Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK), mahkeme sırasında uyuyan hakim hakkında soruşturma iznini uyumadığı, iç geçirip gözlerini dinlendirdiği gerekçesiyle vermedi
Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK), mahkeme sırasında uyuyan hakim hakkında soruşturma iznini uyumadığı, iç geçirip gözlerini dinlendirdiği gerekçesiyle vermedi
Radikal’den İsmail Saymaz’ın haberine göre HSYK, İzmir’de iki yıl önce görülen bir yargılama sırasında uyuyan hakim hakkında soruşturma izni vermedi. Kararda, uzun süren yargılamalardan hakimlerin iç geçirmesini ve gözlerini kapatarak kısa süreli göz dinlendirmesini uyuma olarak değerlendirmemek gerektiği savunuldu.
HSYK’nın 9 Mart 2015 tarihli kararında, bir buçuk günlük duruşma kayıtları incelendiğinde, hakimin uyuduğu yönünde bir görüntünün olmadığı kaydedildi. Ancak saatlerce süren duruşmalarda heyet üyelerinin, savcının, müdahillerin ve izleyicilerin dikkatlerinin dağılmasının normal ve insani olduğu belirtilerek, şöyle denildi:
Üstelik şikayet edilen hakimin küçük gözlü, ileri numaralı gözlük kullanan bir kişi olduğu, süregelen bir duruşmada hareketsiz duran üyeler ve savcının iç geçmesi veya gözlerini kapatarak kısa anlı göz dinlendirmelerinin de uyuma olarak algılanmaması gerektiği, dolayısıyla ihbar edilen hakime atfedilebilecek kast, kusur, ya da ihmale dayalı eyleme rastlanıldığı…
İzmir’de, Maoist Komünist Parti (MKP) adına faaliyet yürüttükleri iddiasıyla yargılanan 13’ü tutuklu 22 sanık hakkında açılan, “kavurmanın silah sayıldığı” yargılamanın ilk duruşması, İzmir 12. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 2 – 5 Ekim 2013’te arasında görülmüştü. Yargılama sırasında duruşmaların son bir buçuk gününe başkanlık eden Hakim Dilek Öztürk, dava sırasında uyumuştu. Öztürk’ün uyuklarken resmi çekilmişti. Daha sonra avukatlardan Gül Kireçkaya söz alarak, Hakim Öztürk’e yargılamayı uyuyarak geçirdiğini söylemişti. Bu diyaloglar duruşma tutanaklarına şöyle geçmişti:
Mahkeme Başkanı Dilek Öztürk: Evet, sanık müdafilerinin mütalaaya ve tutukluluğun devamına ilişkin mütalaaya yönelik beyanlarını, tahliye taleplerini almaya başlıyoruz.
Avukat Gül Kireçkaya: Şimdi savcılığın mütalaasına karşı açıkçası diyecek bir şey bulamıyorum onu söyleyeyim öncelikle. Çünkü savcılığın zaten soruşturmayı yürüten savcı olmaması nedeniyle dosyadaki 10 bin sayfa tapeyle gidip de iddianamedeki iddiaları karşılaştırıp da doğrusunu görüp araştırıp nasıl diyeyim bir karara varabildiği inancında değiliz. Burada insanların özgürlüğü söz konusuyken sayın savcının nasıl da bunu çok rahat bir biçimde ifade edebildiğini de anlamış değilim. Bu insanlar son derece yalın bir biçimde kendi gerçekliklerini anlattılar. Tabi siz tam bir buçuk gün boyunca uyuduğunuz için sayın başkan çoğuna vakıf olamadınız.
Mahkeme Başkanı Dilek Öztürk: Kimi kastediyorsunuz uyumakla?
Av. Gül Kireçkaya: Uyudunuz sayın başkanım çünkü biz gördük ve hakim beyi de uyardık sayın başkanı da uyarmıştık. Ben uyarmıştım.
Mahkeme Başkanı Dilek Öztürk: Beni uyarsaydınız madem uyuyorum.
Av. Gül Kireçkaya: Mahkemeyi yöneten kişi başkan olduğu için başkanı uyarma gereği duydum hakime hanım. Şimdi bu şekilde siz kararların altına nasıl imza atıyorsunuz onu anlayabilmiş değilim.
Sendika.Org