Avrupa’da istediğini Türkiye’de istemiyorlar, kendi için istediğini ülkesi için istemiyor desem ne olur? Sağ bütün olma değildir ruhunuzu da ikiye parçalar diye söylesem ne olur
Avrupa’da istediğini Türkiye’de istemiyorlar, kendi için istediğini ülkesi için istemiyor desem ne olur? Sağ bütün olma değildir ruhunuzu da ikiye parçalar diye söylesem ne olur
Biliyorum artık gerçeği anlatmanın bir önemi yok. Gerçekle değil güçle ilişkisi var artık kimi ‘çoğunluğun’ çünkü. Her ne kadar güçten düşseler de böyle. Sen Hollanda’ya konuşurken kendi ülkende olana bakmıyorsun dememin de bir önemi yok. Diğerine hak görmediği her şeyi kendine hak görüyor çünkü. Salo ya da Sodom’un 120 Günü’nde işkence yapan burjuvalar işkencelerinin dahi iyilik olduğunu anlatmıyor muydu?
İnsan sadece bir yere bakıyorsa ne yaşamı ne de ruhu bütün olur, yarım olur desem ne olacak ki? Bir yeri görmemek, görmekten daha büyük bir efor ister desem ne! Düşünsene görmemek için o tarafı yok sayacaksın, görsen bile görmezden geleceksin desem ne. Ruhun kadar yaşadığın yerler de yarılır desem.
Günlerce sokak ortasında cenazesi kaldırtılmayan, hepimize ibret olsun diye cenazesi kurda kuşa yem edilmek istenen insanlardan bahsetmenin de onlar için bir önemi yok. Ki hakkını vererek yazsan Taybet Ana’nın 10 günü dünyanın en ağır kitabı olur. Cemile Çağırga’nın bir haftası ise yazılamayacak kadar yüktür omuzlarımızda. Adı bile Çağırga olan Cemile’nin yalnızlığı nasıl yazılabilir ki? Kürt şehirlerini bombalayan komutanlar aynı kayıtsızlıkla Ankara ve İstanbul’u da bombaladı desem ne önemi onlacak! Günlerce aç susuz bırakılıp açlıkla terbiye edilmeye çalışan halkları anlatmanın da bir önemi yok.
Irkçı Wilders’e çatarken (ki o Hollanda’da yaşayan Türkleri, Türkiye’ye geri göndermekle tehdit edendir, ki Avrupa’ya büyük çoğunluk iş için gitmiştir ve ülkeler orada doğanlara değil orada üretenlere, orada yaşamı yaratanlara aittir) Türkiye’de Ermenileri ( Ki onlar da Ermenistan’dan yoksulluktan gelmiştir ve Avrupa’daki Türkler gibi ürettikleri yerin sahibidirler de artık) geri gönderirim dendiğini hatırlatmanın ne önemi olabilir. Ya, aynı dilden olmayanların nasıl da aynı dilde birleştiğini anlatmamın önemi ne. ‘Afedersiniz bana Ermeni dediler’in ne demek olduğunu anlatmanın ne değeri var. Trump 7 ülkenin vatandaşlarının ve müslümanların ABD’ye girişini yasaklarken neden tek bir söz edilmiyor demenin de anlamı yok. Avrupa’ya demokrasi anlatanların kendi ülkesinde 50 bin Ermeni 2000 civarı Rum nüfus kaldığını anlatmanın da… Müslüm Gürses’in dahi ancak öldüğünde Ermeni olduğunu öğrenebilmemizin de bir önemi yok.
Çünkü tüm bunları onlar da biliyor sen de. Biliyor da söylüyorlar. Kendiniz zayıfken değil güçlü olduğunuzda ne yaptığınız önemlidir desem ne olur ki? 28 Şubat’ı güçlü olduğunuz kendi Şubatlarınızda da reddetmeli insan dememin ne önemi var. Senden, benden binlerce yıl önce bu topraklarda yaşayan Ermenilerin dahi 50 yıldır Avrupa’ya göçen Türklerden ne kadar az kaldığını anlatmamın ne önemi var. Bakan Kaya yurtdışında yürüyeceğim derken kendi ülkesinde temsilcisi olduğu insalarla buluşturulmamak için ordunun seferber edildiğini, dağ taş yürüyen HDP’lileri söylesem ne olur ki? Bodrumlarda ‘su’ diye can veren yüzlerce insanlardan bahsetmenin ne önemi var.
Şimdi ve tam şu anda yıllar sonra Hollanda ile krizde Srebrenitsa’yı hatırlasanız da Ruanda’daki soykırımı hangi konjonktürde hatırlayacaksınız dememin ne önemi var. Cezayir soykırımı sadece Ermeni soykırımı gündeme geldiğinde mi hatırlanır dememin ve ahlak talep etmemin ne önemi var.
Biliyorlar, biliyor da yapıyorlar.
Srebrenitsa soykırımını, Hollanda askerinin geri çekilerek Sırp ırkçılara yol verdiğini dün mü öğrendiniz, 2012’de genç olmak üzerine birbirinize karşı kıskançlıkla bahsediyordunuz dememin ne önemi var. Cezayir soykırımını Fransa’ya hatırlatırken kendi hafızanızı nasıl da kaybettiğinizi söylememin de bir önemi yok. Fransa’nın Cezayir’de yaptığı soykırıma karşı tavır alan 121’ler olarak anılan bildirinin imzacıları ile kendi ülkemde barış akademisyenlerinin aynı olduğunu söylesem ne olacak ki. Fransa’dan Türkiye’ye barış imzacılarına karşı nasıl da farklı dillerin aynı şeyleri yapıp buluştuğunu söylememin ne önemi var.
Filistin’e durmadan değişen politikalarınıza göre değil, Denizlerin hiç değişmeyen özgürlük mücadelesiyle gidebilirsiniz ancak demenin ne önemi var.
Ne önemi var Demirtaş’ın tutukluluk sebeplerinden birinin de ’suça eğilimli kişilik’ diye tanımlandığı adalet ülkelerinde yargıya Freudyen mi yoksa Jungcu musunuz diye sormamın? Nihayet onlar psikoloji tartışmalarını fizikçilere yaptırıyorlar biliyorsun ve biliyorlar. Ve fizikçilerin psikolog olduğu, fiziğin de, biyolojinin de, evrim teorisi artık öğretilmediğine göre yerçekiminin de olmadığı ülkelerde bunu sormanın ne önemi var.
Avrupa’da yaşayan yabancılar nasıl pazarlık unsuru görülüyorsa Suriyelilerin de Türkiye’de öyle görüldüğünü söylememin, iki dakikaya bir ‘para’ yoksa Suriyeli göçmen anlaşmasını iptal ederim diyorlar dememin önemi ne.
Ful Metal Jacket’i seyrederken kendi metal ceketlerini hatırlamadıklarını söylesem ne olur yani? ABD’de de ‘Öyleyse ben müslümanım’ kitlesel yürüyüşlerinin ne anlama geldiğini söylememin de önemi yok.
Avrupa’da yaşayan Türkler solun ne olduğunu çok iyi biliyor. Bildiği için, ‘sol yabancıları korur, eşitlikçidir, özgürlükçüdür’ diye orada sola oy veriyorlar desem ne anlamı var. Orada bilseler de kendi memleketlerine gelince neredeyse yüzde 60’a varan bir çoğunlukla unutuyorlar ve sağa oy veriyorlar desem ne olur. Avrupa’da istediğini Türkiye’de istemiyorlar, kendi için istediğini ülkesi için istemiyor desem ne olur? Sağ bütün olma değildir ruhunuzu da ikiye parçalar diye söylesem ne olur. Bütün düşünen bir insan Avrupa’da sola oy veriyorsa Türkiye’de de sola oy vermelidir desem ne önemi var. Birlik; eşitlik ve özgürlükle olur desem ne anlamı var.
Bilmiyor değiller. Biliyor da yapıyorlar.
Ne önemi var bu memlekette Turgut Uyar’ı dahi paylaşanların çoğunun onu yokuş yol’a kadar sevdiğini söylememin. Yokuş yollar yine bize düşer desem ne olur. Göğe bakma durağını hayal edenler dahi o duraklarda öldürülen Sedat Akbaş’ı unutmak ister desem ne olur ki?
Ne önemi var Türkiye Avrupa’nın doğusu ise Türkiye’nin doğusu neresidir dememin?
Ama şunun bir önemi var, insan yarattığında yaşar ya da boğulur…
Sendika.Org, yayın hayatına başladığından bu yana işçi sınıfı hareketinin, solun ve genel olarak toplumsal muhalefetin gündemine ilişkin, farklı politik perspektiflerden düşünsel katkılara açık bir tartışma platformu olagelmiştir. Sitemizde yayımlanan yazılar yayın kurulunun politik perspektifiyle uyumluluk göstermeyebilir. Amacımız, mücadelenin gereksinim duyduğu bilimsel ve politik bilginin üretimini zenginleştirecek tüm katkılara, yayın ilkelerimiz çerçevesinde, olabildiğince yer verebilmektir.