Demokratik özerkliği dillendirmeleri üzerine başlatılan ve linç kampanyasına parti programını gösteren Demirtaş, Davutoğlu’nun görüşmeyi iptal etmesini “çözümsüzlük”, “özgüvensizlik” olarak niteledi
Demokratik özerkliği dillendirmeleri üzerine başlatılan ve Erdoğan-Davutoğlu’nun başını çektiğini söylediği linç kampanyasına parti programını gösteren Demirtaş, Davutoğlu’nun görüşmeyi iptal etmesini “çözümsüzlük”, “özgüvensizlik” olarak niteledi. Demirtaş, “Bizi hain ilan edenlerle nasıl oturup konuşacağız? Barikatları nasıl kaldıracak, silahları nasıl susturacağız? Hadi Cizre’yi yıktınız, çözüm öneriniz ne?” diye sordu
HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş sokağa çıkma yasakları, sivil infazlar ve çatışmalar ile DTK Olağanüstü Genel Kurulu sonrasında kendisinin de aralarında olduğu siyasetçiler hakkında başlatılan soruşturmalarla ilgili bir basın toplantısı düzenledi. HDP Diyarbakır İl Binası’nda düzenlenen basın toplantısında Demirtaş, Kürt siyasetine yönelik linç kampanyasına tepki gösterdi, kampanyanın başını Tayyip Erdoğan-Ahmet Davutoğlu ikilisinin çektiğini söyledi.
“Demokratik özerklik parti programında da var”
DTK deklarasyonunun çatışmalardan sıyrılıp siyasi zemin çağrısı içerdiğini söyleyen Demirtaş, “Çünkü sorunun çözüm yeri parlamentodur. Siyasi yollardan çözmek istiyoruz” dedi.
HDP’nin 7 Haziran’dan sonra değiştiğine yönelik eleştirilere partinin programını ve konuşmalarını göstererek yanıt veren Demirtaş, her iki seçimde de yerinden yönetim ve özyönetimi işlediklerini, demokratik özerklik sanki ilk defa dillendiriliyormuş gibi “bölücülük” suçlamalarının yöneltilmesini hayretle izlediklerini ifade etti.
Demokratik özerkliğin bölünmeyi, iç savaşı önleyecek, dinamik bir tartışma yaratacak bir tartışma sunduğu düşüncesini yineleyen HDP Eş Genel Başkanı “Böyle bir toplumun tek bir kişi tarafından yönetilmesine itiraz etmeyenler, yetki yerele devredilsin, yerelden yasa yapsınlar, dil, eğitim, sağlık sorunları yerelden çözülsün dediğimizde demokrasi adına karşı çıkıyor” dedi.
“Oturup neyi çözeceğiz, nasıl ortak yaşam kuracağız?”
Vicdanlı, ezilenin yanında olan aydın ve gazetecinin mumla aranır hale geldiğini, tüm bu cehalet hali ve ırkçı güruhlara karşın demokrasi ve özgürlüğün yanında durmayı ilke edindiklerini kaydeden Demirtaş şöyle devam etti:
Bu kepazelik karşısında geri adım atacak değiliz. Birlikte yaşamın yolunu işaret ettik diye hain ilan edenler, dokunulmazlıklarımızın kaldırılmasını, parti kapatmayı konuşan savcılar, madem bu kadar vatanseversiniz, hırsızlar, soyguncular için niye hareket etmediniz?
Ayakkabı kutularında para saklayanlar, ülkeyi parsel parsel satanlar hakkında neden harekete geçmediniz?
Tahir Elçi’nin katilini bilmenize rağmen açıklamıyor, delil saklıyorsunuz. Aradan 12 gün geçtikten sonra avukatların zoruyla bazı polislerden ifade alan savcılar, neden bizimle ilgili neden bu kadar tez canlı davranıyorsunuz?
Miray bebeği katledenlerle ilgili bu kadar acele soruşturma başlatabiliyor musunuz?
Bunlar suç değil mi? Bizimle ilgili vatan haini soruşturma açıp, atarız, yıkarız tehditleri saydıranlar, dönüp buraya baksınlar. Bu kepazeliklere ses çıkarmayanlar bize karşı kahraman kesiliyor. Ve buna da kardeşlik, bir arada yaşamının formülü diyorlar. Başbakan bir siyasi partiyi açıkça hedef gösteriyor. Köşelerinden ölüm fermanları veriyorlar, yetmiyor bunun üstünü örtecek yargı mekanizmasının temelini hazırlıyorlar. Sonra da bizi vatan haini diye suçluyorlar. Biz bu demokrasi, evrensel hukuktan nasibini almamışlarla oturup neyi çözeceğiz. Nasıl ortak yaşamı kuracağız?
“Hadi Cizre’yi yıktınız, sonra? Çözümünüz ne?”
Kendisi “Kürdistan” dediğinde tüyleri diken diken olanların Ankara’da Federal Kürdistan yöneticisi Barzani’yi bayraklarla karşıladığını hatırlatan Demirtaş, “Nasıl konuşacağız? Nasıl şiddeti alandan çıkaracağız? Nasıl barikatları ortadan kaldıracağız? Silahları nasıl susturacaksınız? Tankla, topla Cizre’ye girdiniz, yerle bir ettiniz diyelim. Sonra ne yapacaksınız? Çözüm öneriniz ne?” diye devam etti.
Parlamentonun üçüncü büyük partisi olarak HDP’nin görüşleri alınmadan bir Anayasa hazırlanamayacağını, ülkede herkes Kürt sorununu konuşurken bu sorun konuşmadan Anayasa yapılamayacağını, HDP ve DTK’nin bu noktada çalışmalar yürüttüğünü dile getirdi.
“Üslupsuzluk çay değil, ‘hain’ manşetinde”
Davutoğlu’nun kendileriyle yapacağı görüşmeyi “çay” eleştirisi yüzünden iptal etmesini kabul edilemez bulan HDP Eş Genel Başkanı şöyle devam etti:
Bizim hakkımızda hain manşeti atılmadı mı? Üslupsuzluksa üslupsuzluk budur. Biz buna rağmen görüşmeyi iptal etmedik. Sur’da, Cizre’de insanlar bizden çözüm bekliyor. Siyasiler olarak kaprislere takılmayacağımızı söyledi. Vekillerimizin sözlerini bahane ederek eş başkanlarla yapacakları görüşmeyi iptal ettiler. Çünkü özgüvenleri yok, çözüm önerileri yok. Randevu Sırrı Bey’den mi alındı. Bizden alındı. Burada ucuz gerekçe arama var. Çay bahaneleri uyduruktur.
Meclis içi muhalefete “biat bayrağı” eleştirisi
Demirtaş açıklamalasının ardından basın emekçilerinin sorularını yanıtladı.
Meclis içi muhalefetle ilgili gelen soruyu yanıtlayan Demirtaş, diğer partilerin AKP yüzde 49,5 oy alınca biat bayrağı çektiğini, aynı teslimiyetin kendilerine de dayatıldığını ancak buna yanaşmadıklarını söyledi. Demirtaş, herkesi yüzde 100 mutlu edemeyeceklerini ama sorunları çözme konusunda kendilerinden bir alternatif bulunmadığını da savundu.
Sendika.Org