Ankara sokaklarında halkın haber alma hakkı için emek sarf eden haberciler, artan polis baskısı ve yürütülen “1 Mayıs’a özel basın kartı” gibi tartışmalarla ilgili bir araya geldi ve bir açıklama yayımladı
Ankara sokaklarında halkın haber alma hakkı için emek sarf eden haberciler, artan polis baskısı ve yürütülen “1 Mayıs’a özel basın kartı” gibi tartışmalarla ilgili bir araya geldi ve bir açıklama yayımladı
Ankara’da kendilerini alternatif medya, muhalif medya, yurttaş haberci, video-eylemci, fotoğraf sanatçısı vb. biçimlerde tanımlayarak halkın haber alma hakkına sahip çıkan çok sayıda kurum ve kişi, basın emekçilerine yönelik artan baskı ve saldırılar ile 1 Mayıs öncesinde yürütülen “1 Mayıs’a özel basın kartı” tartışmalarıyla ilgili bir açıklama yayımladı.
Ankara Özgür Haber Platformu adı altında yapılan açıklamada Anayasa’dan, uluslararası sözleşmelerden ve yasalardan doğan haklar hatırlatıldı, gerçeklerin halka koşulsuz ulaştırılması gerekliliğinden gelen haklılıkla sokaklarda olmaya devam edileceğinin altı çizildi.
Ankara Özgür Haber Platformu’nda yayımlanan açıklama metni ve imzacıları şu şekilde:
Biz Haklarımızı Hukuktan ve Sokaktan Alırız!
Halkların ortak mücadelesinin yükseldiği, halkın haksızlıklara, yolsuzluklara, hırsızlıklara, cinayetlere olan tepkisinin sokaklara taştığı bir dönem içinden geçiyoruz.
Özellikle Haziran İsyanı’nın ortaya çıkardığı enerji ile insanlar tepkilerini ifade etmek için sokaklarda bir araya geliyorlar.
Buna karşın, haksızlıkların başrol oyuncusu olan iktidar, yükselen seslere tahammül edememekte ve kullandığı türlü yollarla bu güçlenen muhalefeti engellemeye çalışmaktadır.
Tam da Cumhurbaşkanı’nın “Er ya da geç çıkacak.” sözleriyle buyurduğu; Başbakan’ın “İzinsiz sokağa çıkana müsamaha edilmeyecek” sözleriyle özetlediği; İçişleri Bakanı’nın “Anayasayı tanımıyoruz.” sözleriyle dayanaklarını sunduğu İç Güvenlik Yasası’nın TBMM tatile girmeden önce bir çırpıda meclisten geçirilmesinin ardında iktidarın kendini koruma, sokakta ortaya çıkacak muhalefet karşısında korkusunu yatıştırma ve halkın sesini kısma çabası yatmaktadır. Geçtiğimiz hafta, yine Cumhurbaşkanı tarafından “Geleneksel Muhtarlar Toplantısı”nda gerçekleştirdiği ve “Bizden olmayan herkes teröristtir” şeklinde özetlenebilecek açıklaması ise, iktidarın bu yönde hak ve hukuk tanımazlığının artarak devam edeceğinin son açık delili olmuştur.
Son zamanlarda her türlü protesto eylemine, etkinlik ve anmalara yönelik saldırılar, engellemeler, sokağın sesini engellemeye yönelik müdahalelerin artmaya başlaması dikkat çekerken, tüm bu toplumsal olayları haberleştirmeye, yaymaya, kolluk güçlerinin halka yönelik saldırı ve şiddetini belgelemeye çalışan özgür sokak habercilerinin faaliyetlerine yönelik engelleme çabalarında da bir artış gözlenmektedir.
Artık iktidar ve uzantıları kendilerinin izlenmesinden ziyadesiyle rahatsız olmakta, vatandaşın sokakta fotoğraf-video çekmesine tahammül edememekte, kayıtlara haksız-hukuksuz bir şekilde el koymakta, sokak muhabirlerini göz altına almaya çalışmaktadır.
Bunun en son örneği de, başta 1 Mayıs alanı olan Taksim olmak üzere tüm sokakların emekçilere ve habercilere “dar” edileceğine yönelik açıklamaların dillendirilmeye başlanmasıdır.
Tam da bu sırada İstanbul Valiliği, TGC ile ortak bir çalışmaya imza atarak, 1 Mayıs’ta sadece “sarı basın kartı” ve TGC tarafından medya kurum temsilcilerine verilecek “tek seferlik geçici basın kartı” sahiplerinin habercilik yapabileceği, geriye kalan haberciler ile yurttaş muhabirlerinin ise eylemci kabul edilerek engelleneceği açıklamasında bulundu.
“Gazetecilerin işlerini daha rahat yapabilmeleri için” verildiği öne sürülen bu kart uygulaması, sadece devletin denetimi altındaki “habercileri” yetkilendirirken, yalnızca muhalif ve özgür muhabirlerin değil, tüm vatandaşların gerçek ve doğru haber alma özgürlüklerine bir saldırı oluşturmakta ve özgür sokak habercilerini kolluk kuvvetlerinin açık hedefi haline getirmektedir.
Bu açıklamalar karşısında diyoruz ki:
Bizler kurumsal ya da bireysel, haber yapma hakkını kullanırken, meşruiyetini halkın gerçekleri bilme hakkından alan özgür habercileriz.
Bizler, kendilerini alternatif medya, muhalif medya, yurttaş haberci, video-eylemci, fotoğraf sanatçısı, belgeselci gibi farklı sıfatlarla adlandıran sokaktan insanlar olarak, Anayasa’dan, uluslararası sözleşmelerden ve yasalardan doğan haklarımızı gayet iyi biliyoruz ve gerçeklerin halka koşulsuz ulaşması gerekliliğinden gelen haklılığımızla sokaklarda olmaya devam edeceğiz.
Halk ne zaman sokaktaysa o zaman sokakta olacağımızı, ne zaman bir haksızlığa karşı ses duysak, duyurmak için çabalayacağımızı, halkın taleplerini haberlerimize, fotoğraflarımıza, videolarımıza taşıyacağımızı, polis şiddetinin her türlüsünü kareleyeceğimizi, belgeleyeceğimizi ve hesap sorulacağı zaman seferber olacağımızı şimdiden beyan ediyoruz.
Şahidi olduğumuz bu süreçte ülkede ‘karanlık bir tarih’ yazılırken, hukuktan ve sokaktan aldığımız haklılığımızla bu ‘tarihi belgelemeye’ devam edeceğimizi, bugüne kadar olduğu gibi, 1 Mayıs ve sonrasında da kimi zaman fotoğraf makinelerimizle, kimi zaman cep telefonlarımızla, hiç olmazsa doğrudan tanıklıklarımızla sorumluluklarımızı yerine getireceğimizi ilan ediyoruz…
Ve kendi hukukunu bile hiçe sayar hale düşen iktidarı 1 Mayıs arifesinde bir kez daha uyarıyoruz:
Biz haklarımızı biliyoruz, siz de sınırlarınızı bilin!
Ankara Direniş Postası
Ankara Eylem Vakti
Balık Bilir
Çapul TV
Çekim Yapan Kadınlar
direnisteyiz.net
Gezite
İnadına Haber
Kartal Timsah
Parklar Bizim Ankara
sendika.org
Seyr-i Sokak*
Ahmet Tirej Kaya
Ayşegül Gümüşkaya
Barış Yıldırım
Emel Vural (Seyri Sokak)
Emine Kart
Esen Delen (Seyri Sokak)
Gamze Yıkılmaz (Seyri Sokak)
Gökhan Mezarcı
Gözde Çağrı Özköse (Seyri Sokak)
Oktay İnce (Seyri Sokak)
Onur Metin
Sibel Tekin (Seyri Sokak)
Ulaş Akyol
Yonca Alemdar
Sendika.Org/ Ankara