Okul yönetiminin sessiz sedasız “Kutlu Doğum” etkinliği organize ettiğini ve 9 yaşındaki çocuklarını ilahi ezberlemeye zorladığını öğrenen veliler, etkinlik günü çocuklarını okula göndermedi
Okul yönetiminin sessiz sedasız “Kutlu Doğum Haftası” etkinliği organize ettiğini ve 9 yaşındaki çocuklarını ilahi ezberlemeye zorladığını öğrenen veliler, etkinlik günü çocuklarını okula göndermedi. Bunun üzerine okul yönetimi “Kutlu Doğum” etkinliğini iptal etti
Hatay’ın Defne ilçesinde Harbiye Şükür Kanadlı İlköğretim Okulu yönetiminin sessiz sedasız “Kutlu Doğum Haftası” etkinliği organize ettiğini ve 9 yaşındaki çocuklarını ilahi ezberlemeye zorladığını öğrenen veliler, etkinlik günü gelince çocuklarını okula göndermedi. Bunun üzerine okul yönetimi “Kutlu Doğum” etkinliğini iptal etti.
Hatay’da nüfusun büyük çoğunluğunun Alevi olduğu Defne ilçesinde yer alan Şükrü Kanadlı İlköğretim Okulu’nda, okul yönetimi ve bazı öğretmenler bu yıl ilk kez “Kutlu Doğum Haftası” kutlama kararı almış, bundan son anda haberdar olan veliler de Sendika.Org’a ulaşarak tepkilerini kamuoyu ile paylaşmıştı.
ANKARA’DA LAİKLİK TARTIŞILIR, HATAY’DA ALEVİLERE ZORLA İLAHİ OKUTULUR
Perşembe günü (28 Nisan) akşam saatlerinde kendi aralarında iletişime geçen veliler çocuklarını ertesi gün okula göndermemeye ve içlerinden bir heyet oluşturarak okul yönetimi ile görüşmek üzere etkinliğin planlandığı saatte okula gitmeye karar verdi.
Okul boş kaldı
Boykota hemen hemen bütün veliler katıldı ve okula gönderilen öğrenci sayısı 20’yle sınırlı kaldı.
Heyette yer alan velilerden K.D. bugün (29 Nisan) okulda yaşananları Sendika.Org’a anlattı. K.D. şunları söyledi:
Okul yönetimi, bizim çocukların sınıf öğretmeni N.Y. ile bu programı organize etmiş. Çocuklara son ders saatinde tüm okula okumaları için ilahi ezberletmişler. Biz çocukları okula yollamadık. Okul boş kaldı.
Aslında dün akşam tepkiler kamuoyuna yansıyınca okul yönetimi bazı velileri arayıp, ‘etkinliği iptal ettik’ dedi. Ama biz yine de boykotta kararlıydık. Çocukları göndermedik.
Etkinliğin yapılmasının planlandığı son ders saatinde de bir grup veli okula gittik. İlk gittiğimizde kendi çocuklarımızın okuduğu sınıfa çıktık. Sınıf boştu. Öğretmen de dışarıda bekliyordu. Bizi görünce sınıfa yanımıza geldi. Aslında amacımız okul müdürü, müdür yardımcısı ve öğretmenle bir arada konuşmaktı. Ama müdür, müdür yardımcısı ve öğretmen yan yana gelmekten kaçındılar.
Biz de önce sınıf öğretmeniyle konuştuk. Sonra da müdür ve müdür yardımcısıyla konuştuk. Sendikalı öğretmenlerin de arkamızda olduğunu söyledik.
‘Tepkimize şaşırmışlar’
Öğretmenle görüşmemizde, bize dedi ki: ‘Bunu bu kadar büyütmenize gerek yoktu. Bize söyleyebilirdiniz. Bizi deşifre etmenize gerek yoktu.’ Tepkimize şaşırmışlar.
Bizim amacımızın kimseyi deşifre etmek değil konuya dikkat çekmek olduğunu, bizim çocuklarımıza zorla dini dayatmalarda bulunulması gibi bir durumu asla kabul etmeyeceğimizin iyi anlaşılması gerektiğini söyledik.
Çocuklarımız şöyle diyordu: ‘Öğretmenimiz biz ilahi okurken hıçkıra hıçkıra ağlıyordu. Onu öyle görünce çok üzüldük çok etkilendik’.
Biz de öğretmene, ‘Ağlayacaksanız çıkın dışarıda ağlayın, çocuklarımızın önünde böyle şov yapmanıza gerek yok. Biz bile etkilenmesinler diye çocuklarımızın önünde ağlamıyoruz, siz de ağlamayacaksınız’ dedik.
Bir daha çocuklarımıza dini içerikli konuşmalar yapmamasını, onlara herhangi bir yönlendirmede bulunmamasını söyledik.
‘Her şeyi haber veriyorsunuz da bunu niye gizlice yapıyorsunuz?’
Daha sonra müdür ve müdür yardımcısı ile görüştük. Niye böyle bir etkinlik yaptıklarını, bizden gizlediklerini sorduk. Bize ‘Çok kısıtlı bir zamanımız vardı. İki günlük bir süreçti. Sizin böyle tepki göstereceğinizi tahmin etmedik’ dediler.
Biz de ‘Siz bunun bilincindeydiniz ve bize açıklama gereği duymadınız. Gizli yaptınız’ deyince, idare ‘elimizde bir evrak var’ dedi. Görmek istedik. Evrağı gördük, geliş tarihi 22 Nisan. O günden beri hazırlık yapıyorlarmış.
Biz de, ‘Süt dağıtmak için, kuru üzüm dağıtmak için, sınav için bizden izin istiyorsunuz da bunun için bizden niye izin almadınız? Burası Alevi bölgesi. Biz ‘Kutlu Doğum Haftası diye bir şey bilmiyoruz’ dediğimiz zaman, mülayimleşerek ‘Keşke bize söyleseydiniz, sendikaya falan gitmeseydiniz’ dediler.
‘Zorunlu din dersine karşı kampanya başlatacağız’
Okul yönetimine “Bugünden sonra çocuklarımıza din konusunu hiçbir şekilde açmanızı istemiyoruz. Din kültürü dersi de istemiyoruz. Bunun için de bir kampanya başlatıp din kültürü dersini kaldırmak istiyoruz” dediklerini söyleyen K.D., bu sürecin peşini bırakmayacaklarını ve geri adım atmayacaklarını belirtti.
Bir başka velinin de okul yönetimine, “Çocuklarımızı okula neden göndermediğimizi yetkililere bildirmenizi istiyoruz” dediğini belirten K.D. olayın bu şekilde geçiştirilmesini istemediklerini vurguladı.
‘Çocuklarımız bu gece rahat uyudu’
“Dün akşam çocuklarımıza etkinliğin iptal edildiğini söylediğimizde, sabah kalktıklarında çocuklarımız bize ‘bu gece ilk defa bu kadar rahat uyuduk’ dediler” diyen K.D., bu durumu öğretmen ve idare ile de paylaştıklarını söyledi.
Müdür ve müdür yardımcısına ‘Size çocuklarımızı teslim ediyoruz ama size artık güvenmiyoruz, güvenmek zorunda da değiliz’ dedik.
Ve çıkarken idareyi uyardık. Çocuklarımıza herhangi bir şekilde olumsuz tavır alınmamasını, derslerine olumsuz bir şey yansıtılmamasını, bir daha derslerde dini konulara girilmemesini istedik.
Çıktığımızda sınıf öğretmeninin ağlamaklı halini gördük. Pişman olduğunu düşünüyoruz. ‘Böyle bir şey olacağını bilseydim bu işe kalkışmazdım’ dedi. Bir daha da çocuklara dini telkinlerde bulunmayacağı şeklinde söz verdi.
K.D, tepkilerinin sonucunda idareye geri adım attırdıkları için memnun olduklarını ancak bu yaşananların ardından konunun üstüne gitmekten vazgeçmeyeceklerini söyledi.
Sendika.Org / Hatay