Arınç’ın Erdoğan’a yönelik “Ülkeyi hükümet yönetiyor” çıkışını değerli bulduğunu açıklayan Yeni Şafak Yazarı Abdülkadir Selvi AKP’de büyünün bozulduğunu yazdı
Erdoğan’ın 2015 Haziran seçimlerinin temel hedefini “Başkanlık” olarak açıklaması ve fiili başkanlık zorlaması iktidar kanadının seçim öncesi tek vücut görüntü vermesini engelliyor. Arınç’ın Erdoğan’a yönelik “Ülkeyi hükümet yönetiyor” çıkışından sonra açıklamayı değerli bulduğunu söyleyen Yeni Şafak yazarı Abdülkadir Selvi de bugün yayımlanan yazısında “Büyü bozuluyor” dedi
Haziran seçimleri yaklaşırken Erdoğan ile AKP kadroları arasında yaşanan gerilim daha belirgin hale geliyor. Erdoğan’ın çözüm sürecine ilişkin çıkışlarına “Ülkeyi hükümet yönetiyor” diyerek karşılık veren Arınç’tan sonra Abdülkadir Selvi de AKP’de büyünün bozulduğunu yazdı.
Selvi, Cumhurbaşkanı-Merkez Bankası, Hakan Fidan ve çözüm süreci tartışmalarını hatırlatarak halkın zihninin bulandığını, yaşananların “Neler oluyor” sorularının sorulmasına yol açtığını belirtti. Yazısını “AK Parti’nin bir büyüsü vardı. Kitleler AK Parti’yi istikrarın sembolü olduğu için tercih ediyordu. Bu büyü bozuluyor” cümleleri ile bitirdi.
İktidar yandaşı kimliği ile tanınan ve uzunca bir dönem Erdoğan’ın sözcülüğüne soyunan Abdülkadir Selvi, Erdoğan’ın izleme komitesine ilişkin açıklamalarının Diyarbakır’da Newroz’a ilişkin havayı değiştirdiğini yazdı ve Hakan Fidan örneğini vererek bu durumun hükümetin iradesine sahip çıkıp çıkmayacağı tartışmasını yarattığını söyledi.
Selvi, Erdoğan’ın açıklamasının ardından Öcalan’ın mesajından PKK kongresinin toplanması için verdiği tarihin çıkarıldığını, Süleyman Şah Türbesi’yle ilgili ortak tarih bilinci açısından yapılmış vurgunun Eşme olarak yuvarlandığını yazdı.
Selvi yazısında Arınç’ın açıklamasını “Arınç bu açıklamayı hükümet sözcüsü sıfatıyla yaptı ve ‘irademize sahibiz ve çözüm sürecini biz yürütüyoruz’ dedi” sözleriyle yorumladı.
“Cumhurbaşkanı ile hükümet arası görüş ayrılığı”
Yazıda, ilk kez kullanılacak Çankaya Köşkü’nde Davutoğlu başkanlığında yapılacak çözüm toplantısı ve Bakanlar Kurulu toplantısına dikkat çekilirken Erdoğan’ın Ukrayna gezisi dönüşünde Dolmabahçe’de verilen fotoğrafı doğru bulmadığını açıklamasını da hatırlatarak “Çözüm sürecinin mimari olarak tarihe geçen Cumhurbaşkanı ile hükümet arasındaki görüş ayrılığını gösterir mı? Gösterir” ifadelerini kullandı.
ARINÇ: ‘AYRILIK MI VAR SORUSUNU GARİP KARŞILAMAM
OLAN BİTEN HERKESİN GÖZÜ ÖNÜNDE OLUYOR’
Selvi’nin Erdoğan-hükümet gerilimine ilişkin diğer vurguları yazıda şöyle dile getirildi;
İkinci bir Hakan Fidan olayı ile karşı karşıya mıyız? Benzerlik arz etmesine rağmen bu biraz farklı bir olay. Cumhurbaşkanı’nın açıklamalarını doğru analiz ettiğimizde, sürecin özüne değil, yönetimine ilişkin eleştirileri ön plana çıkıyor. Zaten aksi düşünülemezdi. Çünkü bu sürecin mimarı kendisi.
Sürecin Öcalan ile hükümetin eşit şartlarda müzakereye dönüştüğü şeklinde bir izlenim edindiği anlaşılıyor.
Bu tespit önemli mi? Önemli. Sürecin bundan sonraki seyrini etkileyecek çapta bir itiraz mı? İtiraz.
Bu tartışma hükümetin iradesinin sorgulanmasına ve sürecin seyrine etki yapar mı? Yapar.
Eğer Erdoğan 7 ay önce Başbakanı olduğu hükümetin, çözüm süreci gibi hayati bir konuda kendisine bilgi vermediğini söylüyorsa, ciddi bir durumla karşı karşıyayız demektir.
Ama izleme komitesindeki isimlerden, Dolmabahçe mutabakatına kadar kendisinin bilgilendirildiğini biliyoruz. Olumlu bakmadığını da muhataplarına ilettiğinden haberdarız.
Bu nedir? AK Parti’nin kurulduğu 14 Ağustos 2001 tarihinden bu yana son 3 ayda yaşanan olaylara benzer sürtüşmeler yaşanmamıştı. AK Parti kendi iç tartışmaları ile milleti meşgul etmeyen bir siyasi hareket olmayı başarmıştı. Zaten bu yönüyle topluma güven verdi. Bu millet geçmişte Çankaya ile hükümet arasında yaşanan krizlerden, Cumhurbaşkanı ile Başbakanlar arasındaki sürtüşmelerden dolayı ağır bedeller ödedi. Özal ile Mesut Yılmaz, Demirel ile Tansu Çiller çekişmesi hem ANAP ve DYP’nin sonunu hazırladı hem de bu liderlerin siyasi ömrüne mal oldu. Ecevit- Sezer krizinin ülkeye yaşattığı ağır ekonomik ve siyasi krizi ise hatırlatmak bile istemiyorum. Bu partiler ve liderlerin sonu siyasi hüsran oldu. AK Parti’nin en önemli özelliği millete bir kriz yaşatmaması oldu. Zaten kriz yaşatsa, değil 9 seçimi kazanması, ilk seçimde tepe taklak giderdi.
Ama itiraf etmeliyim ki son olaylar halkın zihnini bulandırmaya başladı.
Neler oluyor sorularının sorulmasına yol açtı.
Cumhurbaşkanı-Merkez Bankası tartışması
Hakan Fidan olayı
Ve son olarak çözüm süreciyle ilgili tartışmalar
AK Parti’nin bir büyüsü vardı. Kitleler AK Parti’yi istikrarın sembolü olduğu için tercih ediyordu. Bu büyü bozuluyor.”
Sendika.Org