Mezhepçi-cihatçı faşistlerin Şengal’de Ezidilere ve Türkmenlere karşı başlattığı ahlaksız saldırı ve katliamdan, evrensel insani değerleri emperyalist ahlaksızlık ve mezhepçilik tarafından dejenere edilmemiş bütün insanlar derinden etkilendiler. Tüm dünya bu insanların yaşadığı dramın ve nasıl yardım edilebileceği derdine düşmüşken kuşkusuz emperyal vizyona sahip akbabalar ise bunu bir fırsata çevirme maksadıyla hareket ettiler ve ediyorlar. Bizler de […]
Mezhepçi-cihatçı faşistlerin Şengal’de Ezidilere ve Türkmenlere karşı başlattığı ahlaksız saldırı ve katliamdan, evrensel insani değerleri emperyalist ahlaksızlık ve mezhepçilik tarafından dejenere edilmemiş bütün insanlar derinden etkilendiler. Tüm dünya bu insanların yaşadığı dramın ve nasıl yardım edilebileceği derdine düşmüşken kuşkusuz emperyal vizyona sahip akbabalar ise bunu bir fırsata çevirme maksadıyla hareket ettiler ve ediyorlar. Bizler de Halkevleri olarak neler yapabiliriz değerlendirmesinin sonucunda bir yardım kampanyası başlatmaya karar verdik.
Halkevleri İslamcı, AKP yandaşı bir örgüt değil de antifaşist, laik-demokratik bir örgüt olduğu için izinsiz yardım toplama hakkı bulunmuyor. O hak başta, başının sıfırlama işlemiyle derde girmesi olayı vesilesiyle tüm toplumun tanıma şansına erdiği, Cumhurbaşkanının oğlunun Vakfı olmak üzere İslamcı ve AKP yandaşı dernek ve Vakıflara tanınıyor. Yardım toplamak için gerekli işlemleri yapıp Ankara Valiliği’nden yurt çapında yardım toplama ve kendimiz tarafından ihtiyaç sahiplerine ulaştırma iznini aldık ve sonra tekrar toplantı yaptık. Toplantıda yardımın teknik organizasyonunun yanı sıra kampanyaya bir de ad-slogan aradık. Ve “İnsanlık Yaşasın İnsanlar Yaşasın” sloganını kampanyanın adı olarak karar altına aldık.
Kampanya süresince bu adlandırmanın, sloganın ne kadar yerinde olduğunu defalarca gördük. Afişte bir de “Ezidi ve Türkmen Kardeşlerimize Yardım Kampanyası” yazıyordu. Şu sorular ve cevaplar defalarca tekrarlandı: ‘Neden Kürtler yok’, ‘Ezidiler Kürt, ama bir daha ki el ilanı bastırdığımızda Kürt de yazacağız, çünkü Kobane’den göç, biz kampanyayı başlattıktan sonra başladı’. ‘Hep Kürtlere yardım ediyorsunuz Türkmenlere neden etmiyorsunuz?’, ‘Teyzeciğim afişte Kürt yazmıyor ama Türkmen yazıyor ve biz hepsine de yardım topluyoruz’. ‘Yardımları nereye götüreceksiniz IŞİD’in eline geçmesin’; ‘PKK’nin eline geçmesin’, ‘AKP alır onları IŞİD’e verir’ bu sorular ve yanıtları uzar gider. Ama işin acıklı tarafı bu soruları soranların önemli bir kısmı yardım vermeye ikna olmuyordu*. Evet, slogan çok yerindeydi: İnsanlık yaşasın (ki) insanlar yaşasın! Oysa gördük ki insanlık ciddi tehdit altında.
İşin en ibretlik kısmı ise İzmir’de yaşandı ve bana Demirel’in bir sözünü hatırlattı: ‘Bana sağcılar suç işliyor dedirtemezsiniz’ demişti; ben de son örnekten sonra ‘bana sağcılarda vicdan var dedirtemezsiniz’ deme noktasına geldim. Ama yine de Demirelleşmemekte fayda var düşüncesi bu sözü dedirtmiyor. İzmir Halkevleri yardım kampanyasını popülerleştirmek için ‘mamanı al konsere gel’ sloganıyla ücretsiz bir konseri duyurdu ve düzenledi. Konserde de birçok konuşma ve konuşmacının yanı sıra bir HDP yöneticisi de konuşuyor. Konserde Ezidiler ve Türkmenlerden bahsedildiği gibi Kobane’den ve Kürtlerden de bahsediliyor, Türkçe şarkılar söylendiği gibi Kürtçe de söyleniyor. Her şey her zaman olduğu gibi normal. Anormal olan Yeniasır gazetesinin insanlıkla ilişkisi. İki gün üst üste nasıl haber yaptığına http://www.yeniasir.com.tr/YerelPolitika/2014/11/07/chpli-belediyeden-kobaniye-destek-konseri, http://www.yeniasir.com.tr/YerelPolitika/2014/11/08/alayi-isyan-etti# linklerinden ulaşabilirsiniz. İzinli yardım kampanyasına yasadışı demiş ve ardından karalama amacıyla bir sürü uydurma laf. Bir de cinlik yapıp haberlerine yapılan yorumları da haberleştirip “yardımların PKK’ye gitmeyeceği ne malum” demişler**.
Elbette yasal yollara başvuracağız, ama yazı işlerini iki gün üst üste aradım ve ancak ikinci gün görüşebildim. Aramızda geçen konuşma şöyle;
-Beyefendi haberinizde kampanya yasa dışıdır yazmışsınız oysa yasal
-İzmir Valiliği öyle bilgi verdi, Ankara Valiliğinden izinliymiş
-Bugünkü haberde yine ‘Valiliğin yasadışı olarak nitelendirdiği’ yazmışsınız
-Yok yazmadık, …bir bakayım, …evet yazmışız düzeltiyorum
Bu görüşmenin üzerinden iki saat geçmesine rağmen düzelmemişti. Tekrar aradık. “Hadi Halkevleri’ne düşmansınız, yalan haber yapmayı, araştırmadan karalamayı habercilik etiğiniz kaldırıyor yapacak bir şeyimiz yok, peki vicdanınız da mı yok? Yardım kampanyasının yasadışı olduğunu propaganda ettiğinizde on çocuğa, ihtiyara, kadına aç, üşüyen insana eksik yardım gitmesine neden olmak vicdanınızı hiç mi rahatsız etmiyor, bunu nasıl telafi etmeyi düşünüyorsunuz?” sorusu üzerine “Ben bir yukarıyla konuşayım” yanıtını aldım. Bakalım sağcılarda vicdan var mı? Göreceğiz.
Ama kampanya süresince gördüklerimiz sadece bunlar değildi. İnsanlık yaşıyor ve o nedenle insanlar yaşayabiliyor. İnsanlar yaşasın diye hayatlarını, emeklerini ortaya koyanlar hiç de az değil. Emperyalizm, kapitalizm, mezhepçilik, faşizm, şovenizm, ırkçılık durmadan insanlığı kemirse de ‘adını bize bağışlamış’ Suphi Nejatlar, Kaderler ve adını henüz bilmediğimiz sayısız insanlığın yaşatıcıları var oldukça insanlar yaşayacak. Banka hesabına üçyüz-beşyüz lira yatırıp adını yazmamış olanlar, yardım verdikten sonra makbuza adının yazılmasından utananlar, bir iki paket malzeme getirdikten sonra az oldu diye ertesi hafta yine getirenler…
İnsanlık yaşasın insanlar yaşasın!
* Bu yardım kampanyasına desteğini talep ettiğimizde ‘Halkevleri’nin yardım kampanyası olduğu için içimizde sıkıntı yaratır’ diyerek topu taca atan kimi kitle örgütü yöneticileri bahsine girmek uygun olmayacağından değinmiyorum.
**PKK’lilere not: Bebek mamaları, bebekler içindir lütfen yemeyiniz
NOT: Yardım Kampanyası Malzemeleri, başvuruda da belirttiğimiz gibi sığınmacıların yaşadığı bölgelerdeki yerel yönetimlerle işbirliği halinde ihtiyaç sahiplerine ulaştırılacaktır. Kampanyaya destek olmak isteyenler Halkevleri Genel Merkezinden ve www.halkevleri.org.tr adresinden bilgi alabilirler.
Samut Karabulut
Halkevleri Genel Başkan Yardımcısı
Sendika.Org, yayın hayatına başladığından bu yana işçi sınıfı hareketinin, solun ve genel olarak toplumsal muhalefetin gündemine ilişkin, farklı politik perspektiflerden düşünsel katkılara açık bir tartışma platformu olagelmiştir. Sitemizde yayımlanan yazılar yayın kurulunun politik perspektifiyle uyumluluk göstermeyebilir. Amacımız, mücadelenin gereksinim duyduğu bilimsel ve politik bilginin üretimini zenginleştirecek tüm katkılara, yayın ilkelerimiz çerçevesinde, olabildiğince yer verebilmektir.