Ankara Barosu 64. Olağan Genel Kurulu, pazar günü (16 Ekim) yapılan seçimlerle sonlandı
Ankara Barosu 64. Olağan Genel Kurulu, pazar günü (16 Ekim) yapılan seçimlerle sonlandı. Seçimleri 5 bin 19 oy alarak, avukatlara işkence ve kötü muameleye karşı baro yönetimini sorumluluk almaya davet eden önergeyi reddeden Demokratik Sol Avukatlar (DSA) kazanırken Özgürlükçü Çağdaş Avukatlar (ÖÇAV) geçen seçimdeki oy oranını yüzde 40 artırarak 939 oy aldı. Seçimler bitse de eşitlikten, özgürlükten ve adaletten yana avukatların baroyu yeniden inşa etme mücadelesi sürecek
ÖZGÜRLÜKÇÜ ÇAĞDAŞ AVUKATLAR BARO YÖNETİMLERİNE ADAY: #BİZVARIZBİRLİKTEYAPARIZ
ANKARA BAROSU GENEL KURULU BAŞLADI: ÖÇAV “BİZ VARIZ” DİYOR
Kürsü işgaline, işkenceci eski DGM savcısı Nuh Mete Yüksel’in protesto edilmesine sahne olan Ankara Barosu 64. Olağan Genel Kurulu, pazar günü yapılan seçimlerle sonlandı. Mevcut yönetimdeki Hakan Canduran’ın, bir daha aday olmayacağını söylemesine rağmen aday olduğu, bunun da DSA içerisinde çeşitli bölünmelere neden olduğu genel kurul öncesi savunmayı, özgürlükleri, eşitliği, adaleti savunan avukatlar Özgürlükçü Çağdaş Avukatlar olarak seçime girmeye karar verdi. Seçim öncesi toplantılarla, adliyelerde bildiri dağıtımlarıyla, tek tek büro gezmeleriyle süreci örgütleyen ÖÇAV, Eşitlik, özgürlük ve adalet için biz varız” sözünü kendilerine slogan olarak belirledi.
Genel kurulda da bu iddialarını genel kurulun yapıldığı Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ne taşıyan avukatlar, hem katledilen Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi’yi andı, hem de söz haklarını gasp etmeye çalışan divana karşı kürsüyü işgal etti. OHAL sürecinde avukatların hak ihlallerine karşı alması gereken sorumlulukları, bu sorumlulukları alan avukatların emniyette, adliyede işkenceye ve kötü muameleyle karşı karşıya kaldığı durumlarda meslek örgütü olan baronun sorumluluk alması gerektiğini, işçi avukatların haklarını savunan bir baroya duyulan ihtiyacı dile getiren ÖÇAV, genel kurula sunduğu önergelerde de bunu dile getirdi. Ancak genel kurulun oldukça geç başlaması nedeniyle önergelerin oylanması geç saatlere kaldı. 13 bin 438 üyeleri baroda önergeler salondaki yaklaşık 100 kişiyle oylandı. Üstelik, işkence ve kötü muamele durumlarında baroyu sorumluluk almaya çağıran önerge seçimi kazanan DSA grubunun oylarıyla reddedildi. DSA’nın stajyer avukatlardan alınan staj kaidesini yüzde 300 zam ile 300 liraya çıkarmak istediği önergesi de divanın hukuksuz tavrıyla kabul edilmiş oldu.
Genel kurulun ikinci günü ise oy kullanmaya gelen işkenceci eski DGM savcısı Nuh Mete Yüksel ÖÇAV tarafından “Avukat değil işkencecisin” sloganıyla Hukuk Fakültesi’nden kovuldu.
NUH METE YÜKSEL BARO SEÇİMLERİNDEN KOVULDU: “AVUKAT DEĞİL İŞKENCECİSİN”
Aynı gün yapılan seçimlerin sayısal sonuçları ise şöyle:
13 bin 438 üyesi olan Ankara Barosu seçimlerinde 9 bin 942 oy kullanıldı. 9 bin 521 geçerli oydan 5 bin 19’unu alan DSA seçimin kazananı oldu. AKP’lilerin grubu olan Baroda Birlik, 1313 oyla ikinci sırada yer alırken Milliyetçi Avukatlar 1040 oy aldı. Nuray Özdoğan başkanlığında seçime giren ÖÇAV ise 939 oy alarak dördüncü oldu. Savunma Hareketi 552, Baroda Reform (DSA’dan ayrılan gruplardan biri) 390, Önce İlke DSA da 229 oy aldı.
Genel kurula ve ÖÇAV çalışmasına dair görüştüğümüz, ÖÇAV’în yönetim kurulu adaylarından Av. Sevinç Hocaoğulları, seçimlerin kuvvetler ayrılığı ilkesinin sekli anlamda dahi yok sayıldığı, Erdoğan’ın kendisini yargının da başı ilan ettiği, işkencenin iktidar tarafından alenen savunulduğu, önce fiili uygulamalar ardından OHAL ve KHK’ler ile hukuki güvencelerinin yok edildiği, avukatlık mesleğinin itibarsızlaştığı bir süreçte gerçekleştiğini belirtti ve şöyle konuştu:
Bizler hak mücadelelerinin, barışın, insan haklarının savunucusu hukukçular olarak sokakta, adliye koridorlarında, cezaevlerinde oluşturduğumuz mücadele zemini üzerine demokratik, özgürlükçü, cinsiyet eşitlikçi bir hukuk mücadelesini ve Baroyu inşa etmek iddiasıyla yola çıktık. Hedef bu olunca ilk destek, hak savunucularından geldi. Soma Katliamı’nda yakınlarını kaybedenlerden yangın merdiveni dahi olmayan iş mahkemesinde yaşam güvencesi olmadan çalışan avukatına pek çok kişi desteğini sundu. Seçim çalışmasında da beraber eşitlik mücadelesi yürüttüğümüz kadın avukatlar sürükleyici oldu. Bizler “Varız” derken diktatörlüğün karşısında durma çabası içerisinde olanlara, birbirimize umut olduk, güç verdik. Seçim tartışmalarıyla birlikte başlayan süreç bir yanıyla kendimizi, savunmayı, mesleğimizi sarayın saldırılarının karşısında savunmanın birlikteliği idi. Ama tek başına değil. Bu alt üst oluş döneminde bizler meslek örgütümüzü de yeniden inşa edebilir miyiz diye sorduk birbirimize. Yanıtımız evet oldu.
Sendika.Org/ Ankara