Maliyeti çok konuşuldu, oda sayısı da öyle. Ruhsatı, yer seçimi tartışıldı ve hala tartışılıyor. Pulu basıldı. Dış basın geniş yer verdi ve böyle bir saray görülmedi, dediler. Biz burada başka bir konuya değineceğiz. Belki hoşunuza gidebilir. İsim hakkı, ki bir anlamda da marka tescili olup şahsınız ya da firmanız çatısı altında üretmiş olduğunuz ürünler ya […]
Maliyeti çok konuşuldu, oda sayısı da öyle. Ruhsatı, yer seçimi tartışıldı ve hala tartışılıyor. Pulu basıldı. Dış basın geniş yer verdi ve böyle bir saray görülmedi, dediler. Biz burada başka bir konuya değineceğiz. Belki hoşunuza gidebilir.
İsim hakkı, ki bir anlamda da marka tescili olup şahsınız ya da firmanız çatısı altında üretmiş olduğunuz ürünler ya da vermiş olduğunuz hizmetler üzerindeki bir ismin (logo da dahil) marka tesciliyle korunmasıdır. İsim hakkı kiralanabilir, mülkiyeti satın alınabilir. 10 yılda yenilenmesi gerekir. Ayrıca markanın ayırt edici özelliği olmalı ve diğer markalardan ayrılmalı, özgünlüğe sahip olmalıdır.
Aksaray ili ya da ilçesi isim hakkı almışlar mıdır? Valilik ya da Belediyeler genellikle kentleri için bir logo seçerler. Örneğin Ankara’nın logosu değiştirilmiş ve yıllardır tartışması sürmektedir. Burada bir grafik canavarı söz konusudur ve bir çözümde bulunamamıştır. Bu nedenle Aksaray ili ya da ilçesinin logo ve isim hakkı alınmış ise bu Kaç-aksaray için kullanılması uygun değildir. Uygun olabilmesi için ismin kiralanması ya da mülkiyetinin satın alınması gereklidir. Kaç-aksaray’ın isim hakkı alınmış mıdır yoksa halk arasında böyle isim verildiği için mi bu isim mi kullanılmaktadır? İşte bu konunun açıklığa kavuşturulması gereklidir. Aksaray ili ve ilçesinin bu konuda bir çalışma yapıp isim hakkı almadılarsa almaları çıkarları yararınadır. Çünkü bu ismi (bu kez logosuz) Kaç-aksaray’a kiraya verebilirler ya da mülkiyetini devrederek trilyonlarca maliyeti olan bu binadan önemli bir pay alabilirler. Valilik ve Belediye’nin isim hakkı konusunda bir çalışma yapmalarında yarar vardır ve bu çalışma belki kendilerine bir katkı sağlayabilir. Ancak resmi olarak bu saraya ‘Aksaray ‘ adı verilip verilmediğini ve isim hakkı alınıp alınmadığını da öğrenmek gerekir.
Çankaya artık geçmişte kaldığından “Aksaray’dan ya da Beştepe’den verilen haberlere göre, Aksaray ya da Beştepe’de yapılan resepsiyonda, Aksaray’dan yapılan resmi açıklamaya göre” gibi başlıkları artık bundan sonra medyada da göreceğiz. Bu tür başlıklar bütün ülkeler için geçerlidir ve resmi en üst makamın kaldığı yerin ismi ön düzleme çıkar: Elysée’den, Beyaz Saray’dan yapılan açıklamaya göre gibi.
Çankaya boşaldığına göre burası TOKİ’ye verilmeli; bu yeşil alan içerisinde (eğer Çankaya’nın ağaçları kesilmezse) TOKİ ya da İstanbul’da İstanbul’u 22.yüzyıla ‘tavır ve rezidans’larla taşıyan firmalarla süper lüks villalar, rezidanslar, tavırlar, butik ev ya da oteller inşa edebilirler. Tahminimce kazançlı çıkacaklardır ve kolayca da müşteri bulacaklardır. Çankaya Tavır’ın manzarası eşsiz olacak ve Ankara ve hatta Ak-saray bile ayaklarınızın altında olacaktır. Çankaya’da oturmak, Çankaya’da oturuyorum bir marka olacaktır. “Çankaya’nın şişmanı, işçi düşmanı” gibi sloganlar da artık geçmişte kalacaktır. Çankaya Cumhuriyet’in simgesi olmaktan çıktığına göre buranın da isim hakkı TOKİ ya da firmalar tarafından satın alınabilir.
Sondaki White Sea sözcüğüne gelince Akdeniz’i ifade etmektedir. Tüm dünyada ‘Méditarannée’ olarak bilinen deniz bizde Akdeniz olarak geçer ama ‘Méditarannée’ artık kullanılmamalı ve bunun yerine White Sea kullanılmalıdır. Akdeniz Ülkeleri İşbirliğinin bir toplantısında gündeme gelebilir ya da Uluslararası bir Coğrafya konferansında. Kel alaka diyebilirsiniz de bağlantı üzerinde düşünmenizi sizlere bırakıyorum.
Sendika.Org, yayın hayatına başladığından bu yana işçi sınıfı hareketinin, solun ve genel olarak toplumsal muhalefetin gündemine ilişkin, farklı politik perspektiflerden düşünsel katkılara açık bir tartışma platformu olagelmiştir. Sitemizde yayımlanan yazılar yayın kurulunun politik perspektifiyle uyumluluk göstermeyebilir. Amacımız, mücadelenin gereksinim duyduğu bilimsel ve politik bilginin üretimini zenginleştirecek tüm katkılara, yayın ilkelerimiz çerçevesinde, olabildiğince yer verebilmektir.