Muhabirimiz Murat Bay, Ankara Barosu’nun savaş ve sokağa çıkma yasakları ile ilgili panelindeydi. Ablukadaki mahallelerdeki deneyimlerini aktaran Bay, “Kobanê’de IŞİD saldırırken bile daha güvendeydik” dedi
Muhabirimiz Murat Bay, Ankara Barosu İnsan Hakları Merkezi’nin “İnsan Hakları Yönünden Sokağa Çıkma Yasakları” paneline konuşmacı olarak katıldı. Abluka altındaki mahallelerde yaşananlara tanıklık eden Bay, “IŞİD saldırırken bile kendimizi daha güvende hissediyorduk” ifadelerini kullandı
Ankara Barosu İnsan Hakları Merkezi, Ankara Barosu Eğitim Merkezi’nde (ABEM) “İnsan Hakları Yönünden Sokağa Çıkma Yasakları” konulu bir panel gerçekleştirdi. Muhabirimiz Murat Bay’ın da katıldığı panelde moderatörlüğü Ankara Barosu İnsan Hakları Merkezi Başkanı Av. Kazım Genç üstlendi. Panelde THİV’den Av. Senem Doğanoğlu, İHD Cizre Şubesi’nden Aldulkerim Pusat, ÖHD Ankara Şubesi’nden Av. Nuray Özdoğan ve Şırnak Barosu’ndan Av. Rojhat Dilsiz de konuşmacı olarak yer aldı.
İlk olarak sözü Abdulkerim Pusat aldı. DİHA’nın haberine göre Pusat, Cizre yasağını anlatarak, hendeklerin olmadığı yerlerde de halkın zorla göçe zorlandığını ifade etti. Pusat, “90’larda birçok insan kaybedildi ama böyle bir durumu ilk defa gördüm. Toplu bir cezalandırmayla ilk defa karşılaştım” diye konuştu. Sokağa çıkma yasakları sırasında kaybedilen sivillerin çoğunluğunun kan kaybından, sağlık hakkına erişememesi nedeniyle yaşamını yitirdiğini belirten Pusat, “Bu ilçelerde sokağa çıkarsanız katledilirsiniz. Cama bile çıkmak yasak, 2 aydır ailemden ayrı yaşıyorum onların yanına gidemiyorum. Yaşananlar tek bir anlamı tanımı var oda tehcirdir” dedi.
‘Cizre’de halk kimyasal silahlarla tehdit edildi’
Pusat, halkın “kimyasal silahlarla” tehdit edildiğini belirterek, “En son devlet Cizre halkını, evinizi terk etmezseniz ve bölgeyi boşaltmazsanız kimyasal silah kullanırız şeklinde tehditlerde bulundu ve halkı zorla göçe zorladı” şeklinde konuştu. Pusat, bölge halkının aylardır banyolarda yaşamaya zorlayan devletin kendisini de zırhlı araçlarda yaşamaya mahkum ettiğine dikkat çekti.
‘Asıl amaç bölge halkına işkence yapmak’
Şırnak Barosu’ndan avukat Rojhat Dilsiz, sokağa çıkma yasaklarının ilan edilmesinin hendeklerle bir ilgisinin olmadığını, asıl yapılmak istenin bölge halkını cezalandırmak olduğunu kaydetti. Anayasa Mahkemesi ve AİHM’e yapılan başvuruların hiçbir şekilde dikkatte alınmadığını ifade eden Dilsiz, “Çocukları katleden faillerinin cezalandırılması yerine, arkadaşlarının kardeşlerinin katledilmesine şahit olan çocuklar ne yazık ki bu ülkede cezalandırılıyor. Çocukları koruyamazsanız onların haklarını güvence altına almazsanız elbette bu çocuklar büyür bu devlete taş atar” dedi.
‘IŞİD saldırırken bile kendimizi daha güvende his ediyorduk’
Daha önce Kobane’de şimdi de sokağa çıkma yasağı süren ilçelerde muhabirlik yapan Murat Bay ise, 5 aydır Kürdistan’da yaşanılanlar hakkında Türkiye’nin diğer tarafını haberdar etmeye çalıştıklarını belirterek ne bölge halkının ne de basında çalışan hiç kimsenin can güvenliğinin olmadığını belirtti. Bay, “Kobanê’de de çalıştım biz orada kendimizi daha güvende hissediyorduk. Burada defalarca tehdit edildik gözlerimizin önünde vurulan insanlara şahit olduk. Bunca zulmü Kürdistan’a yaşatan devlet de tankların içine sıkıştı” dedi.
‘Devlet AİHM’de gerçek olmayan fotoğraflarla suçunu kapattı’
ÖHD Ankara Şubesi’nden Nuray Özdoğan ise, şu an yaşananları bütün insanlara anlatmakta zorlandıklarını belirterek, “Başvurularımızı AİHM’e anlatmak gerçekten zor geliyor çünkü bütün bu yaşananları kanıtlayamıyoruz. Askerlere ‘Savcının önüne çıkmaktan korkmayın’ diyen belgeler çıkıyor ortaya. Biz hukuki mücadele vermek zorundayız. Ne Anayasa ne de Türkiye’nin bağlı olduğu uluslararası hukuka uyulmuyor. AİHM’e yapılan tüm başvuruların bu güne kadar sadece bir kişinin hayatını kurtardı” dedi. Özdoğan hala barışı isteyen bir nesil varken buna sarılmak gerektiğini vurguladı.
Sendika.Org