Tek Adam rejimini savunmak için “Evet” diyenleri melek, “Hayır” diyenleri şeytan, Erdoğanı da Allah’ın yeryüzündeki gölgesi ilan ediyorlar.
Tek Adam rejimini savunmak için, “Evet” diyenleri melek, “Hayır” diyenleri şeytan, Erdoğan’ı da Allah’ın yeryüzündeki gölgesi ilan ediyorlar. İslami çevreler de dahil olmak üzere geniş bir kesimden, bu pespaye propagandalara tepki yükseliyor
Kral, padişah, firavun, çar… Adları ve dinleri değişse de bütün tek adam yönetimleri kendilerini “Zillullah’ı fi’l alem”, yani “Allah’ın yeryüzündeki gölgesi” ilan ettiler.
Kendilerini ilahlaştırarak, ilahla bir tutarak, iktidarlarını mutlak ve sorgulanmaz kılmak istediler.
Siyasi egemenliğin kaynağının dinde aranması, dinin buyruğu değil yeryüzündeki mutlak iktidarına dayanak arayan Tek Adam’ın ihtiyacıydı.
Demokrasi ve laiklik, işte kendini Allah’la bir tutarak halka hükmeden Tek Adam’lara karşı siyasi egemenliğin kaynağını göklerden yeryüzüne indirerek, egemenliği Tek Adam’dan halka verme mücadelesinin ürünüydü.
Şimdi bütün egemenliği yine kendi şahsında toplamak isteyen Tayyip Erdoğan da sık sık abartılı dini göndermelerle kendi Tek Adam yönetimine dayanak oluşturmaya çalışıyor.
Referandum için “Allah ne derse o olacak” diyor; “Hayır” diyenleri terörist olmakla suçlayıp “Onların arkasında terör örgütleri, bizim arkamızda Allah var” diyor.
Etrafındakiler de boş durmuyor. Kimisi “Erdoğan’a dokunmak ibadettir” diyor, kimisi “O bizim için ikinci peygamber” diyor.
Gökçekgillerin televizyonuna çıkan bir ilahiyatçı, “Melekler ‘Evet’ dedi. Allah’ın buyruğuna itiraz eden bir şeytan vardı o da ‘Hayır’ dedi” diye referandum göndermesi yapıyor.
Ne var ki dinin Tek Adam’ın ihtiyaçları için kullanıldığı bu abartılı kampanya ters tepiyor. İslami çevreler de dahil olmak üzere geniş bir kesimden, dini inançların bir seçim kampanyasında malzeme yapıldığı bu pespaye propagandalara tepki yükseliyor.
Sosyal medyada dolaşan kısa bir video mesaj büyük ilgi gördü ve milyonlara ulaştı. Konuşan mütedeyyin yurttaş, dinin seçim kampanyasına bu şekilde malzeme yapılmasına isyan ediyordu. İktidar medyası, video mesajın yarattığı etki karşısında söylenenlere yanıt veremeyince, söyleyeni “terörist, FETÖ’cü” ilan ederek konuyu geçiştirme telaşına girdi.
Videoda söylenenleri yorumsuz aktaralım:
“Yahu din böyle pislikleri kurutmak için bir kağıt peçete gibi kullanılır mı yahu! Allah’tan korkun! Ne demeye getiriyorsunuz? Her şeyiniz var. Havuz televizyonları sizde. Gazeteleriniz var. Milyonlarınız var. Sosyal medyada çalışan binlerce para verilmiş insanlar var. Reklamcılarınız var. Her şey elinizde, her şey. Bunlarla yetinin. Dinimizden, imanımızdan, Allah’ımızdan, Kuran’ımızdan çekin şu habis ellerinizi be. Ne demeye getiriyorsunuz? ‘Evet diyenler melek. Hayır diyenler şeytan. Bunu emreden baştaki reis de Allah mı demeye getiriyorsunuz. İnsan bu kadar dinimizle, imanımızla, Allah’ımızla, Kuran’ımızla oynar mı yahu?”
“Ama suç sizde ve bende ey halkım. Bunlar önce dediler ki, ‘Ona dokunmak bir ibadettir.’ Bir şey söylemedik ey halkım, sen de bir şey demedin ben de bir şey demedim. Sonra birisi dedi ki, ‘O bizim için ikinci peygamberdir.’ Hiçbir şey demedik. Sen de demedin ben de demedim. Yuttuk yaladık bunları şeker kamışı yalar gibi. Sonra birisi dedi ki, ‘O Allah’u tealanın bütün sıfatlarını kendinden biriktirmiş olan bir dünya lideridir.’ Gıkımız çıkmadı. Şimdi? Şimdi adam, Allah imasında bulunuyor yahu!”
HDP’nin İslami hareket kökenli milletvekili Hüda Kaya da, iktidarın insanları inançlar üzerinden uyuşturarak köleleştirdiğini söyleyerek dinen de Tek Adam iktidarına “Evet” denilmesinin savunulamayacağını, aksine itiraz edilmesi gerektiğini söylüyor.
Kaya bir açıklamasında şunları söyledi:
“İnancımıza göre ‘evet’ demenin karşılığı Allah’ı inkâr etmektir. Bunu size Kuran-ı Kerim’den bir sure ile açıklayacağım. ‘Allah’tan başka kim kendini teklikte dayatıyorsa, tevhide göre bu ‘hayır’ denilmesi gereken bir zalimdir.’”
Teklik iddiasında bulunan muktedirin, aslında ilahlık iddia ettiğini söyleyen Kaya, “Allah’ın bile kendine zulmeden kullarına yapmadığını, bu zalimler kendilerinde hak görüyor, Kuran’da böyle bir tekçilik yok, herkesin çeşitlilik içinde özgür olmasından bahsediliyor” dedi.
İktidarın adeta fetva makamı mertebesinde gördüğü ve Tayyip Erdoğan’ın da önem verdiği İslamcı yazar Hayrettin Karaman ise Kaya’nın sözleri karşısında Erdoğan’ı savunmaya girişti. “Bir kimse bir ülkeyi tek başına (meclis, danışma kurulu, istişare, denetim olmaksızın) yönetmeye kalkışsa İslam’a aykırı davranmış olur, ama bunun Allah’a ortak koşmakla bir alakası yoktur” diyen Karaman’ın Erdoğan’ın Tek Adamlık arzusunu kendi camiasında içinde bile ne kadar kurtarabildiğini okurun yorumuna bırakalım.
İşin özeti, asırlar öncesinde kaldığını sandığımız bir mücadelenin günümüz koşullarında yeniden karşımıza çıkmasıdır. Kendini “Zillullah’ı fi’l alem”, yani “Allah’ın yeryüzündeki gölgesi” sayan, egemenliğin kaynağını yeryüzünden gökyüzüne çıkarmaya, daha doğrusu kendi Saray’ına daraltmaya heveslenen Tek Adam’a izin verecek miyiz?
Sendika.Org, yayın hayatına başladığından bu yana işçi sınıfı hareketinin, solun ve genel olarak toplumsal muhalefetin gündemine ilişkin, farklı politik perspektiflerden düşünsel katkılara açık bir tartışma platformu olagelmiştir. Sitemizde yayımlanan yazılar yayın kurulunun politik perspektifiyle uyumluluk göstermeyebilir. Amacımız, mücadelenin gereksinim duyduğu bilimsel ve politik bilginin üretimini zenginleştirecek tüm katkılara, yayın ilkelerimiz çerçevesinde, olabildiğince yer verebilmektir.