Şahsen ayağa düşmüş, yerli yersiz kullanılan diyalektik kelimesinden haz etmem. Diyalektik de bu yoldan her şeyi açıklayayım derken hiçbir şeyi açıklamayan sıradan bir terim haline dönüşüverir. Bahsettiğim türden kullanımların son örneğine bugünkü Taraf’ta Hadi Uluengin’in Kaka Pazartesi yazısında rastladım (26 Ağustos 2015). Neymiş, Çinli bir anne sıkışan bebeğinin kakasını uçağın koridoruna yaptırıvermiş. Buna benzer iki […]
Şahsen ayağa düşmüş, yerli yersiz kullanılan diyalektik kelimesinden haz etmem. Diyalektik de bu yoldan her şeyi açıklayayım derken hiçbir şeyi açıklamayan sıradan bir terim haline dönüşüverir. Bahsettiğim türden kullanımların son örneğine bugünkü Taraf’ta Hadi Uluengin’in Kaka Pazartesi yazısında rastladım (26 Ağustos 2015).
Neymiş, Çinli bir anne sıkışan bebeğinin kakasını uçağın koridoruna yaptırıvermiş. Buna benzer iki olayı daha aktardıktan sonra Hadi bey sazı eline alıyor ve derin ekonomi politik gözlemini okuyucusu ile paylaşıyor:
“… yukarıdaki görgüsüzlükleri Çin’de patlak veren ve dünyaya sirayet etmesi de eli kulağında olan yeni ekonomik ve finansal krizle ilişki kurabilmek için sıraladım.
Çünkü ikisi arasında diyalektik bir ilişki var ve biri diğerinden bağımsız açıklanamaz!”
Anlaşıldı mı? Çin’de başlayıp dünyaya sirayet edecek yeni kriz ile uçaklarda gözlemlenen görgüsüzlükler diyalektik ilişki içinde imiş. Oysa, Çin “idmansız bedenini hesapsız ve ölçüsüz biçimde koştur(masa)”, yani o herkesin dudağını uçuklatan büyüme hızlarını yaşamamış olsa ne görgüsüzlük ne de kriz olurmuş. Bak şu diyalektik ilişkinin derinliğine!
Yazının diğer saçmalıklarına değinmek yerine Hadi beyin akıl yürütmesindeki nedenselliği düzeltelim.
Yoksa, bütün bunlarla uğraşmak yerine, sirayet mekanizması denilen şeyin aslında diyalektik bir ilişki olduğunu söylemekle mi yetinsek?
Sendika.Org, yayın hayatına başladığından bu yana işçi sınıfı hareketinin, solun ve genel olarak toplumsal muhalefetin gündemine ilişkin, farklı politik perspektiflerden düşünsel katkılara açık bir tartışma platformu olagelmiştir. Sitemizde yayımlanan yazılar yayın kurulunun politik perspektifiyle uyumluluk göstermeyebilir. Amacımız, mücadelenin gereksinim duyduğu bilimsel ve politik bilginin üretimini zenginleştirecek tüm katkılara, yayın ilkelerimiz çerçevesinde, olabildiğince yer verebilmektir.