ŞPO Ankara Şube, parsel parsel satılan kamu kurumları için fahiş bedellerle plazalar kiralandığını, AKP ile yakın sermayesi arasında anlaşma yürütüldüğünü söyledi
Şehir Plancıları Odası Ankara Şube, kamu kurumlarının plazalara kiracı olmasıyla ilgili basın açıklaması yaptı: Parsel parsel satıldığı itiraf edilen Ankara’da kamu kurumları için fahiş bedellerle plazalar kiralanıyor, AKP ile yakın sermayesi arasında anlaşma yürütülüyor
Şehir Plancıları Odası (ŞPO) Ankara Şubesi, kamu kurumlarının plazalara kiracı olmasıyla ilgili olarak dün (13 Nisan) bir basın açıklaması yaptı. ŞPO Şube’de düzenlenen basın toplantısında Ankara Şube Başkanı Emre Sevim, Bülent Arınç tarafından parsel parsel satıldığı itiraf edilen Ankara’da sermayenin kârını arttıran bu işleyişin bir diğer önemli aracının kamu kurumlarının hizmeti için bina kiralama işlemi olduğunu söyledi.
Ankara’nın son yıllarda özellikle parçacı plan değişikliği hamleleriyle aşırı şekilde yapılaştığını, kentsel rantın yüksek olduğu Konya Yolu, Eskişehir Yolu, Çukurambar, Söğütözü, Balgat ve yakın çevrelerin bu yapılaşmadan en vahşi şekilde nasibini alan alanlar olduğunu söyleyen Sevim, bu alanlarda inşa edilen çok katlı rezidansların, plazaların birçoğunun piyasada alıcı bulamadığını belirtti.
Kiralama zorunluluk değil, sermaye transfer yöntemi
“Başkent Ankara, Cumhuriyet’in kuruluşundan bugüne kadar resmi kurum alanlarına ev sahipliği yapmışken, günümüzde ilginç bir şekilde resmi kurumların birçoğu kiracı durumuna düşmüştür” diyen Emre, kamu kurumlarının bu alanlarda yer alan plazaları ve binaları kiralayarak yerleştiğini bunun da sadece zengin inşaat şirketleri açısından bir anlamı olacağını söyledi. Kiralama yönteminin bir zorunluluk değil, bilinçli olarak seçilen bir sermaye transfer yöntemi olduğunu belirtti.
Emre, kiralanan binalara ilişkin Oda olarak erişebildikleri bilgileri de paylaştı. Buna göre; Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı aylık 765 bin TL (stopaj hariç), Afet Acil Durum Başkanlığı 500 bin TL (stopaj hariç), Orman Genel Müdürlüğü 311.823 TL (+ KDV), Maliye Bakanlığı Vergi Denetim Kurulu Başkanlığı 293 bin TL (stopaj hariç), Sağlık Bakanlığı Türkiye İlaç ve Tıbbı Cihaz Kurumu 353.301,62 TL, Yurtdışı Türkler ve Akraba Toplulukları Başkanlığı 230 bin TL, Başbakanlık Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü 250 bin TL, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Söğütözü Hizmet Binası 226500 TL (+KDV) kira ücreti ödemekte.
10-12 yıllık kira bedeline kendi binalarını yapabilirler
“Böyle bir yönteme başvurmanın akılcı ve kamucu nedenleri, gerekçeleri olup olmadığını incelediğimizde iki soru öne çıkmaktadır” diyen Emre, “Kamu yapıları için devletin yeterli kaynağı mı, yeterli kamu arazisi mi yoktur” sorularını da yöneltti.
Bütün kentlerde TOKİ ve sermayedarlar eliyle kamu yapıları inşaatları yapıldığını hatırlatan Sevim, kiracı durumundaki kamu kurumlarının yaklaşık 10-12 yıllık kira bedellerine kendi hizmet binalarını inşa edebileceklerini belirterek “Yani açık bir kaynak israfı söz konusudur” dedi.
İsraf diktatörlüğü
“Kamu hizmeti adına uygulanan bu yöntemin hiçbir mantıklı, meşru açıklaması yoktur. Mantıklı tek açıklama, AKP iktidarı ile yakın sermayesi arasında gizli bir anlaşma yürütüldüğüdür” diyen Sevim, plazalardaki kamu kurumlarının herhangi bir kamu kimliğini temsil etmediğini de belirtti.
Emre, sözlerine şöyle devam etti:
Kamu kurumlarının kiralık plazalarda hizmet vermesine salık veren devletin Cumhurbaşkanın, geçtiğimiz günlerde paylaştığı, devleti bir ‘anonim şirketi’ gibi yönetme hayali ve Başbakanın kamuya ait lojmanların, tesislerin kamu israfı yarattığı için satılması gerekliliği sözleri biraraya geldiğinde tüm bu analiz daha da netlik kazanmaktadır. İsraf diktatörlüğü kurmuş, sırtına ekonomik sorunları yüklediği emekçinin sosyal haklarına göz koymuş AKP iktidarı batmaya mahkûmdur.
Açıklama, AKP iktidarının tüm saldırılarına karşı kentleri, kamusal kaynakları sahip çıkma mücadelesinin sürdürüleceği sözü ve tüm yurttaşları bu mücadeleye omuz vermeye çağrısıyla son buldu.
Sendika.Org