Facebook’un programı şeffaflıktan yoksun. Kullanıcı verileri ile ilgili politikalar, hükümet taleplerine verilen yanıtlar, telekom operatörü ortakları ile kurulan ortaklık modelleri veya programın yönetimini içeren birçok önemli detay paylaşılmamaktadır Bu hafta Facebook CEO’su Mark Zuckerberg “internet erişim olmayan dünyanın üçte ikisini bağlamak” için markiz projesi Internet.org’u duyurdu ve şimdi programa katılmak isteyen web sitelerini ve hizmetleri […]
Facebook’un programı şeffaflıktan yoksun. Kullanıcı verileri ile ilgili politikalar, hükümet taleplerine verilen yanıtlar, telekom operatörü ortakları ile kurulan ortaklık modelleri veya programın yönetimini içeren birçok önemli detay paylaşılmamaktadır
Bu hafta Facebook CEO’su Mark Zuckerberg “internet erişim olmayan dünyanın üçte ikisini bağlamak” için markiz projesi Internet.org’u duyurdu ve şimdi programa katılmak isteyen web sitelerini ve hizmetleri davet ediyor. Zuckerberg’e göre, bu değişim (programın Ağ Tarafsızlığı ilkelerini ihlal ettiği eleştirileri duyuruyu takip etti) “dünyadaki her tekil kişiyi bağlamak için sürdürülebilir bir ekonomik model oluştururken halka daha da fazla seçenek ve daha özgür hizmetler sunacaktır.”
Fakat programın nasıl çalışacağını incelediğinizde, dünya çapında halihazırda var olan, Ağ Tarafsızlığı’nı yoğun bir şekilde ihlal eden bir hizmeti iyileştirmek yerine, değişimin her şeyi daha kötü hale getireceği son derece açık.
Bu, Facebook’un internet hizmeti sağlayıcısına benzer bir şekilde hizmet vermesine neden olmaktadır. Yerel veya ulusal telekom şirketlerinin aksine tüm web trafiği Facebook’un sunucuları üzerinden yönlendirilecektir. Diğer bir deyişle, internete bağlanmak için Internet.org’u kullanan kişiler için Facebook, dünya enformasyonunun de facto eşik bekçisi olacaktır. Ve ne yazık ki, Facebook ne kadar kötü bir eşik bekçisi olduğunu zaten gösteriyor.
Tipik bir örnek: Internet.org, kullanıcıları için büyük güvenlik açıklarına ve zayıf noktalara neden olabilecektir. Çünkü Facebook, katılımcı sitelerin SSL veya TLS gibi web trafiğini şifreleyen ve kullanıcıları çevrimiçi saldırılardan koruyan en yaygın iki protokolün kullanımına izin vermeyecektir. Bu tekil tercih, dünya çapında milyonlarca insanın güvenliğini sarsacak bir potansiyele sahiptir.
Facebook’un programı aynı zamanda şeffaflıktan da yoksundur. Kullanıcı verileri ile ilgili politikalar, hükümet taleplerine verilen yanıtlar, telekom operatörü ortakları ile kurulan ortaklık modelleri veya programın yönetimini içeren birçok önemli detay paylaşılmamaktadır.
Tüm bunlar, insanların Internet.org hakkında hâlihazırda sahip olduğu kaygıları derinleştiriyor. Benim grubum Access’in de içinde olduğu çoğu sivil toplum kuruluşunun da işaret ettiği gibi, Internet.org’un insanları pahalı veri planlarına yönlendirmeden önce bağlantıyı tattıran modeli, bu planları edinemeyecek olan milyonlarca yeni İnternet kullanıcısının ekonomik gerçekliğini anlamak konusunda başarısızdır. Geniş -dar olmayan- dijital bölünmeye uğrayacak bu kullanıcılar, internet bağlantısı için ayrı ve eşitsiz yolda takılıp kalabilecektir.
Bu tür bir bağlantısallık “internet” değildir; onu “Facebooknet” diye çağırmak daha uygundur. Internet.org, kullanıcıların Apple’ın App Store’u veya Google’ın Play Store’ndan uygulamaları seçmesine benzer bir şekilde kendisine doğrudan gönderilen web sitelerini ve servisleri sunacaktır. Gerçekten açık internet bir şirketin anahtarını elinde bulundurduğu bir uygulama deposu gibi çalışamaz ve çalışmamalı.
Zuckerberg Internet.org platformunu duyurduğunda, kendi Ağ Tarafsızlığı tanımını kastederek, Ağ Tarafsızlığı fikrini destekleme yolunu seçti. Zuckerberg “Bir kişinin, mobil operatörün ücret talep etmesi nedeniyle bir videoya daha yavaş erişimi varsa, o zaman bu kötüdür” diyor. Ancak, Zuckerberg’in bazı sitelere ücretsiz erişim söz konusuyken diğer sitelere ücretsiz erişimin olmaması uygulaması ile ilgili sorunu yoktur ve bu da kötüdür.
Mark Zuckerberg, Ağ Tarafsızlığı’nı gerçekten önemsiyorsa, Internet.org’un onun temel ilkelerine saygı duyması gerekir. Örneğin, Facebook, zayıf toplulukların tüm internete serbest ve ayrım gözetmeyecek şekilde erişimine olanak sağlayarak ve düşük veri kapaklarına[1] sahip basit veri planları sunarak -veya telekomları sunmaya teşvik ederek- önemli etkisini kaldıraç olarak kullanabilir. Böylesi bir değişim, dünya çapında milyarlarca insanın tüm internete erişimini sağlayacak gayeyi doğrudan karşılayabilir.
Facebook, Internet.org’u gelişmekte olan dünyanın tamamına, yeni ortaklıklarına ilişkin oranları (Kolombiya, Gana, Hindistan, Endonezya, Panama, Filipinler, yeni lansmanı yapılanlar) duyurarak hızla sunmaktadır. Belki de bu yüzden gittikçe daha çok insan küresel Ağ Tarafsızlığı çekişmesinde söz konusu olanın ne olduğunun farkına varıyor. Dünya çapında düzinelerce STK, Ağ Tarafsızlığı’nın küresel bir tanımı etrafında birleşti. Hindistan’da bir milyondan fazla insan, Hindistan Telekom Düzenleme Kurulu’na (Telecom Regulatory Authority of India – TRAI) Ağ Tarafsızlığı ile ilgili yorum gönderdi. Hint teknoloji şirketleri Internet.org ile ilgili konuşuyor ve birçok durumda programdan geri çekilmesi gerekliliği yönünde oy kullanıyorlar.
Şimdi dönüm noktasındayız. Çevrimiçi olacak sonraki üç milyar insan ya bilgiye erişimde aynı yetkilerle ayrımcılığa uğramadan ilk üç milyarın ifade araçlarından faydalanabilecek ya da kendi erişimlerinin hemen ötesindeki açık internet yerine büyük teknoloji ve telekom şirketleri tarafından inşa edilen duvarlı bahçedeki internet bağlantılı hizmetlere ve uygulamalara sınırlı erişimle ikinci sınıf bir deneyim yaşayacaklar.
Dipnot:
[1] Veri Kapakları: Data Caps – Belirtilen bir zaman aralığında veri transferi miktarının belirli bir eşiği aşmasını engelleyen sistem.
[wired.com’daki İngilizce orijinalinden Diyar Saraçoğlu tarafından Sendika.Org için çevrilmiştir]
Sendika.Org, yayın hayatına başladığından bu yana işçi sınıfı hareketinin, solun ve genel olarak toplumsal muhalefetin gündemine ilişkin, farklı politik perspektiflerden düşünsel katkılara açık bir tartışma platformu olagelmiştir. Sitemizde yayımlanan yazılar yayın kurulunun politik perspektifiyle uyumluluk göstermeyebilir. Amacımız, mücadelenin gereksinim duyduğu bilimsel ve politik bilginin üretimini zenginleştirecek tüm katkılara, yayın ilkelerimiz çerçevesinde, olabildiğince yer verebilmektir.