‘Bahçesine dek gelen alevleri / Şehrayin sanan aptalın / Canı cehenneme, camlarında / Parçalanmış cesetler uçarken / Bir iğdiş incelikle çiçekleri sulayanın’ Arkadaşım Kenan Mak’ın abisi de Ankara’daki KATLİAM’da öldürüldü! Bu ülkede barış ve demokrasi istemenin bedelini, bu KATLİAM’da ölen diğer yoldaşlarımız gibi hayatı ile ödedi! Bunlar korku imparatorluğu kuracağını sanıyorlar, ama bizim BARIŞA, KARDEŞLİĞE, EŞİTLİĞE olan inancımız öldürmekle […]
‘Bahçesine dek gelen alevleri / Şehrayin sanan aptalın / Canı cehenneme, camlarında / Parçalanmış cesetler uçarken / Bir iğdiş incelikle çiçekleri sulayanın’
Arkadaşım Kenan Mak’ın abisi de Ankara’daki KATLİAM’da öldürüldü! Bu ülkede barış ve demokrasi istemenin bedelini, bu KATLİAM’da ölen diğer yoldaşlarımız gibi hayatı ile ödedi! Bunlar korku imparatorluğu kuracağını sanıyorlar, ama bizim BARIŞA, KARDEŞLİĞE, EŞİTLİĞE olan inancımız öldürmekle tükenmeyecek bir şey, bunu bilmiyorlar.
98’de ülkücü-faşistler tarafından üniversite öğrencisi iken öldürülen Kenan MAK gibi Mesut MAK da sonsuza dek anılarımızda ve mücadelemizde YAŞAYACAK!!! Katledilen, öldürülen yoldaşlarımızın hayatları ve gelecek düşleri en az bizimkiler kadar değerli idi…
***
Sen mi hayatını değerli sanıyorsun? Hayatının değeri nedir? Ankara’da ölenler en az bizim kadar insan ve en az bizim kadar değerli idiler. Onların da anası, babası, çoluğu çocuğu, eşi, sevgilisi, kardeşi, gelecek düşleri vardı! Sen hiç 100’den fazla sivilin bir anda öldürüldüğünü, katledildiğini hatırlıyor musun? Onlar “barış ve demokrasi” mitingine katıldıkları için KATLEDİLDİLER! Onlar, asker, polis, gerilla, sivil ölmesin diye BARIŞ’ın sesini yükseltmek için oradaydılar! Onların hepsi bu topraklarda doğmuş, bu ülkenin vatandaşları işçi-emekçileriydi! Bu saldırı emeğe-barışa bir saldırıdır! Sessiz kalmak ise bu suça ortak olmaktır!!! “Sessiz kalanlar”, Hitler dönemi Almanya’sında Yahudilerin ölümüne sessiz kalan Almanların trajedisini yaşayacak ve bunu çocuklarınıza, torunlarınıza anlatamayacaksınız!!!
***
Ankara’da Emek, Barış ve Demokrasi mitingine bombalı saldırı yapanları Diyarbakır’dan Suruç’tan hatırlıyoruz ve LANETLİYORUZ! Baskıyla, korkuyla, bombalarınızla BARIŞ’a olan inancımızı yok edemeyeceksiniz! Eşit, özgür kardeşçe ve barış içinde yaşanacak bir dünya için mücadelemiz devam edecek, siz kaybedeceksiniz BARIŞ kazanacak, sizler de tarihin karanlık sayfalarında yaptıklarınızla kalacaksınız!
***
Ankara’da düşenlere sözümüz olsun, anıları mücadelemizde, onların bıraktıkları yerden devam edecek. Onlar sokaklarda, alanlarda demokrasi mücadelesi verirken öldüler!
Onların bize mirası mücadeleleridir.
Onları anmak, onları yaşatmak sokaklardan, iktidara karşı mücadele etmekten geçer!
Onları yaşatmak mücadelenin devamının içinde olmaktan geçer!
Patlayan bombalar korku imparatorluğu yaratmaya çalışanların çabası ise
Bizlerin de düşlerimizden,
ölülerimizin düşlerinin vazgeçmeyeceğimizi göstermek
ölülerimize olan hayat borcumuz olsun!
Sinmiyor! Korkmuyoruz! Direniyoruz!!!!
Yasımız İsyanımızdır!
***
Ankara KATLİAMINDA ölenler için Türkiye-İzlanda milli maçındaki saygı duruşunu,
ıslıklarla, yuhalamalarla, tekbirlerle protesto edenlere ise
Şükrü Erbaş’ın şiiri ile cevap vermek istiyorum:
Canı cehenneme rahat uyuyanın
Kapısını örtenin perdesini çekenin
Yüreği yalnız kendiyle dolu olanın
Duvarları ancak çarpınca görenin
Canı cehenneme başkasının yangınıyla
Evini ısıtıp yemeğini pişirenin.
Bahçesine dek gelen alevleri
Şehrayin sanan aptalın
Canı cehenneme, camlarında
Parçalanmış cesetler uçarken
Bir iğdiş incelikle çiçekleri sulayanın.
Mutfakla yatak odası arasında
Çarşılarla gövdesi bencillik hırsı
Yılgınlıkla yenilgisi arasında
Dünyayı tüketenin canı cehenneme.
Orda dağlar bir mezarlık
Bulutlar kan salkımı sular toprakta düğüm
Orda evler oda oda kanarken
Burda yeşerenin canı cehenneme.
Ey bir halkın gözyaşıyla ruhunu yıkayan kin
Ey zulümle yükselen başarı
Ölü sayısına endeksli maaş;
Uzun masallar ardında mağrur
Boynunda ölüm çanıyla oturan güç
Senin de senin de canın cehenneme
Ey sultan hamit tuğralı korucu alayları
Kardeşi kardeşe kırdıran siyaset. . .
Bir gün elbet bir gün elbet
Örter üstünü bu ağır yanlışın
Sevgiyle, yalnızca sevgiyle işlenen
Bir dal incelik, bir simli gülüş
Bir kardeş mavi.
* Dr. Egemen Cevahir
Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi
Sendika.Org, yayın hayatına başladığından bu yana işçi sınıfı hareketinin, solun ve genel olarak toplumsal muhalefetin gündemine ilişkin, farklı politik perspektiflerden düşünsel katkılara açık bir tartışma platformu olagelmiştir. Sitemizde yayımlanan yazılar yayın kurulunun politik perspektifiyle uyumluluk göstermeyebilir. Amacımız, mücadelenin gereksinim duyduğu bilimsel ve politik bilginin üretimini zenginleştirecek tüm katkılara, yayın ilkelerimiz çerçevesinde, olabildiğince yer verebilmektir.