Devrimci Gençlik hareketine emek verenler İstanbul’da Devrimci Gençlik Dergisi’nin 25. yıl etkinliğinde buluştu
Devrimci Gençlik hareketinin yaratılmasına emek verenler İstanbul’da Devrimci Gençlik dergisinin 25. yıl etkinliğinde buluştu
İlk olarak, 1975 yılının kasım ayında dönemin üniversiteli devrimci gençleri tarafından yayımlanan Devrimci Gençlik dergisi 1980’li yılların sonlarında gençliğin mücadelesinin yükselişe geçmesiyle, 1990 yılında “Emperyalizme ve Faşizme karşı Devrimci Gençlik” adıyla yeniden yayımlanmaya başlandı. 1980 sonrası yayımlanan ve 25 yıldır kesintisiz olarak yayın hayatını sürdüren Devrimci Gençlik dergisi, 25. yaşını “Vardık, varız, var olacağız!” sloganıyla İstanbul’da düzenlediği bir etkinlik ile kutladı.
Dün (4 Nisan) Kenter Tiyatrosu’nda gerçekleşen etkinliğe, 500’den fazla kişi katıldı.
Salonun girişinde Devrimci Gençlik dergisi ilk çıktığında gönderilen mektuplar, kartlar, afiş, bildiri ve broşürlerin bulunduğu 25 yıllık gençlik hareketi arşivi sergilendi. Ayrıca 25 yıldır kesintisiz çıkan Devrimci Gençlik dergilerinin bulunduğu bir stant açıldı.
Salonda ise “Devrimci Gençlik dergisi 25 yaşında vardık varız var olacağız” pankartının yanı sıra 25 yıllık süre içinde gençlik hareketinin çeşitli dönemlerine damgasını vurmuş sloganların yer aldığı; “Yaşasın gençliğin devrimci eyleminin birliği”, “Üniversiteler bizimdir”, “AKP faşizmine ölüm tek yol devrim”, “Ferman devletin üniversiteler bizimdir” pankartları asıldı.
Devrimci Gençlik hareketine geçmişten bugüne emek verenlerin ve bugün mücadeleyi sürdürenlerin selamlanmasıyla başlayan etkinlikte ilk olarak eşitlik, özgürlük ve sosyalizm mücadelesinde yaşamını yitirenler için saygı duruşu yapıldı. Saygı duruşunun ardından salon hep bir ağızdan Dev-Genç Marşı’nı okudu.
Etkinlikte 1975 yılında dönemin Dev-Genç’lileri tarafından çıkarılan ilk Devrimci Gençlik dergisinin ve 1990 yılında yeniden yayımlanan ilk sayısından bugüne Dev-Genç geleneğini sürdüren ve devrimci gençlik mücadelesinin teorik-politik sürekliliğine katkıda bulunan Devrimci Gençlik dergisi sayılarının kapakları çıktıkları dönemdeki gençlik hareketinin simge eylemlerini içeren bir video ile katılımcılarla paylaşıldı.
“Devrimci Gençlik var olduğu sürece diktatörlük inşa edilemeyecek”
Devrimci Gençlik’in çeyrek asrı aşan mücadelesini anlatan kısa videonun gösterilmesinin ardından, Devrimci Gençlik Dergisi adına bir konuşma yapıldı.
Konuşmada, Devrimci Gençlik’in, üniversitede atılan ilk adım, geleceği değiştirme iddiasının sınandığı ilk yer, herkes için bir okul olduğu belirtilerek şunlar ifade edildi:
Bugün buradaki buluşmamız sadece geçmişi, geçmişte yaşananları yad etme hedefi gütmüyor. Elbette geçmişi hatırlayacağız, çünkü o geçmişte biz vardık, bizim emeğimiz vardı. O geçmişte mücadelemiz vardı, o mücadelenin içinde kendimizi değiştirdik, mücadeleyi değiştirdik. Çok şey öğrendik, çok şey öğrettik.
‘Devrimci Gençlik var olduğu sürece bu ülkede diktatörlük inşa edilemez’ denilen konuşma şu sözlerle sonlandırıldı:
Devrimci Gençliğin ‘üniversiteler bizimdir’ sloganını bütün gücümüzle haykıracak, AKP’ye, sermayeye ve yandaş rektörlere üniversiteyi dar edeceğiz. Bu ülkede AKP karanlığı yıkılacaksa, eşitlik, özgürlük, kardeşlik ve sosyalizm bu topraklarda egemen olacaksa bu devrimci gençliğin cüreti, gençliğin devrimci eylemi ile olacaktır. Devrimci Gençlikçiyiz. İddiamız bu ülkede devrim yapmaktır. Yapacağız. Biliyoruz son sözü tarihin mahir devrimcileri söyleyecek. Vardık, varız, var olacağız!
Konuşmanın ardından sahneye çıkan koro “Yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek” adlı şarkı ile “Beyazıt Marşı”nı seslendirdi.
Öğrenci Dernekleri’nden, Koordinasyon’a
Etkinlik programı, 1980 sonrası öğrenci hareketlerinin ilk örgütlü gücü olan Öğrenci Dernekleri sürecinde gerçekleşen, 1987 yılındaki 14 Nisan Direnişi, 1989 Basın-Yayın İşgali, 1990 Yıldız Üniversitesi İşgali ve üniversitelilerin polis terörüne karşı yaratıcı eylemlerle sürdürdüğü direnişleri anlatan “Neco’nun Yeri: Üniversite Yıllığı” için hazırlanan videolar gösterildi.
80 sonrasında gençliğin ilk kitlesel sokak eyleminin yapıldığı 14 Nisan 1987, tek tip dernekler yasasına karşı yürüyüşte bulunan Ertuğrul Pehlivan, 11 Aralık 1989’daki Basın-Yayın İşgali’nde yer alan Ali Çerkezoğlu ile Alper Taş sahneye gelerek konuşmalar yaptı.
Konuşmaların ardından sanatçı Erdal Güney’in video mesajı gösterildi. Ardından 1980’lerde gençliğin dilinden düşürmediği, Grup Baran’ın “Kanatlarında kaldı bahar” adlı şarkıyı seslendirmek üzere, o dönem grupta yer alan Gonca Pozam sahneye çıktı.
90’lı yılların ikinci yarısına damgasını vuran parasız eğitim mücadelesi ve ‘Harçlara hayır’ kampanyasının aktarıldığı ikinci bölümde o dönem üniversitenin öz örgütü haline gelen Öğrenci Koordinasyonu’nun mücadelesinin anlatıldığı kısa video gösteriminin ardından harçlara karşı imza kampanyasını örgütleyenler arasında yer alan ve 20 Ekim 1995’teki harç eylemine katılan Başar Toros konuşmasını yaptı.
Toros, devrimci gençlikçilerin bu süreçte yeni baştan üniversite hareketini örgütlediğini vurgularken o dönemi karakterize edenin tüm üniversitelilerin öznesi olduğu bir örgütlenme modelinin inşaası olduğunu da vurguladı. Toros, devrimci gençlikçilerin yalnız üniversitede değil o yıllardan bugüne halk direnişlerinde, yoksul mahallelerde, işçi mücadelelerinde, yaşam ve doğa savunusunda kesintisiz biçimde mücadele ettiğini de belirtti. Konuşmanın ardından yeniden sahneye gelen koro, Yeni Türkü’nün “Fırtına” adlı şarkısını seslendirdi.
Koordinasyon döneminin en önemli eylemlerinden olan Meclis’te ‘harçlara hayır’ pankartının açıldığı 29 Şubat 1996 gününe dair görüntüler gösterildi.
Meclis’te açılan pankartın ardından gençlik hareketine yönelik operasyonda tutuklananlardan Bülent Karakaş sahneye gelerek o süreci aktardı. Karakaş konuşurken “Harçlara Hayır” pankartı sallandırıldı. Karakaş, üniversitelilere 96 yıl hapis cezası istenen operasyonun ardından “Çeteler mecliste öğrenciler hapiste”, “Meclis’i bastık, fermanları yaktık” sloganlarıyla sokaklara çıkan gençlik hareketinin dönemin toplumsal muhafeleti açısından da ön açtığını ve belirleyici olduğunu ifade etti.
96 yılın öyküsünün ardından, 1998 yılında trafik kazasında yaşamını yitiren İstanbul Üniversitesi öğrencisi Melek Yıldız mücadele arkadaşları tarafından sahnede anıldı. Tunay Koca, Melek Yıldız’ın sevdiği Üvercinka şiirini okurken, Gülendam Şan ise devrimci gençlik mücadelesinde Melek Yıldız’ın katkılarını aktardı.
Devrimci Gençlik korosu Melek Yıldız anısına şarkılarla sahne aldı.
Ardından 98-2004 yılları arasında gençlik hareketinin IMF’ye, F tipi cezaevlerine karşı mücadelesi, Afganistan, Irak işgali döneminde emperyalistler Ortadoğu’yu kan gölüne çevirme hesapları yaparken gençliğin verdiği anti-emperyalist mücadele aktarıldı. Öğrenci Koordinasyonu’nun 2003 6 Kasımında Ankara’yı polislere dar eden eylemi, YÖK Yasa Tasarısı’na karşı Demokratik Üniversite Kurultayı ve 7 Mayıs 2004 İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi işgali, NATO zirvesi karşıtı eylemler dile getirildi.
Gençliğin AKP’ye isyanını örgütleyenler
“Demokratik üniversiteyi kendi ellerimizle kuracağız” diyerek üniversiteyi yeniden örgütlemeye dönük adımlar atan devrimci gençlikçilerin üniversitede piyasalaştırmaya karşı mücadele bayrağını açtığı dönemde ‘müşterileştirmeye ve piyasalaştırmaya karşı 3 talep’ sloganıyla ülke çapında örgütlediği parasız eğitim kampanyası aktarıldı.
‘Müşteri değil öğrenciyiz’diyerek kampüs kampüs, yurt yurt, amfi amfi gençliğin piyasalaştırma ve müşterileştirmeye karşı örgütlenen fiili hak alıcı mücadele çizgisinin, üniversiteler üzerinde hegemonya kurmaya çalışan AKP iktidarı karşısında büyüyen gençlik isyanının anlatıldığı videoda bu döneme damgasını vuran Öğrenci Kolektifleri’nin kuruluş süreci ve mücadelesi yer aldı.
‘AKP defol, üniversiteler bizimdir’ diyen Öğrenci Kolektifleri’nin 2010 yılında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde AKP’li Burhan Kuzu’yu yumurtaya boğduğu eylem görüntüleri ile birlikte o eylemde yer alan Kolektifçi Çağdaş Ersoy sahneye gelerek dönemin mücadelesini aktardı.
2010 yılında kitlesel ve militan bir hareket olarak yükselen gençlik hareketinin 2012 Aralık’taki ODTÜ isyanından Haziran İsyanı’na uzanan mücadelesini aktaran video görüntüleri eşliğinde gençlik hareketinin bugüne uzanan mücadelesi vurgulandı.
Etkinlik Kızıldere direnişini anlatan bir video ve marşlarla sürdü. Bir üniversitelinin sahneden okuduğu “Güneşi içenlerin türküsü” şiirine tüm katılımcılar eşlik etti.
Etkinlik, sahnede dile getirilen,
Bu buluşmada Türkiye halklarına verdiğimiz sözü bir kez daha yineliyoruz. Emperyalizme, neoliberalizme, faşizme, gericiliğe karşı yaşamın tüm alanlarında mücadeleyi büyüteceğiz. Devrimci Gençlik bu ülkenin bu halkın umudu olmaya devam edecek. Bu topraklarda eşitliğini, özgürlüğün, sosyalizmin bayrağını dalgalandıracağız! Tek yol devrim, yaşasın sosyalizm!
sözleri ve Dernekler sürecinde yer alan devrimci gençlikçilerin sahneye çıkarak okuduğu “Bekle bizi İstanbul” şarkısı ve alkışlarla sona erdi.
Sendika.Org