Daraltılmış bir özgürlük değil, toplumsal bir özgürlük olmalıdır – Sosyalist Kadın Meclisleri Üniversitelerden sonra ortaokullarda da türban serbest, bu konuda ne düşünüyorsunuz? Üniversitede bir kadının türban takarak eğitim alması bilinçli bir tercih olarak görülebilir. Üniversitede bir kadının türban takmasının ideolojik bir arka planı olmakla birlikte, inançları gereği gerçekleştirdiği bir durumdur. Ortaöğretim ve liselerde türbanın […]
Daraltılmış bir özgürlük değil, toplumsal bir özgürlük olmalıdır – Sosyalist Kadın Meclisleri
Üniversitelerden sonra ortaokullarda da türban serbest, bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Üniversitede bir kadının türban takarak eğitim alması bilinçli bir tercih olarak görülebilir. Üniversitede bir kadının türban takmasının ideolojik bir arka planı olmakla birlikte, inançları gereği gerçekleştirdiği bir durumdur. Ortaöğretim ve liselerde türbanın serbest bırakılması, her şeyden önce kız çocuklarının özgür iradesiyle gerçekleştirdikleri bir durum değildir. Türbanın serbest bırakılması ve hatta orta öğretime kadar indirgenmesinin başka bir anlamı vardır. Dinci gerici İslami ideolojinin eğitim sistemini kendine göre dizayn etmesidir. Kendi muhafazakar tabanını saflaştırma ve genişletme politikasıdır.
“Dindar nesil yetiştireceğiz” diyen bugünkü AKP iktidarı, 12-13 yaşındaki bir kız çocuğuna ailesi üzerinden türban taktırması, Türk-İslam sentezinin adım adım hayata geçirmesine hizmet etmektedir. Milli Eğitim Bakanlığı, daha önce yaptığı yönetmelik değişikliğiyle kız öğrencilerin imam hatip okullarında tüm derslere türbanla girmesinin önünü açmıştı. Şimdi devlet okullarında da bu uygulamanın adımlarını atmaya çalışıyor. Bu uygulama, en başta türban takan-takmayan çocuklar üzerinde psikolojik bir travma, baskı ve ötekileştirme yaratacaktır.
Diğer yandan, farklı inançlarda olan sosyal kesimleri karşı karşıya getirecek ve saflaştırmayı daha da derinleştirecektir. Bu politikanın çocuklar üzerinden yürütülmesi tamamen ideolojik bir yaklaşımdır.
Yıllardır alevi örgütlerin zorunlu din dersinin kaldırılması talebini karşılamayan, ana dilde eğitim hakkını yok sayan, anadilde eğitim veren okulları mühürleyen bir siyasi iktidarın, bir kesim için getirdiği ‘özgürlük’ iki yüzlü bir politikadır. Daraltılmış bir özgürlük değil, bütün sosyal kesimlerin taleplerini karşılayan toplumsal bir özgürlük olmalıdır.
12, 13 yaşında bir çocuğun türban takması bir tercih midir?
12-13 yaşındaki bir kız çocuğu kendi iradesiyle karar alabilecek bir yaşta değildir. Dolayısıyla O yaştaki bir çocuğun “özgür” iradesinden bahsedemeyiz. Ailesinin ve çevresinin düşüncesi, inançları ve baskısı çocuğa yön vermektedir. Devlet, evrensel çocuk haklarını koruyacağına, türbanı serbest bırakarak aileler üzerinden çocuk haklarını da ihlal etmiş oluyor. AKP, çocuklar üzerinden tek tipleştirme dayatmasıyla eğitimi daha da muhafazakarlaştırmaya çalışıyor.
Türban kadınlar için ve kadın özgürlük mücadelesi için neyi simgelemektedir?
Türban, inançlı kadınlar için bir anlam ifade etse de, kadın özgürlük mücadelesinin bütününü kapsamaz. İnançlı ve muhafazakar kadınların türban takıp takmaması tamamen kendi iradesi dahilindedir. Kadın özgürlük mücadelesi, kadınların cins olarak ezilmesine, ulusal kimliklerin yok sayılmasına ve sınıfsal olarak sömürüsüne karşı geniş bir yelpazede hareket eder. Kadınlar, istediği gibi yaşama, giyinme ve hareket etme özgürlüğüne sahiptirler. Bir kadının türban takması, mini etek veya dekolte giymesi tamamen kendi özgür iradesidir. Yine kaç çocuk doğuracağı, kürtaj olup olmayacağı kendi bedeni üzerinde vereceği karardır. Bu iradeye ve özgürlüğe ipotek koymaya çalışan muhafazakar olsun olmasın erkek egemen politikalar, kadınları harekete geçirdi ve isyan ettirdi. Gezi ayaklanmasında kadınlar cephesinden olan buydu. Gezi’de en önde dövüştüler, tencere tavalarla tepkilerini isyana dönüştürdüler. Yine kadın emeğini değersizleştiren, görünmez kılan ve gasp eden torba yasalara karşı hareket halinde olan bir kadın hareketinden bahsedebiliriz. Anadilinde eğitim hakkı başta gelmek üzere Kürt kadınların iradesine ve kimliğine yönelik saldırı politikalarına karşı kadınlar hareket halinde. Rojava kadın devriminin model olmasından korkan AKP iktidarı, kadın özgürlük mücadelesini bastırmak, kazanımları geriletmek için saldırı politikası yürütmekte.
Kadın politikalarını aile kurumu üzerine inşa etmeye çalışan AKP’nin, türban takma yaşını aşağılara çekmesi nedensiz değildir. Kadınları edilgen, erkeklere ve sisteme bağımlı hale getirme hamlesini, bu defa da kız çocukları üzerinden gerçekleştirmeye çalışıyor.
AKP iktidarı her geçen gün gericiliği daha fazla kurumsallaştırırken ve bunu kadınların bedenleri ve hayatları üzerinde tahakküm kurarak hayata geçirirken gericiliğe karşı mücadelenin önümüzdeki dönem çizgisi ne olacaktır?
AKP iktidarının cinsiyetçi politikaları, kadın bedeni üzerinde kurmak istediği tahakküm kabul edilemez. AKP, diyanetinden TRT’sine, TRT’sinden eğitim kurumlarına, yargısına ve bakanlarına kadar kadının bedenini, emeğini ve kimliğini hedef almış durumda. Bu politikalara karşı kadın örgütleri olarak ortak bir mücadele yürütülmekte ancak bu yetmez. Emekçi kadınları bu mücadeleye katacağımız araç ve yöntemleri geliştirmemiz, onlarla birlikte mücadeleyi büyütmemiz önemli bir yerde duruyor. Kadına yönelik şiddet, kadın cinayetleri, savaşın zorunlu kıldığı göç, tecavüz, kadın katli, kadın emeğinin görünmezliği, göçmen kadınların emek sömürüsü ve uğradıkları şiddet gibi sorunlar ekseninde, erkek egemen kapitalist sisteme ve AKP’nin kadın bedenini hedef alan politikalarına karşı ortak mücadelemizi, en geniş anlamda kadının özgürleşmesi ekseninde ele almalıyız.
Sendika.Org, yayın hayatına başladığından bu yana işçi sınıfı hareketinin, solun ve genel olarak toplumsal muhalefetin gündemine ilişkin, farklı politik perspektiflerden düşünsel katkılara açık bir tartışma platformu olagelmiştir. Sitemizde yayımlanan yazılar yayın kurulunun politik perspektifiyle uyumluluk göstermeyebilir. Amacımız, mücadelenin gereksinim duyduğu bilimsel ve politik bilginin üretimini zenginleştirecek tüm katkılara, yayın ilkelerimiz çerçevesinde, olabildiğince yer verebilmektir.