Almanya, Nazi döneminin ardından pek çok Nazi’yi yeniden kamuya alırken Radikaller Kararnamesi ile solcuları devletin dışında tutma politikasını izlemişti. Kararname kaldırılalı çok oluyor ama Kerem Schamberger olayı gösteriyor ki birçok federal eyalette hala ayrımcılık devam etmektedir Siyasi görüşlerinden dolayı işe alınmayan bir Türk, son günlerde Alman medyasının gündemine girdi. Alman WDR televizyonunun 10 Kasım 2016 […]
Almanya, Nazi döneminin ardından pek çok Nazi’yi yeniden kamuya alırken Radikaller Kararnamesi ile solcuları devletin dışında tutma politikasını izlemişti. Kararname kaldırılalı çok oluyor ama Kerem Schamberger olayı gösteriyor ki birçok federal eyalette hala ayrımcılık devam etmektedir
Siyasi görüşlerinden dolayı işe alınmayan bir Türk, son günlerde Alman medyasının gündemine girdi. Alman WDR televizyonunun 10 Kasım 2016 tarihindeki Monitor isimli TV programında Kerem Schamberger’in öyküsü anlatıldı.
Alman anne ve Türk babadan Almanya’da doğan Kerem Schamberger, Münih Üniversitesi’nin Haberleşme Bölümü’nden başarı ile mezun oluyor. Yüksek lisans tezini “Uganda’da medya özgürlüğü” üzerine yapıyor ve bu tezle bir de ödül alıyor.
Birlikte çalıştığı profesörü kendisini aynı üniversitede doktora öğrencisi olarak işe almak istiyor.
2016 yılı Temmuz ayında Münih Üniversitesi’ne iş için başvurduğunda kendisine doldurması için bir “sorgulama” belgesi veriyorlar.
Bu belgede birçok örgütün, derneğin isimleri bulunmakta ve kendisinin bu örgütlerle bir ilişkisi olup olmadığı soruluyor.
Kerem Schamberger formda aşağıdaki 4 örgütü işaretliyor:
DKP (Alman Komünist Partisi)
Rote Hilfe e.V (Kızıl yardım Derneği)
SDAJ (Alman Sosyalist İşçi Gençliği)
VVN.BdA (Nazi Rejimi Tarafından Takip Edilenler Birliği)
Münih Anayasayı Koruma Dairesi olaya müdahil oluyor ancak Kerem Schamberger, 1 Ekim 2016 tarihinde işe başlaması gerekirken 18 Kasım 2016 itibarı ile hala işe başlayamamış durumda idi.
Kerem Schamberger siyasi bir kimliği olduğunu, Erdoğan’ın faşizan diktatörlüğünü eleştirdiğini sosyal medya başta olmak üzere her platformda çok net bir şekilde ortaya koyuyor. (twitter.com/keremschamberg)
Asıl sorulması gereken soru Almanya’da nasıl oluyor da bir yandan demokrasi havariliği yapılırken diğer yandan böyle bir olayın yaşanıyor olduğudur. Aslında bu durumun Almanya’da tarihi eskilere dayanan hukuki temeli var.
1972 yılında Alman Sosyal Demokratlar ve Liberal’lerin koalisyonunda Federal Eyalet Başkanlarından oluşan Bundesrat’ın önerisi üzerine dönemin başbakanı W. Brand ve Dışişleri bakanı Genscher hükümeti tarafından çıkarılan bir ‘Radikaller Kararnamesi’ ile meslek yasağı hayata geçirilir. Bu kararnamede 1950’de Batı Almanya’nın ilk Başbakanı Adenauer tarafından eski Nazileri kamudaki işlere kolayca yerleştiren ama solcuları uzaklaştıran uygulamanın izleri görülür. O zamanlarda da memur yasaları bahane edilerek birçok kişi kamu alanında işe alınmamıştı.
Bu kararname, çıktığında birçok Avrupa ülkesi ve sivil kuruluşlar tarafından Almanya’nın Nazi dönemine döndüğü eleştirilerini beraberinde getirmişti.
1972-1991 yılları arasında 3,5 milyon Alman vatandaşı kontrol edildi, 11.000 kişiye meslek yasağı verildi, 2.200 disiplin cezası verildi ve 265 kişi işten atıldı. Çoğunlukla öğretmenler, hakimler, savcılar, sosyal hizmet alanında ve sağlık alanında çalışanlar, postacılar, lokomotif sürücüleri, yani kamunun her alanındaki çalışanlar kararname nedeniyle zarar gördüler.
Kararname ilk defa Saarland’da 1985 yılında son olarak da Bayern’de 1991 yılında kaldırılmıştır. Fakat Kerem Schamberger olayı gösteriyor ki birçok federal eyalette hala ayrımcılık devam etmektedir.
Almanya’da öldürülen 10 yabancının ırkçı cinayetlerini araştırmakla görevlendirilen polis memurlarından en az ikisinin Ku-Klux-Klan üyesi oldukları yine Anayasayı Koruma Dairesi tarafından telefon konuşmalarının kaydedilmesi ile ortaya çıkmıştı. Ama hızla örtbas edildi.
Buna benzer birçok olayda Almanya’da devletin neo-nazilere, faşistlere daha müsamahalı davrandığı iddiaları bulunuyor.
Alman devletinin sağ gözü görmüyor. Her şey eskisi gibi…
Kaynaklar:
Dominik Rigoll: Staatsschutz in Westdeutschland. Von der Entnazifizierung zur Extremistenabwehr. Staatsschutz in Westdeutschland, Göttingen 2013 (Batı Almanya‘da Devlet Güvenliği / Nazilerden temizlenmeden Aşırıcılıktan korunmaya. Devlet koruma)
10 Kasım 2016 WDR Televizyonu Monitor programı kaydı:https://www.youtube.com/watch?v=-qslsXP2ahg
Sendika.Org, yayın hayatına başladığından bu yana işçi sınıfı hareketinin, solun ve genel olarak toplumsal muhalefetin gündemine ilişkin, farklı politik perspektiflerden düşünsel katkılara açık bir tartışma platformu olagelmiştir. Sitemizde yayımlanan yazılar yayın kurulunun politik perspektifiyle uyumluluk göstermeyebilir. Amacımız, mücadelenin gereksinim duyduğu bilimsel ve politik bilginin üretimini zenginleştirecek tüm katkılara, yayın ilkelerimiz çerçevesinde, olabildiğince yer verebilmektir.