“Hararet nardadır sacda değil/Keramet baştadır tacda değil/Her ne arar isen kendinde ara/Kudüste Mekkede Hacda değil” 12 Ekim’de Alevi örgütlerinin ‘Eğitimde yaşanan hak ihlallerine, ayrımcılığa, asimilasyona karşı’ mitingi vardı. Düzenleyici örgütlerden PSAKD mitingden çekilmişti ve katılım oldukça düşüktü. Edindiğimiz bilgilere göre miting ve yürüyüş kararı üç Alevi örgütü (Pir Sultan Abdal Kültür Derneği, Hacı Bektaş Veli […]
“Hararet nardadır sacda değil/Keramet baştadır tacda değil/Her ne arar isen kendinde ara/Kudüste Mekkede Hacda değil”
12 Ekim’de Alevi örgütlerinin ‘Eğitimde yaşanan hak ihlallerine, ayrımcılığa, asimilasyona karşı’ mitingi vardı. Düzenleyici örgütlerden PSAKD mitingden çekilmişti ve katılım oldukça düşüktü. Edindiğimiz bilgilere göre miting ve yürüyüş kararı üç Alevi örgütü (Pir Sultan Abdal Kültür Derneği, Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı, Alevi Kültür Dernekleri) tarafından alınmıştı, 15 Eylül’de yürüyüş başlatılmış 10 Ekim’de ise PSAKD çeşitli gerekçelerle mitingden çekilmişti: “Eğitimde hak ihlallerine dikkat çekmek, bu konudaki taleplerimizi toplumsallaştırmak ve yeni öğretim yılında karşı karşıya kaldığımız azgın asimilasyon süreçlerine karşı çıkmak için başlattığımız ve 12 Ekimde Ankara’da yapılacak bir mitingle sonlandıracağımız yürüyüşümüz, ülkemizde yaşanan son gelişmeler de göz önünde bulundurularak ileriki bir zamana ertelenmiştir” (http://www.pirsultan.net/haberdetay-277-12-ekim-yuruyusumuz-ertelenmistir.html).
PSAKD’nin çekilme gerekçeleri ve provokasyon olacak söylentileri Alevi örgütleri ve toplumu içerisinde daha çokça tartışılacağa benziyor. Ancak hemen baştan söyleyelim. Aleviler böyle yapmamalı! Alevilerin bir yığın birikmiş sorunları dururken; Ortadoğu’da ve Türkiye’de ABD ve AKP eliyle mezhepçilik tırmandırılırken ve mezhepçilik Alevilerin kafasının kesilmesini farz görürken; Türkiye’de mezhepçi, asimilasyoncu ve açıktan Alevi düşmanlığı yapan siyaset Cumhurbaşkanlığı makamına kadar tırmanmışken yani devletin tüm mekanizmalarına hakim olmuşken Aleviler böyle yapmamalı! AKP sokakları tüm muhaliflere yasaklamaya çalışırken; provokasyonu ve mezhepçi-faşist terörü tırmandırırken; halkları, sivil ve resmi terörle korkutmaya-sindirmeye çalışırken; asimilasyona, faşizme, Kürt düşmanlığına, Kobane’de AKP destekli bir katliama karşı insanlık onuru için hayatı pahasına sokağa çıkan yüzbinler AKP tarafından ezilmeye çalışılırken Alevi örgüt yöneticileri böyle yapmamalı! Bunlar daha çoğaltılabilir.
Alevilerin yaşanan gelişmeleri can güvenliği kaygısıyla izledikleri, ne yapmalı, nasıl yapmalı sorularına cevap bulmaya çalıştıkları bir süreçte, Alevi toplumunun geleceğini karartmaya mal olacak kimi kişisel kaygıların, korkuların, yetersizliklerin, tereddütlerin, siyasi hesapların hakim olmasına izin verilmemelidir. Mitingin zayıf geçmesinden kimse kendisine, partisine, derneğine, grubuna, makamına fayda beklememeli ve mitingin zayıf geçmesinden kendileri için pozitif politik sonuçlar çıkartanlara dikkat edilmeli ve hoş görülü yaklaşılmamalıdır. Her şeye rağmen mitingi iptal etmeyerek kararlı duruş göstermeye çalışan yöneticiler de mitingin zayıf geçmesini sadece kendi dışlarındaki nedenlere bağlamaya kalkmamalıdır, süreçteki kendi yetersizliklerini de doğru biçimde saptamalıdırlar.
Ne yapmamalı, nasıl yapmamalı sorularına eşlik eden bu kadar negatif saptamaya hiç olmazsa bir de pozitif yanıt verme zorunluluğu ortaya çıkıyor, yoksa ortaya oldukça karamsar bir tablo çıkacaktır. Oysa iyimser olmak için epey fazla somut gerekçemiz de var. Haziran İsyanı boyunca ortaya çıkan önemli bir gerçek Alevi gençlerinin taşıdığı direnişçi, devrimci, yaratıcı dinamizmdir. Bu dinamizm kendi kurtuluşlarının bu ülkenin tüm ezilenlerinin kurtuluşundan bağımsız olamayacağını büyük acılarla tecrübe etmiş Alevilerin yaslanması gereken potansiyele de işaret etmektedir. Alevi örgütlenmelerinin güçlendirilmesi ve işleyiş sorunlarının giderilmesinin yanında (ve bunu da gerçekleştirecek), Alevilerin sorunlarının ve bekleyen tehlikelerin üstesinden gelebilme perspektifine, iddiasına sahip ve geniş Alevi kesimlerini kapsamayı hedefleyen meclislerin oluşturulmasına kafa yorulması zamanı geldi, geçiyor.
Sendika.Org, yayın hayatına başladığından bu yana işçi sınıfı hareketinin, solun ve genel olarak toplumsal muhalefetin gündemine ilişkin, farklı politik perspektiflerden düşünsel katkılara açık bir tartışma platformu olagelmiştir. Sitemizde yayımlanan yazılar yayın kurulunun politik perspektifiyle uyumluluk göstermeyebilir. Amacımız, mücadelenin gereksinim duyduğu bilimsel ve politik bilginin üretimini zenginleştirecek tüm katkılara, yayın ilkelerimiz çerçevesinde, olabildiğince yer verebilmektir.