Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, mevzuata göre HES inşa edilemeyen doğal sit alanlarını, hazırlatacağı raporlarla HES’lere açacak. Bakanlığın yayımladığı ilke kararında, sit alanlarının yeniden değerlendirileceği de yer aldı. Tayyip Erdoğan, 2 Mart’ta Muğla’daki seçim mitinginde yaptığı “Doğal sit alanlarını yeniden değerlendireceğiz” açıklaması ile doğal sitlerin bitirileceğini haber vermişti Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın “Doğal Sit Alanlarında Planlanan […]
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, mevzuata göre HES inşa edilemeyen doğal sit alanlarını, hazırlatacağı raporlarla HES’lere açacak. Bakanlığın yayımladığı ilke kararında, sit alanlarının yeniden değerlendirileceği de yer aldı. Tayyip Erdoğan, 2 Mart’ta Muğla’daki seçim mitinginde yaptığı “Doğal sit alanlarını yeniden değerlendireceğiz” açıklaması ile doğal sitlerin bitirileceğini haber vermişti
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın “Doğal Sit Alanlarında Planlanan HES Projelerinin Gerçekleştirilmesine Yönelik İlke Kararı” bugün (12 Ağustos) Resmi Gazete’de yayımlandı. HES yapımına izin verilmeyecek durumların sayıldığı maddeyle başlayan karar, aslında doğal sit alanlarında HES’lerin önünü açıyor.
Karara göre, doğal sit alanları için hazırlanacak Ekolojik Temelli Bilimsel Araştırma Raporları’nın sonucuna göre HES’lere izin verilebilecek. Bu raporlara göre, bölgesel, ulusal veya dünya ölçeğinde olağanüstü ekosistemleri/türleri bulunduran, özgün ekosistem yapısına sahip, doğal alanların ekolojik bütünlüğünü sağlayan ve besin zinciri içinde yer alan kritik türleri bünyesinde bulunduran sit alanlarında HES yapımına izin verilmeyecek. Yine rapora göre, küresel ve ulusal ölçekte dar yayılımlı, kritik, nesli tehdit ve tehlike altında endemik tür veya türlerin üreme ve beslenme, yaşama ve göç yolu alanlarını içeren veya jeolojik ve jeomorfolojik açıdan istisnai özellikte olan doğal SİT alanlarında HES yapımına izin verilmeyecek.
Raporlar ne kadar bilimsel ve bağımsız?
Ancak yine Ekolojik Temelli Bilimsel Araştırma Raporu sonucunda bu özellikleri bünyesinde barındırmayan doğal sit alanlarında HES taleplerine izin verilebilecek. Her ne kadar, bölge halkının içme ve tarımsal amaçlı su kullanım ihtiyaçlarının dikkate alınması, biyolojik çeşitliliğin devamının teminat altına alınması gibi şartlar getirilmiş olsa da bu maddeyle doğal sit alanları HES’lere açılacak.
Bakanlıkça belirlenen kişiler tarafından hazırlanan ve nihai kararı Çevre ve Şehircilik Bakanı’nın verdiği, dolayısıyla bilimselliği ve bağımsızlığı tartışmalı olabilecek bu raporlarla sit alanlarının HES’lere açılması bir yana, sit alanlarının yeniden değerlendirileceği de kararda yer aldı. Sözkonusu izinlerin verileceği belirtilirken “Doğal sit alanlarında yeniden değerlendirme yapılıncaya kadar” ibaresi kullanıldı.
SİT ilanından “mağdur vatandaş” kim?
Türkiye’nin taraf olduğu sözleşmelere göre 2020 yılına kadar korunacak doğal sit alanının arttırması gerekirken Tayyip Erdoğan, 2 Mart’ta Muğla’daki seçim mitinginde yaptığı “Doğal sit alanlarını yeniden değerlendireceğiz” açıklaması, doğal sitlerin bitirileceğini haber vermişti.
Türkiye’de 2 bin civarında doğal SİT alanı bulunduğunu söyleyen Erdoğan, “İnşallah önümüzdeki 1,5 yıl içinde üniversitelerimizle işbirliği halinde ekolojik temelli bilimsel çalışmaları da bitireceğiz. Bu alanlarda ilgili vatandaşlarımızın mağduriyetine yol açan keyfi uygulamalara son vereceğiz” demişti.
Erdoğan’ın sahibi olduğu iddia edilen Urla’daki villaların bulunduğu arazinin de Kasım 2013’te 1. derece doğal SİT’ten Sürdürülebilir Koruma ve Kontrollü Kullanım Alanı statüsüne düşürüldüğü ortaya çıkmıştı.
Doğa alanlarının koruma statüsü yok
Türkiye’deki doğal sit alanı sayısı Orman ve Su İşleri Bakanlığı verilerine göre 1273, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Tabiat Varlıklarını Koruma Müdürlüğü’ne göre ise 170. Orman ve Su İşleri Bakanlığı’nın 2012 tarihli “Türkiye’nin korunan alanları bilgi sistemi projesi”ne göre SİT alanları Türkiye yüzölçümünün yüzde 1,6’sına tekabül ederken, buna milli parklar, yaban hayatı geliştirme sahaları, sulak alanlar eklenince bu oran yüzde 7,2’ye çıkıyor.
Bulunduğu coğrafyada biyolojik çeşitliliği ve zenginliği nedeniyle koruma alanlarının büyük önem taşıdığı Türkiye’de 305 önemli doğa alanının büyük kısmının ise herhangi bir koruma statüsü yok.
Sendika.Org