HDP Eş Genel Başkanı Demirtaş, Musul operasyonuna ve Başkanlık tartışmalarına dair konuştu. Demirtaş, “İlle bir devlete başkan olacaksan Devlet Bahçeli’ye başkan ol. O da çok istiyor zaten” dedi
HDP Eş Genel Başkanı Demirtaş, grup toplantısında Musul operasyonuna ve Türkiye’de IŞİD’e karşı yürütüldüğü belirtilen operasyona dair konuştu. Türkiye’nin Ortadoğu’nun önemli bir ülkesi olarak bölgede söz sahibi olduğunu ama yanlış dış politika ile denklem dışı kaldığını belirten Demirtaş, “IŞİD destekçisi bir ülkeyle kimse iş yapmaz” dedi. Musul’dan önce Antep’in IŞİD’den temizlenmesi gerektiğini belirten Demirtaş, “Katliam yapan IŞİD’liler konuşmasın diye bir bir temizleniyor” dedi. Başkanlık tartışmalarına da değinen Demirtaş, “İlle bir devlete başkan olacaksan Devlet Bahçeli’ye başkan ol. O da çok istiyor zaten” dedi
HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş bugün (18 Ekim) grup toplantısında konuştu. Demirtaş, konuşmasının başında Arif Sağ’a başsağlığı diledi. Demirtaş, “Arif Sağ’ın eşi Yıldız Hanım’ı yitirdik. Bütün grubumuz, partimiz adına Sağ ailesine başsağlığı diliyoruz” dedi.
Konuşmasında Musul operasyonuna değinen Demirtaş, Türkiye’nin bölgenin önemli bir ülkesi olduğunu ama 14 yıldır dış politikanın yanlış olduğunu belirterek şunları söyledi:
Musul operasyonu başladı demek insanların ölümü demek. Çok sayıda insan ölecek bu operasyonda. Musul halklarının yanında, Musul’un sahiplerinin yanındayız. Türkiye bölgenin sıradan bir ülkesi değildir. Suriye, Mısır, Ürdün, Irak ile ilgili tabi ki politika üretmek durumundadır. Dünya üzerinde de Türkiye önemli bir devlet ve bu devletin Ortadoğu yangın yerine dönmüşken sessiz kalması düşünülemez. Bizim karşı olduğumuz şey 14 yıldır burnunun ucunu göremeyen dış politikadır. Sende karışacaksın, karışmalısın da fakat böyle rezil bir dış politikayla olmaz. 14 yıldır bunu anlamadınız. Hala yapılan açıklamalara bakın ‘Musul bizimdir’. Ortadoğu’yu kan gölüne çevren temel hata ırkçılık, mezhepçiliktir.
“Dünya Türkiye’yi IŞİD destekçisi bir terör hükümeti olarak görüyor”
Demirtaş, Ahmet Davutoğlu’nun Dışişleri Bakanlığı döneminde Türkiye’yi dışlayan ve denklem dışı bırakan bir hatta çektiğini belirterek şöyle devam etti:
İç politikada da dış politikada asıl gazı veren Saraydaki zattır. Bu hatalarından ders çıkardı mı, hayır. Sen Musul’da, ‘Sahada da masada da olacağım’ derken ikisinde de kaybettiğini itiraf etmeye korkuyorsun aslında. Musul operasyonu başladığı günden bu yana ‘Biz de olmalıyız’ demesi içler acısı bir durumdur. Türkiye’yi düşüreceğiniz hal bu muydu. İttifakı El Nusra ve IŞİD ile yaptınız. Bunlarla olanlarla dünyada kimse iş yapmaz artık. IŞİD destekçisi bir terör hükümeti olarak görüyor dünya. Çözüm masasını devirmeseydiniz, iç barışı sağlasaydınız, bir tarafına IŞİD, diğer tarafa El-Nusra’yı alacağınıza bu tarafına PYD’yi bu tarafına PKK’yi alsaydınız, akıllı olsaydınız. Sizde biraz aklınızı kullansaydınız, Kürtleri yanınıza alsaydınız şu-bu partiyi değil. Bölgede güven veren bir ülkeye dönüşecektir. Kürdün uzattığı barış elini havada bırakmak yerine, ırkçılık yerine rotayı demokrasiden yana kırsaydınız Musul’da düştüğünüz bu duruma düşmezdiniz. Dünyanın neresine giderseniz gidin Türkiye IŞİD destekçisi olarak biliniyor. İttifakı IŞİD olanlarla dünyada kimse iş yapmaz. Türkiye ittifak olarak Ortadoğu’da El Nusra, Ahraru Şam ve İŞİD’i seçti bunlarla ittifak yapan bir hükümet meşru olarak görülmez.
“Sen önce Antep’i IŞİD’den temizle sonra gel Musul’u temizle”
Musul konusunda a, b, c adı altındaki planların kamuoyunu yönlendirmekten başka bir şey olmadığını belirten Demirtaş şöyle konuştu:
Atı alan Üsküdar’ı geçmiş. Sen önce Antep’ i IŞİD’den temizle de sonra gel Musul’u temizle IŞİD’den. Antep’in bazı mahallerini IŞİD’e teslim etmişsin, devlet giremiyor bile.
Numan Kurtulmuş, ‘Musul’u Musullular yönetsin’ diyor. Sen öyle diyorsun da Şırnak’ı, Nusaybin’i, Cizre’yi seçilenlerin yönetmesine izin vermiyorsun. Musul’da asimilasyona, katliama, soykırıma izin vermeyiz diyorlar. Hakkını yemeyelim, AKP yalan konusunda Oscar’lık. Kendi yurttaşını yönetme hakkına güven duy da sonra ahkam kes. Ciddiyetleri yok. Hiç kimse bunları ciddi politika söylemi olarak algılamıyor. Ortadoğu halklarıyla bağı kuran tek parti HDP. Aklı olan hükümet HDP ile kuracağı bağla Ortadoğu’ya açılır. Bizim Süryani, Ermeni, Ezidi, Türkmen halkıyla da ilişkimiz var.
“Katliam yapan IŞİD’liler konuşmasın diye bir bir temizleniyor”
Sahada da masada da olacağız derken, kaybettiğini söylemeye çekiniyorsun. ‘IŞİD ile mücadele ediyorum’ diyorsun ama sen önce Antep’i IŞİD’den temizle de sonra gel Musul’u temizle. Katliamı yapan IŞİD’liler bir bir temizleniyor konuşmasınlar diye. IŞİD ile iş yapıldığının en büyük göstergesi.
Musul’da yeni bir süreç başladı. O coğrafyanın kadim halkları kendi hakkını ve hukukunu elde etmek için direnecekler. Biz işte ezilen bütün o halkların yanında olacağız. Allah Peşmerge kuvvetlerinin yanında olsun.
“Botan halkının sahipsiz olmadığı görülecek”
Şırnak’ın 218 gündür abluka altında olduğunu, yıkım sonucunda insanların kışın kalacak evleri olmadığını belirten Demirtaş şunları söyledi:
Bakın Şırnak haritadan silinmiş bir şehir. Bir şehir yok. Tümüyle haritadan sildiler. 81 il yok, 80 il var. Şırnak 218 gündür sokağa çıkma yasağıyla abluka altında.
İnsanlar kışın yerleşecek ev istiyorlar. Onu da biz çözme noktasına getirdik, izin vermiyorlar. Terk edip gidecekler. İstekleri bu. Buradan çağrı yapıyorum. Kardeşim Türkiye’nin bir şehrinde insanlık suçu işleniyor. ‘Hükümetimiz yapar’ diyorsanız sizin de canınız cehenneme. Ondan kardeş olmaz. Kardeşlik bunun üzerine inşa edilir. Milyonlarca insan sırf Kürt olduğu için zulüm görsün… Sabrın da bir sınırı vardır. Bu baraj da patladığında hiçbiriniz önünde duramazsınız. Onurlu Şırnak halkı.. Siz kadim o toprakları terk etmeme sözü verdiniz, ceketimizi satarız her türlü desteği oraya ulaştırırız. Şırnak halkının Botan halkının sahipsiz olmadığı görülecektir.
Bizim nazarımızda darbeci komutan ile Başbakan’ın hiçbir farkı yok. Sorumluluk zaten onlarda. Darbe savuşturuldu… Bu suçlar ortaya çıkmasın diye tam bir sivil darbe anlayışıyla Türkiye’yi bunlar teslim almaya çalışıyor.
“Darbeci AKP’lileri neden saklıyorsunuz?”
Demirtaş, 15 Temmuz darbe girişiminden haberdar olan 80-90 civarında milletvekili olduğu söylentilerinin konuşulduğuna dikkat çekerek şöyle dedi:
Bu vekillerin çoğu AKP grubundaymış. Kaç AKP’li milletvekili Bunlar kimlerdir, kaç AKP’li milletvekili darbeden haberdardır, darbecidir? Darbe araştırma komisyonuna FETÖ’cü milletvekili koymuşlar. Hesap erken seçime gidilecek, bunlar aday yapılmayacak, tasfiye edilecek ve tutuklanacak. Şimdi siyasi kriz çıkar diye darbenin siyasi ayağına dokunmuyorlar. Ama bizim belediye başkanlarımıza dokunuyorlar.
Gece gündüz bizi terör destekçisi diye suçlayanlar hele bir bakın. Şu İstanbul Belediye Başkanı’na bakın. Ankara Belediye Başkanı’na bir bakın. Bak bir malikane yapmış. Hoca efendiye yapmış. Gelince kalsın diye yapmış. Kendisi söyledi. Öğretmenleri işten atıyorlar. En büyük yardımı siz yaptınız. Böyle bir ortamda ‘Başkanlığı tartışalım’ diyorlar.
“Böylesi 12 Eylül’de Diyarbakır Cezaevi’nde yapılmadı”
Cezaevlerinde yaşanan işkencelerle ilgili Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’a çağrı yapan Demirtaş şunları söyledi:
Başbakan grupta konuşuyor. Öbürü sarayda konuşmaya başlayınca bütün kanallar canlı vermeye başladı. Tamam atamışsın belli, ya bu kadar hakaret olur mu. Başbakan’a kapalı ekran bize açılır mı? Bu ülkenin Adalet Bakanı açıkça işkencecilere ‘Siz devam edin, ben yanınızdayım’ diyor. Bu açıkça işkenceye davettir, destektir. Buradan Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’a sesleniyorum. Birlikte cezaevine gidelim. Yanımıza bir doktor da alalım. Mahkuma soru soralım. İşkence var mı yok mu? Eğer işkence yoksa ben cezaevi çıkışında istifa edeceğim. Utanıyorum diyeceğim, işkence yokmuş diyeceğim. Eğer sende haysiyet varsa çıkışta da sen istifa edersin. Kadınlara yapılanlar şu mikrofonlar önünde anlatılmaz. Böylesi 12 Eylül’de Diyarbakır Cezaevi’nde yapılmadı. İşkence bir canlıya yapılamaz.
“İlla başkan olacaksan Devlet Bahçeli’ye başkan ol”
Başkanlık tartışmalarına da değinen Demirtaş konuşmasını şöyle sürdürdü:
Şu anda kullanamadığın hangi yetki var ki başkan olunca kullanacaksın. İlle bir devlete başkan olacaksan Devlet Bahçeli’ye başkan ol. O da çok istiyor zaten. Anlamışsınız zaten devlerin başkanı olsun. Sen başkanlık hevesini al, öbürü de başkanım diye böbürlenip dursun.Bizden ne istiyorsun? Erken seçim tartışması abestir. Farz edelim seçim olacak, yaptığımız konuşmayı yayınlayacak bir TV kanalı, gazete var mı, yok. Ne adil seçimi? Kim kimi kandırıyor? Seçim eşittir demokrasiymiş. Sevsinler sizin yalanınızı. Demokrasi sokaktır. Direniştir. Erken seçim mi istiyorsunuz? Haydi OHAL’i kaldıralım. TV’ler geri açılsın. Saray harcaması denetlensin, her hafta seçim yapalım.
Türkiye’nin %15’i yoksulluk sınırını altında yaşarken Saray’ın yıllık gideri 675 trilyon. Böyle bir israf kimsenin hakkı değil. Türkiye’nin temel çelişki fotoğrafı budur. Şu ışıl ışıl Saray’ın hesabı sorulmasın diye, gencecik çocuklar yaşamını yitiriyor.
Sendika.Org