriye’ye müdahale için “acil” toplantıya çağırdılar.
Dünden hazır olan BMGK da “acil” olarak toplandı ve Suriye’ye müdahale edilmesi için uğraşanların ellerinde, muhaliflerin servis ettikleri ölü çocukların resimleri vardı.
Gerçeklerden uzak onca düzmece tez BMGK’den bir müdahale çıkarmak için yeterli olmadı.
Onun yerine, Suriye’nin kimyasal silahlardan temizlenmesini öngören tasarı kabul edildi ve gözlemci heyetle birlikte Suriye devletinin elindeki kimyasallar tasfiye edildi.
O zamanlar Rusya Dışişleri Bakanı Segey Lavrov, Suriye’nin komşusu olan ülkeleri uyardı ve “muhaliflere kimyasal silah ya da kimyasal bileşen ulaştırılmasıyla ilgili topraklarının kullanımına izin vermemelerini” istedi.
Yıl 2017/ Han Şeyhun.
Dünya kamuoyuna yine “Esad’ın kimyasal saldırı düzenlediği” servis edildi. Ve anında BMGK’ye “acil” toplantı çağrısı yapan yine Fransa oldu. Acil toplanan BMGK’de yine “kimyasal zehirlenmeden ölen Suriyeli çocuk” resimleriyle tekrar ve tekrar Suriye’ye müdahale çağrıları yapılıyor.
Aynı şey tekerrür ediyor.
Ama artık önemli farklar var:
1- BM kararı ve gözetiminde Suriye hükümetinin elindeki kimyasal silahlar 2013’te temizlendi. Yani Suriye’nin elinde kimyasal silah yok ve olmadığını en iyi BM biliyor.
2- İdlib 2015’ten beri Nusra Cephesi ve müttefiklerinin kontrolündedir ve orada nelerin stoklandığını sadece Türkiye bilebilir.
3- Suriye ordusu, cihatçıların Hama saldırısını geri püskürtmüş ve cihatçıların mevzilerini Grad füzeleriyle yoğun bir şekilde vurmaya başlamıştı. Cihatçıların roket ürettikleri atölyelerin de vurulduğu açıklandı. Ama vurulan atölyelerden klorin gazı sızıntısı olmaya başladı. Yani cihatçılar sadece füze üretmiyor, aynı zamanda kimyasal silah da üretiyormuş.
4- Vurulan bu atölyeler dağa açılan bir tünelde kurulu ve atölyede silah üretimi yapan cihatçı militanlar vurulmuşlardı. Beyaz Miğferliler’e ait olduğu belirtilen bu yer, kentin dışındadır. Ancak bu bölgedeki bir kimyasal silah deposunun hedef alınması durumunda en yakın yerleşim yerleri birkaç yüz metre uzaklıktadır.
5- Birkaç kritik soruyu da cevaplarıyla birlikte aktaralım:
2013’te Suriye kimyasallardan arındırıldığında Lavrov kimleri uyarmıştı?
-Suriye’nin komşu ülkelerini…
Neden uyarmıştı?
-Muhaliflere kimyasal silah ya da kimyasal bileşen ulaştırılmasın diye topraklarının ve sınırlarının kullanılmasına izin vermemeleri için.
Cihatçıların sızıntı yapan bu kimyasal silah stokları nereden geldi?
–En yakın ülke sınırından…
İdlib’e açılan sınır nereden geçiyor?
-2012’den beri Nusra’nın emirlik kurduğu İdlib’i bilmeyen var mı? Sınırlarımız hepsine amade!…
Bu kimyasal hatırlama üzerine bir gelişme daha oldu; Rusya, Han Şeyhun’da cihatçıların kimyasal ürettiklerine dair delilleri içeren bir dosyayı BMGK’ye sunuyor.
-Sizce bu kimyasallar en çok kimin başını ağrıtacak?
Suriye’ye “acil” müdahale çağrısı yapan Tayyip Erdoğan’ın, “Trump’ın müdahale açıklaması lafta kalmasın, bize düşeni yapmaya hazırız” sözlerinde şimdi daha anlaşılır bir telaş açığa çıkıyor…
Han Şeyhun’da kimyasal oyunlar ve sahtekârlıklar
Suriye savaş uçakları, 4 Nisan günü Han Şeyhun’a hava saldırısı düzenledi. “Muhalifler”, Suriye ordusunun kimyasal saldırı gerçekleştirdiğini öne sürdüler. Ordu kaynakları da bölgede cihatçılara ait bir kimyasal silah deposunun isabet aldığını ve kimyasal sızıntı gerçekleştiğini açıkladılar.
“Muhalif muhabir” Hadi Abdullah ise, Suriye ordusunun vurduğu tesislerin tahıl depoları olduğunu, orada herhangi bir kimyasal silah stokunun olmadığını ve ordunun kimyasal saldırı gerçekleştirdiğini ispat etmeye yönelik çekimler servis etti.
Suriye yönetimine yakın sosyal medya hesapları da, Hadi Abdullah’ın kimyasal füze atıldığı iddia edilen bölgeye dair çelişkilere dikkat çeken paylaşımlarda bulundu.
1-Han Şeyhun’da kimyasal saldırı düzenlendiği iddia edilen yerin konumu.
2-Hadi Abdullah’ın “Rejim güçleri tahıl depolarını vurdu ve orada kimyasal silah yok” dediği tahıl depolarının yerini gösteren harita:
Hadi Abdullah, kimyasal füzenin düştüğü iddia edilen yerden yayına başlıyor, vurulan tahıl depolarından söz ediyor ve Rusya ile Suriye ordu kaynaklarının “kimyasal silah üretilen depolar isabet aldı” iddialarını çürütmeye çalışıyor.
Özetle ve mealen şunu söylüyor:
“Rusya ve rejim, kimyasal silah üretilen depoyu vurduklarını iddia ediyorlar, oysa onların vurdukları tahıl deposu altı ay önce bombalandığı için boş ve bu civarda hiçbir insan yaşamıyor. Bölgeden siviller altı ay önce boşaltıldı. Burada yaşayan bir sivil nüfus yok. Oysa bu kadar çocuk ve sivil öldürüldü. Yani rejim yalan söylüyor…”
Hadi Abdullah’a “Bu kadar çocuk nereden geldi ve nasıl öldüler?” sorusunu ileride yönelteceğiz, ama şimdi Hadi’nin “olay yeri diye çekim yaptığı noktaya odaklanıyoruz:

Hadi Abdullah, kimyasal füze atıldığı iddia edilen yerden yayın yapıyor. Tek kullanımlık ağız maskesi takmış, füzenin açtığı çukuru gösteriyor, yanında da Beyaz Miğferliler’den biri… Arkada ise tahıl depoları görülüyor.
Hadi Abdullah, “Bu bölge altı ay önce boşaltıldı. Sivillerin girmesi mümkün değil. Rejim, kimyasal silah üretilen depoları vurduğunu söylüyor. Yalan söylüyorlar. Vurdukları yer tahıl depolarıdır…” diyor. (Video: https://twitter.com/tarek_oo7/status/850046729525362688)
Oysa Abdullah’ın sözünü ettiği tahıl depoları 2015’te vurulmuştu. “Muhalifler”in kendi paylaşımlarında da tahıl depolarının 2015 yılında Rus jetleri tarafından bombalandığı ve tamamen kullanılmaz hale getirildiği belirtiliyor.
“abdullah albasheer” adlı YouTube hesabı tarafından 15 Ekim 2015 yüklenen video: “Rus uçakları Han Şeyhun’da tahıl depolarını vurdu”
15 Ekim 2015’te de bu bölge tamamen boşaltılmış; yani Hadi Abdullah’ın dediği gibi 4 Nisan 2017’den altı ay önce değil!
Eğer bu bölgede 2015’teki bombardıman sonrası siviller tamamen tahliye edildiyse, buraya atıldığı iddia edilen kimyasal füze yüzünden bu kadar sivilin ölmesi olası değildir.
Peki “muhalifler” 2015’te vurulan tahıl depolarının neden şimdi vurulduğunu iddia ediyorlar?
Suriye yönetimine yakın sosyal medya hesaplarına göre, ürettikleri füze ve kimyasal silahları gizlemek için.

“Bu depolar için: Tahıl deposu diye açıklıyorlar ama ürettikleri şeyler füze ve kimyasal silahlar. Burada Türkiye’den El Kaide ve IŞİD’e sağlanan silah ve mühimmatlar stoklanıyor. Bu stoklarda kimyasal malzemeler de mevcut.”
Sahte kimyasal deliller
Aşağıdaki iki fotoğrafa dikkatlice bakın.
Hadi Abdullah, kimyasal füze atıldığı iddia edilen noktada, olayın yaşandığı gün olan 4 Nisan’da sadece bir ağız maskesiyle Rusya ve Suriye’nin “kimyasal silah üretilen depolar isabet aldı” açıklamasını çürütmeye çalışıyordu.
6 Nisan’da aynı noktada ikinci bir video çekimi yapan Abdullah’ın bu kez ağız maskesi yok ama kimyasal füze isabet ettiği iddiasını güçlendirmek için yoğun çaba sarf edildiği görülüyor! Çukurun etrafına beyaz eldivenler serpiştirilmiş ve “tehlikeli madde” levhası konulmuş!
Hadi Abdullah’ın, kimyasal füze atıldığı iddia edilerek çekim yaptığı bölgenin daha önceden bombalanmış ve nüfustan arındırılmış bir bölge olduğu açıktır.
Suriye savaş uçaklarının vurduğu yerde kimyasal silah depoları vardı.
Aynı yerde kimyasal saldırı tatbikatı yapmışlardır:

“Bu fotoğraf, bir aydan uzun süre önce aynı noktada kimyasal saldırılara karşı eğitim alan #BeyazMiğferliler teröristleri için çekildi.”
Burası kimyasal silahları depoladıkları ve daha sonra çocukların önünde görüntülendiği yerdir.
2013’te Doğu Guta’da yaşananlar ilk başta “Esad yönetiminin sonu” olarak belli çevrelerde sevinç yaratmıştı. Aynı çevreler şimdi de Han Şeyhun’da yaşananlardan dolayı bir heyecana kapılmış durumda. Katliamdan mı şikayetçiler, yoksa savaşı tırmandırma fırsatı buldukları için mi mutlular? Katliamlar karşısında ilkesel bir itirazları olmadığını biliyoruz. Savaşı kendi lehlerine tırmandırma fırsatı buldukları konusunda bir şey söylemek için de erken. Doğu Guta’da yaşananların arkasında cihatçı ağı ve bölgesel destekçileri olduğu açığa çıkmış, birilerinin hevesi kursağında kalmıştı. Han Şeyhun’da gerçekte ne yaşandığına dair ileride çok daha fazla ayrıntı ortaya çıkacaktır. 2013’teki Doğu Guta senaryosunun tekrarlanması da ihtimal dahilindedir.