Astsubaya ve onun gibilerine birileri ders vermek mi istedi? Ders vermek isteyenler arasında bizzat MİT de var mıydı?
Astsubaya ve onun gibilerine birileri ders vermek mi istedi? Ders vermek isteyenler arasında bizzat MİT de var mıydı? Operasyonun 5 Ocak’a denk gelmesi tamamen tesadüf müydü?
Geçtiğimiz hafta Kilis’in Suriye sınırında bir astsubayın “kaçakçılara karşı görev yaparken” kaybolduğu ya da alıkonulduğu ana akım medyada yer aldı. İlk başlarda pek gündem olmayan bu gelişme, Milliyet’tin Ankara muhabirleri Aydın Hasan ve Namık Durukan’ın 4 Ocak tarihindeki “İşte o kayıp komutan!” başlıklı haberiyle birden gündemin en üst sırasına yerleşti.
KİLİS ÖNCÜ HUDUT KARAKOLU KOMUTANI IŞİD TARAFINDAN KAÇIRILDI
Söz konusu haberde, “Suriye sınırındaki Öncü Hudut Karakolu Komutanı Özgür Örs adlı kayıp astsubayın, terör örgütü IŞİD tarafından pusu kurularak kaçırıldığı ihtimali ağırlık kazandı” ifadelerine yer verilmişti.
Astsubay çok daha önce alıkonulmuşsa da, bu gelişme ancak 4 Ocak’tan itibaren ülke gündeminin ilk sıralarına yerleşti. Olay kamuoyuna duyurulunca gözler o zamana kadar resmi açıklamada bulunmayan devlet kurumlarına çevrildi.
Beklenen açıklama bir gün sonra AA’ya konuşan Genelkurmay Basın ve Halkla İlişkiler Daire Başkanı Tuğgeneral Ertuğrul Gazi Özkürkçü’den geldi. Özkürkçü, Astsubay Örs hakkında net bilgileri olmadığını açıkladı.
GENELKURMAY: KAYBOLAN ASTSUBAY HAKKINDA NET BİLGİMİZ YOK
Öte yandan AKP medyası astsubayı bulmak için “Musul’da alıkonan 49 rehineyi sağ salim kurtaran MİT ekibindeki görevliler devrede” diyerek, “kahraman MİT mensupları” temalı haberler geçiyordu.
Tüm bu gelişmeler aşağı yukarı 24 saatlik bir süre zarfında yaşandı. 5 Ocak akşam saatlerinde ise Başbakan Ahmet Davutoğlu, AKP medyasının aynı günün sabahındaki haberlerini doğrularcasına kişisel Twitter hesabından astsubayın “MİT’in başarılı operasyonuyla kurtarıldığını” duyurarak gönüllere su serpti(!)
Yaklaşık 48 saat içerisinde yaşanan bu gelişmelerin akla getirdiği ve yanıt bekleyen bazı sorular var.
– MİT’in hamiliğindeki “Suriyeli muhaliflerin” kontrolünde bulunan Bab es Selame Kapısı’nın yakınındaki Kilis’in Öncü Hudut Karakolu’nun komutanını kim, nasıl kaçırdı?
– Astsubayın, MİT’in cirit attığı bölgede IŞİD’e katılmak için Suriye’ye kaçak yollardan girmeye çalışan toplam 70 kişiyi yakalayarak cihatçıların ve destekçilerinin dikkatini üzerine çektikten sonra alıkonması tesadüf mü?
– Astsubaya ve onun gibilerine birileri ders vermek mi istedi? Ders vermek isteyenler arasında bizzat MİT de var mıydı?
– Kayıp astsubay hakkında Genelkurmay “net bilgilere” sahip değilken, AKP medyasında manşetleri “MİT devrede” haberleri süslüyordu. Aynı günün akşamı “MİT başarılı operasyonuyla astsubayı kurtardı, TSK’ya geçmiş olsun” diyen Başbakan bir şey mi ima ediyordu?
– MİT’in yere göğe sığdırılamayan “Musul rehinelerini kurtarma operasyonu”, IŞİD’in istediği çok sayıda cihatçının serbest bırakılması ve IŞİD’e Türkiye içinde ve sınırlarında zorluk çıkarılmaması karşılığında rehinelerin bırakılması yani IŞİD’in isteklerine boyun eğilmesi operasyonuydu? Bu son “başarılı operasyonda” ne verildi?
– Geçtiğimiz aylarda IŞİD’in Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin (IKBY) başkenti Erbil’i kuşatma girişimleri sırasında AKP hükümetinin onayına rağmen bölgedeki TSK unsurlarının Erbil yönetimine yardım etmediği öne sürüldü. AKP medyasında “Erbil’de tanklar neden hareket etmedi?” denildi, “TSK’nın siyasi iradenin onayına, bölgede de facto bir durum elde etme ihtimali doğmasına rağmen kritik bir zamanda Erbil’e yardım etmemesi”ne sitem edildi. Vatan’dan Hüseyin Yayman’ın 4 Ocak tarihli yazısında TSK-AKP arasındaki çatlağa işaret edilmesiyle, aynı gün Astsubay Örs’ün MİT’in cirit attığı bir bölgede IŞİD çeteleri tarafından kaçırıldığının ortaya çıkması da sadece bir tesadüf müdür?
– Meclis Soruşturma Komisyonu’nda rüşvet ve yolsuzlukla suçlanan 4 eski bakan ile ilgili Yüce Divan oylamasında AKP’li üyelerin oylarıyla “hayır” kararının çıkmasının ardından Davutoğlu’nun “Astsubayı kurtardık” tweetiyle gündem değişti. Kurtarma operasyonu zaman ayarlı mıdır?
Sendika.Org, yayın hayatına başladığından bu yana işçi sınıfı hareketinin, solun ve genel olarak toplumsal muhalefetin gündemine ilişkin, farklı politik perspektiflerden düşünsel katkılara açık bir tartışma platformu olagelmiştir. Sitemizde yayımlanan yazılar yayın kurulunun politik perspektifiyle uyumluluk göstermeyebilir. Amacımız, mücadelenin gereksinim duyduğu bilimsel ve politik bilginin üretimini zenginleştirecek tüm katkılara, yayın ilkelerimiz çerçevesinde, olabildiğince yer verebilmektir.