5. İstanbul Finans Zirvesi’nde konuşan Ali Babacan’ın işaret ettiği reformlar ve düzenlemeler zirvenin gündemine oturdu. Mehmet Şimşek ise 2015’teki seçimden sonrasına umut bağladıklarını söyledi
5. İstanbul Finans Zirvesi’nde konuşan Ali Babacan’ın işaret ettiği reformlar ve düzenlemeler zirvenin gündemine oturdu. Mehmet Şimşek ise 2015’teki seçimden sonrasına umut bağladıklarını söyledi
5. İstanbul Finans Zirvesi (IFS) 15-16 Eylül tarihleri arasında “yenilikçi finans” temasıyla İstanbul’da gerçekleştirildi. Anadolu Ajansı’nın üst üste ikinci defa “global iletişim ortağı” olduğu, geçen yıl 15 ülkeden toplam 64 konuşmacının yer aldığı ve 50’den fazla ülkeden binin üzerinde davetlinin katıldığı zirveye bu yıl da çok sayıda konuşmacı ve konuk katıldı.
Zirveye, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Erdem Başçı, Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) Başkanı Vahdettin Ertaş, Borsa İstanbul Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü İbrahim Turhan, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mehmet Büyükekşi’nin yanı sıra Başbakan Yardımcısı Ali Babacan ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek de katıldı.
Zirvede, “Sermaye Piyasaları ve Yenilikçilik, Yenilikçi Kalkınma ve Altyapı Finansman Yöntemleri, Finansal Merkezler: Yenilikçi Finansman ve Büyüme, Para Politikası-Finansal İstikrar ve Yenilikçilik, Yatırım Bankacılığı, Risk Sermayesi Fonları, Kitle Finansmanı, Melek Yatırımcılık ve Yenilikçiliğin Finansmanı ile Türkiye’nin Yeni Sigorta Ekonomisi” konulu paneller düzenlendi.
Babacan, ekonominin yeni yönelimlerine işaret etti
Zirvenin son gününde konuşan Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, açılışta yaptığı konuşmada, hükümet olarak 5 yıllık 10. Kalkınma Planı’nın özel dönüşüm programları üzerinde çalıştıklarını belirterek, “İlk defa 25 konuda özel dönüşüm programıyla beraber yayımladığımız bir plan. 25 programında şu anda eylem planlarını hazırlıyoruz. Yaklaşık bin 200’ün üzerinde bir eylemin 2018’e kadar takvimlendirilmesini yapıyoruz. Ekim sonu kasım başı gibi başbakanımız tarafından açıklanacak bu eylem planı Türkiye’nin detaylı bir yol haritası olacak. 25 dönüşüm programından bir tanesi de İstanbul Finans Merkezi ile ilgili programımız” ifadelerini kullandı.
Babacan konuşmasında Fed’in yapacağı toplantılarla ilgili, “Önümüzdeki dönem ihtiyatlı olmamız gerekiyor ama Fed’in atacağı adımlar konusunda karamsar olmaya gerek yok” dedi. Gelişmekte olan ülkelerde büyüme hızının gelecek 10 yılda düşük seyredeceğini belirten Babacan “Cari açığı olan bir ülke olarak büyümenin kaynaklarına dikkat etmek gerekiyor. Saman alevi gibi değil, sürdürülebilir büyüme için büyümenin kalitesine dikkat etmemiz gerekiyor” dedi. Babacan, ‘halen yüksek düzeyde’ olduğunu söylediği yüksek cari açıklar ve enflasyonu düşürmeye odaklanacaklarını vurguladı ve “Bunu yaparken, istihdamı koruyacak önlemleri de alacağız” dedi.
Bankalar ile ilgili tek yetkili kurum BDDK’dır
Tayyip Erdoğan’ın, Bank Asya hakkında söylediği “BDDK kararını vermeli yoksa sorumlu olur. Taşıma su ile değirmen dönmez” sözlerinin hatırlatıldığı soruyu yanıtlayan Babacan, “Banka bazında takip ve denetleme görevi BDDK’nın, burada temel oyuncu BDDK’dır. BDDK bankacılık kanununa göre hareket eder, buradaki kurallar da çok açıktır. Bankacılıkla ilgili kaynağı belirsiz bilgilerin önemli kısmı kasıtlıdır. Bütün dünya tarafından sağlamlığı tescil edilmiş bir bankacılık sektörümüz var. Bankalar ile ilgili konularda tek yetkili kurum BDDK’dır, gerektiğinde gözünü kırpmadan her adımı atar” dedi.
İmalat sanayine yatırım önceliğimiz olacak
Büyümenin tüketim ve yatırım harcamalarından kaynaklandığına işaret eden Babacan, yatırım için yapılan harcamaların hem bugünün hem de geleceğin büyümesinin temelinin atılması açısından önemli olduğunu vurguladı. Babacan, “Son 1 yılda bu konuda maalesef arzu ettiğimiz tabloyu görmüyoruz. Yatırım harcamalarında, özellikle makine-teçhizat yatırım harcamalarında arzu ettiğimiz rakamları görmüyoruz. İmalat sanayine daha çok yatırımın olması önümüzdeki dönemde temel önceliklerimizden olacak. Bu sadece teşvik politikasıyla mümkün değil. Bu, ekonominin tüm sektörlerinde rasyonel kazancın oluşmasıyla mümkün” diye konuştu.
Mevzuat değişikliğiyle sağlanan rantlar var
Babacan, inşaat sektörüne yönelik sözlerini anımsatarak, şunları kaydetti:
“İnşaat sektörü de desteklediğimiz çok önemli bir sektörümüzdür. Gelişmiş ülkelerde dahi milli gelirin yüzde 8’i inşaat sektöründen gelir ama bir inşaat sektörünün kendi kuralları içerisinde düzenleme ve denetlemelerle çalışması, bir de kısa vadeli küçük kalem oynatmalarla oluşan ölçüsüz rantlar var. Bu ölçüsüz rantların oluşmasıyla ilgili eleştirilerimiz var. Ölçüsüz rantların daha kontrollü, fırsat eşitliğine dayanan ve şeffaf şekilde yönetilmesi gerekiyor. Böyle olmalı ki hangi sektöre yatırım yapayım denildiğinde sektörler arasında kararlar daha sağlıklı verilebilsin. Aksi halde çok kolay ve bir gecede bir kalem değişikliğiyle, mevzuat değişikliğiyle sağlanan rantların olduğu bir alan varken, ister istemez sanayi gibi uzun vadeli, çok emek, ciddi fedakarlık isteyen bir sektöre ilgi düşebiliyor. Bunu yeniden dengelememiz gerekiyor.”
Mehmet Şimşek: “Enflasyonun neredeyse zirveyi bulduğu kanısındayız”
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ise enflasyon rakamlarına ilişkin, “Enflasyonun neredeyse zirveyi bulduğu kanısındayız, bundan sonra sıkı bir duruşla enflasyonu tekrar 5-7 aralığına, daha sonra da orta-uzun vadede yüzde 5’in altına düşürmeyi ümit ediyoruz” dedi.
Şimşek, kredi derecelendirme kuruluşlarından bir tek isteklerinin olduğunu belirterek, “Objektif bir değerlendirme istiyoruz. Tabii ki onlar işlerini yapacak, biz işimizi yapacağız” ifadesini kullandı.
2015-2019 arasında seçim olmadığını anımsatan Şimşek, “O zaman çok güçlü reformlar yapacağız. Türkiye bu dönemde 2002-2007 arasında olduğu gibi yüzde 6-7’ler büyüme ile hedeflerine ulaşacak” dedi.
Erdem Başçı: “TCMB, kötü gün dostudur”
TCMB Başkanı Erdem Başçı, TCMB’nin kötü gün dostu olduğunu belirten Başçı, “İyi zamanlarda bankaları terbiye etmeye çalışır ama kötü zaman geldiğinde bankalara destek verir. Biz küresel kriz öncesinde bankalara borç verme faizini yüzde 10’dan yüzde 7’ye çektik, güven verdik. Dünyada faizler kalıcı olarak düştüyse ve ABD’de normalleşme bittikten sonra faiz oranları yüzde 4’ü geçmeyecekse bizim yüzde 10 fazla mı geliyor? Büyük ihtimalle cevap evet. Yani iyi zamanlarda yüzde 10 fazla geliyor. Benim kişisel tahminim, iyi zamanlarda biz bunu rahatlıkla yüzde 9’a çekebiliriz. Arkadaşlara söyledim çalışacaklar. Eğer bu son borç verme faizini iyi zamanlarda kalıcı şekilde bir miktar indirebilirsek, belki orada bir miktar indirim düşünebiliriz” değerlendirmesinde bulundu.
Dünya, Sendika.Org