Türkiye işçi sınıfı tarihinin en önemli direnişine öncülük eden zihin açan, umut tazeleyen MESS, işveren ve Türk Metal Sendikası’na karşı keskin bir mücadele yürüten öncü metal işçileri, işten atılmalarına rağmen mücadeleye devam etmeye çalışıyor Mayıs ayının ortalarında Renault fabrikasında başlayan iş bırakma eylemi hızla diğer fabrikalara yayıldı. Otomotiv sektörü felç oldu. İsyan ateşinin fitilinin ateşlendiği […]
Türkiye işçi sınıfı tarihinin en önemli direnişine öncülük eden zihin açan, umut tazeleyen MESS, işveren ve Türk Metal Sendikası’na karşı keskin bir mücadele yürüten öncü metal işçileri, işten atılmalarına rağmen mücadeleye devam etmeye çalışıyor
Mayıs ayının ortalarında Renault fabrikasında başlayan iş bırakma eylemi hızla diğer fabrikalara yayıldı. Otomotiv sektörü felç oldu. İsyan ateşinin fitilinin ateşlendiği Reno’da işçiler, Bosch fabrikasında imzalanan sözleşmenin kendileri için de uygulanması talebine karşılık işverenin 14 işçiyi iten atmasına gösterdiği tepkiyle başlayan süreç, bir grev dalgasına dönüştü. MESS, işverenler ve Türk Metal-İş Sendikası hiç hesap etmedikleri bir işçi direnişle karşılaştılar.
İşçilerin iki önemli talepleri vardı. Bunlar ücretlerin iyileştirilmesi ve örgütlü oldukları Türk Metal Sendikası’nın işyerlerinde varlığına son verilmesi, kendi seçecekleri işçi temsilcilerinin tanınmasıydı. Eylemler bu taleplerle, sendikadan istifa dalgasına dönüştü.
25 Mayıs tarihinden itibaren işçiler başta TOFAŞ, Ototrim, Coşkunöz, Mako yönetimi ile anlaşarak işbaşı yapmaya başladılar. Ardından iki gün sonra direnişin fitilinin ateşlendiği Renault işçileri anlaşarak işbaşı yaptı. Ardından da diğer fabrikalar anlaştı.
MESS, işveren ve Türk Metal Sendikası’na karşı yürütülen bu muazzam mücadelede işçiler ellerindeki tek silahlarını, grev silahını kullandılar. Bu başkaldırı, kazanımları bir tarafa, uygulanışı, karar alma süreçleriyle, işçiler arasındaki dayanışmasıyla ezber bozan bir eyleme oldu.
Mücadele bitmedi devam ediyor
Türkiye’nin ilk 500 sanayi kuruluşunun içinde ilk 10’da yer alan otomotiv firmaları için işçilerin talepleri karşılanmayacak talepler değil ama sermaye taviz vermek istemiyor. En önemlisi de bugüne kadar birlikte hareket ettikleri, MESS ve Türk Metal Sendikasını tek başına bırakmak istemiyor. Bu nedenle işçilerin taleplerinin etrafında dönüp duruyorlar. Aksi halde, taleplerin kabulü sermaye açısından bir yenilginin kabul edilmesi anlamına gelecek.
İşçiler kendi seçtikleri temsilcileri ile yürüttükleri görüşme trafiğinin ardından tekrar işbaşı yaptı. Ancak, mücadelenin en zorlu süreci bu noktadan sonra başladı. Sermayenin sınıf kini güçlü, bu başkaldırıyı hazmetmesi zor. Direnişi, dayanışmayı ve daha da önemlisi gücünün farkına varan işçilerden kurtulmayı düşünüyordu. Düşündüğünü de yaptı.
25 Mayıs’tan bugüne otomotiv patronları fırsat buldukça, eyleme öncülük eden başta işçi temsilcileri olmak üzere öncü işçilerden kurtulmak için harekete geçti. Bugüne kadar yüzlerce işçi eylem nedeniyle işten atıldı. İşçiler ve işverenler karşılıklı restleştiler
Mücadele oldukça sert hatta diğer sendikaların boylarını aşacak kadar sert geçiyor. Elimdeki verilere göre, 120 işçi Ford fabrikasından, 82 işçi TOFAŞ’tan -ki burada Çelik-İş Sendikası, işçilerin çoğunluğunu üye yaptı- ve 25 Haziran günü de Mako’dan 80 işçi işten atıldı. Daha küçük sayılarda diğer fabrikalardan işçilerin atıldığı duysak da veriler net değil. Çünkü bilgiler tek bir kanaldan akmıyor.
Dayanışma zamanı
Metal işçilerinin sendika üyeliğinden istifası, yıllardır devlet ve sermaye tarafından beslenen Türk Metal Sendikası’nda deprem etkisi yarattı. En iyi bildiği şeyi yapıp, bu sefer de işçileri parayla sendika çatısı altında tutmaya çalışıyor. Türk Metal Sendikası’nın bu çabası işçileri ikna etmek için yetmedi. MESS devreye girdi. Görünen o ki, işçilerin verilen sadakalara kanmaya niyeti yok. BOSCH sözleşmesini istiyor.
Türkiye işçi sınıfı tarihinin en önemli direnişine öncülük eden zihin açan, umut tazeleyen MESS, işveren ve Türk Metal Sendikası’na karşı keskin bir mücadele yürüten öncü metal işçileri, işten atılmalarına rağmen mücadeleye devam etmeye çalışıyor. Bir yandan sınıf dayanışması ve yeni bir örgütlülük için mobilize olmuşken, diğer taraftan işsizlikle başa çıkmaya çalışıyor, günlük ihtiyaçlarını karşılamak için çareler arıyorlar. Ama en çok da parasızlık vuruyor onları.
Yarın metal işçileri için yeni bir mücadelenin başlangıcı olabilir. İşten atılmalara, MESS’in sadakasına karşı çıkıp mücadele örgütlemeye çalışıyorlar. Onlar, şimdiden üstlerine düşeni fazlasıyla yaptılar. Onların mücadelelerini güçlendirmek görevi bize düşüyor. Bunun için de dayanışmak gerekiyor. Sadece seyredip alkış tutmak olmaz.
Sendika.Org, yayın hayatına başladığından bu yana işçi sınıfı hareketinin, solun ve genel olarak toplumsal muhalefetin gündemine ilişkin, farklı politik perspektiflerden düşünsel katkılara açık bir tartışma platformu olagelmiştir. Sitemizde yayımlanan yazılar yayın kurulunun politik perspektifiyle uyumluluk göstermeyebilir. Amacımız, mücadelenin gereksinim duyduğu bilimsel ve politik bilginin üretimini zenginleştirecek tüm katkılara, yayın ilkelerimiz çerçevesinde, olabildiğince yer verebilmektir.