Öğrenci Kolektifleri YK’dan İlknur Özcan’ın 30 Ekim’de Sendika.Org’da yayımlanan “6 Kasım’a giderken nasıl bir muhalefet nasıl bir birleşme” başlıklı yazısına karşı muhalefet.org’da Gençlik Muhalefeti Türkiye Yürütmesi adına yayımlanan yazıyı “yanıt” niteliğinde olduğu için Sendika.Org okurlarının ilgisine sunuyoruz 6 Kasım’a giderken yapılacak eylemler üzerinden gençlik mücadelesinde kimi tartışmalar gündeme geliyor doğal olarak. 6 Kasım’la sınırlı olmayacak şekilde, gençlik mücadelesinin […]
Öğrenci Kolektifleri YK’dan İlknur Özcan’ın 30 Ekim’de Sendika.Org’da yayımlanan “6 Kasım’a giderken nasıl bir muhalefet nasıl bir birleşme” başlıklı yazısına karşı muhalefet.org’da Gençlik Muhalefeti Türkiye Yürütmesi adına yayımlanan yazıyı “yanıt” niteliğinde olduğu için Sendika.Org okurlarının ilgisine sunuyoruz
6 Kasım’a giderken yapılacak eylemler üzerinden gençlik mücadelesinde kimi tartışmalar gündeme geliyor doğal olarak. 6 Kasım’la sınırlı olmayacak şekilde, gençlik mücadelesinin Haziran direnişinin izleri üzerinden tartışılması hangi vesileyle olursa olsun anlamlıdır.
Bu yüzden, Öğrenci Kolektifleri’nin 6 Kasım eylem toplantı ‘tutanakları’ yayınlayarak yapmaya çalıştığı tartışma üzerine birkaç şey söylenebilir. (Herhalde toplantıya katılan arkadaş, bizim gibi sınav öncesi notları fotokopiciden toplamaya alışkın olmalı ki epey eksik not tutmuş. Haliyle kayda geçsin diye eksikleri tamamlayıp, yanlışları düzeltelim istedik. Bir de hatırlatma bu not tutma yeteneğiyle hangi sınava girse çakar arkadaş, bizden uyarması!)
Bunlar bir yana Haziran direnişinin en önemli unsurlarından olan gençliğin birleşik mücadelesine dair bir tartışma yürütülüyor olması önemli ve geliştiricidir. Tüm bu tartışmaları ve hatta karalamaları gençliğin en geniş birleşik eyleminin örgütlenmesi yolunda bir imkana dönüştürmek için kısa bir notla tartışmaya giriş yapıyoruz.
Gençlik Mücadelesinde Yeni Dönem
Haziran direnişinin en önemli dinamiklerinden birisi gençlikti. 90’lılar isyanı olarak da anılan Haziran direnişi, yeni bir genç kuşağın kendi militan eylemi içinde, kendi dili ve tarzıyla politikleştiği bir süreç oldu.
Bu yeni politikleşme dalgası içerisinde biriken direnme potansiyeli, Haziran’ın ardından büyük oranda dağınık ve örgütsüz bir durumda. Geniş bir direnme eğilimi olmasına karşın, bu geniş gençlik kesimlerinin tepkileri örgütlü-birleşik zeminlere taşınamadığından geri çekiliyor ya da düzen içi siyasetler çerçevesinde etkisizleştiriliyor.
Gençliğin birleşik devrimci eylemi, bu direnme eğilimlerini örgütlemek için ihtiyaçtır. Yoksa, birleşiklik deyince aklına örgütlerin yan yana gelmesinden ibaret bir şey gelenler için bu durum ancak ‘gençlik örgütlerinin birleşik eylemi’ olarak ifade edilebilir. Bu da önemsiz değildir. Ancak gençlik örgütleri, gençliğin tüm muhalefet dinamiklerini ve eğilimlerini bir araya getirmek için bunu yapıyorsa anlamlıdır. Yoksa yıllardır yapılagelenin bir biçimini bir kez daha tekrarlayarak günü kurtarmanın ötesine geçilemez.
Gençlik Mücadelesi ve Meclisler
Böylesi bir birleşik mücadelenin yaratılması yeni bir kurucu süreçle başarılabilir. Bu yüzden hani şu ‘tutanaklara’ ‘kimsenin haberi olmayan’ diye not düşülen Meclis fikri bu kurucu zeminin bir ifadesidir. Baştan söyleyelim bizim icadımız falan da değildir. Evveliyatı da vardır ama Haziran direnişinin de bir yanı Forumlar ve Meclis’lerdir. Bu formlar direnenlerin kolektif aklının inşa edildiği, herkesin kendi sözüyle katıldığı bir inisiyatifler alanıydı.
Gençliğin birleşik eyleminin örgütlenmesi de bu formların bugün üniversitelerde yeniden üretilmesinden –yeni inisiyatif alanları açılmasından- bağımsız düşünülemez. Yoksa, birleşik eylem deyince,‘biz birkaç örgüt bir araya geldik, birleşik eyleme çağırıyoruz’ deyince bu birleşik bir eylem olamıyor.
Gelelim 6 Kasım’a
6 Kasım eylemleri bizce bu tartışmadan bağımsız olarak düşünülemez. Mesele bir gün yapacağımız eylemde yan yana durmaktan ibaretse bugüne kadar çok kez yaptığımızı bir kez daha yapmanın bir sakıncası yok!
Ancak mesele tüm eylemlerimizi gençliğin birleşik, militan, meşru ve kitlesel eylemlerini örgütlemekse o zaman bir kez daha düşünmekte fayda var. Gençlik Muhalefeti açısından önemli olan budur. O yüzden ‘tutanakları’ yayınlayan arkadaşlar da dahil tüm gençlik kesimlerine 6 Kasım’la sınırlı olmayan, 6 Kasım sürecinin ve eyleminin de parçası olacağı gençliğin birleşik mücadelesini inşa edecek bir süreç önerilmiştir. Evet, bunun için ortak eylem yapmaya varız!
Ancak, -her ne kadar tutanaklara yansımamış olsa da- ‘bizim için kurulacak ittifak 7 Kasım’da biter’ diyen arkadaşlar ‘birleşik eylem önerdik, gelmediler’ diyor! Söz konusu olan Birleşik Haziran Hareketi olunca ‘yukarıdanlık-aşağıdanlık’ falan diye döktürenler bir masa etrafında toplanınca birleşiklik sağlanmış oluyor, ne ala!
Gençliğin birleşik mücadelesi, birkaç örgüt yan yana gelip çağrı yaparak değil; gençliğin kendi sözüyle ve inisiyatifiyle geliştireceği bir yolun yaratılması için mücadele edilerek başarılabilir. 6 Kasım için bir gün değil, bir sürecin parçası olarak önerdiğimiz siyaset –anlamak isteyen için- bu kadar basittir.
Birleşik Haziran Hareketi
Bugün ihtiyaç yalnızca gençliğin birleşik eylemini örgütlemek değil, gençliğin eylemi ile halkın mücadelesini birleştirecek kanalları da yaratmaktır. Birleşik Haziran Hareketi gençliğin birleşik mücadelesinin zeminlerinden birisi olduğu gibi gençlikle emekçi halk kesimlerinin mücadelesinin ortak yürütülmesinin de bir alanıdır.
Haziran Hareketi’nin mezhepçi faşist AKP rejimine karşı direniş ve dayanışma ağlarını yaratmak amacıyla Forum ve Meclisler’de buluşmak için yaptığı çağrı kuşkusuz ki gençlik mücadelesi için de oldukça önemlidir. Bunu tartışmayı dahi kendine yasaklı sayan, burada olursak ‘örgüt dağılır’ türünden gerekçeler söyleyenler bir zahmet birleşik mücadeleden söz etmesinler! Ama herşeye rağmen çağrımız, Muhalefet Meclis’lerinde ve Haziran Hareketi’nde gençliğin birleşik mücadelesini birlikte örgütlemektir! Evet, masaları-tutanakları bir kenara bırakalım mezhepçi-faşist AKP rejimine karşı Forumları-Meclisleri-Sokağı birlikte örgütleyelim.
Kasım’ın 6’sında Ekim’in 5’inde takvimin o ya da bu durağında değil, her gün her yerde gençliğin birleşik devrimci eylemini örgütlemek için İLERİ…
*Tutanakların arasına eklenen kimi yakışıksız sözler hakkında çok şey söylemeye gerek yok. Bu çevre bir süredir istikrarlı ve ısrarlı bir biçimde Hareketimize yönelik bu türden bir tutum içerisinde. Bu bizim, kendi için siyaset dediğimiz sol içi rekabetçilikten başka bir şey olmayan bir siyaset tarzının giderek kurumsallaşmasının sonucu olsa gerek. Toplumsal muhalefet güçlerinin, üniversitenin en meşru zeminlerinin değil de kendi biricik örgütünün bekasını düşünen böyle bir siyaset tarzının Gençlik Muhalefeti’ni dar grupçulukla suçlamasını ancak psikolojide bir savunma refleksi olarak tanımlanan ‘yansıtma’ ile açıklayabiliriz. Yansıtma, ‘kişinin sahip olduğunun farkında olmadığı tutum, duygu ve özellikleri başkasına atfetmesi ve başkasından kendine yöneliyor gibi algılaması-göstermesi olarak’ tanımlanır. Bu durumu anlamıyor değiliz, zira arkadaşların ‘birleşik harekette ilerlersek içerde sorun olur’ diye ifade ettikleri -yürütülen tüm sözde politik tartışmaların ardındaki gerçeği ortaya koyan- durum da savunma refleksinin bir başka biçimi olsa gerek.
*Son olarak da arkadaşların tartışma-öğrenme önerilerini önemsediğimizi söylemeden geçmeyelim. Tarihsel deneyimlere atıf yaparak, Gençlik Muhalefeti’ne hatırlatma yapılıyor. Ama o kadar geriye gitmelerine gerek yok. Tarihsel devrimci birikimimizi ve bugünün gençlik mücadelesini anlamak ve gerçekten tartışmak istiyorlarsa -Gençlik Muhalefeti’nin Geleceğimizi İstiyoruz Forumlarından bu güne biriktirdikleri üzerinden hazırlanan- Geleceği Kazanacağız tartışma kitabına bakmaları iyi bir başlangıç olabilir. O zaman belki gerçekten kendi kelimeleriyle cümle kurmaya, tutanak yerine fikir tartışmaya da başlanabilir.
*Gençlik Muhalefeti Türkiye Yürütmesi
Sendika.Org, yayın hayatına başladığından bu yana işçi sınıfı hareketinin, solun ve genel olarak toplumsal muhalefetin gündemine ilişkin, farklı politik perspektiflerden düşünsel katkılara açık bir tartışma platformu olagelmiştir. Sitemizde yayımlanan yazılar yayın kurulunun politik perspektifiyle uyumluluk göstermeyebilir. Amacımız, mücadelenin gereksinim duyduğu bilimsel ve politik bilginin üretimini zenginleştirecek tüm katkılara, yayın ilkelerimiz çerçevesinde, olabildiğince yer verebilmektir.