Halk için çalıştıklarından bir de kurallara uymaları istenemez ama onlar halktan kurallara uymalarını isterler ve uymayanlar da cezalarını öderler “Demokrasi” adı verilen sistemde seçenler ve seçilenler vardır. Seçenlerden onay alan seçilenler kendileri ve yaşadıkları ülke için gerekli olan kurumları yaratmak, geliştirmek, temel hizmetleri sağlamak, geliştirmek zorundadırlar. İşlerini yapıp yapmadıkları sadece sandığa gidip oy kullanmakla sorgulanmaz. […]
Halk için çalıştıklarından bir de kurallara uymaları istenemez ama onlar halktan kurallara uymalarını isterler ve uymayanlar da cezalarını öderler
“Demokrasi” adı verilen sistemde seçenler ve seçilenler vardır. Seçenlerden onay alan seçilenler kendileri ve yaşadıkları ülke için gerekli olan kurumları yaratmak, geliştirmek, temel hizmetleri sağlamak, geliştirmek zorundadırlar. İşlerini yapıp yapmadıkları sadece sandığa gidip oy kullanmakla sorgulanmaz. Sürekli sorgulanmalıdır seçilenlerin yaptıkları.
Seçilenler görevlerini yerine getirmek için kimi ayrıcalıklara ve yetkilere sahiptir ve bunları halk adına kullanırlar. Halk adına kullanırken halkın istek, gereksinim ve çıkarlarını gözetmek zorundadırlar. “Halk bana yetki verdi” diyerek her istediklerini yapamazlar. Neyi, nasıl kimin için yapacaklarını belirleyen genel çerçeve ve kurallar Anayasa’da belirtilmiştir ve bunun üstüne çıkamazlar. Aynı şekilde seçilmişlerin güvenliklerini de sağlamak bir görevdir ve bunun için gerekli önlemler alınır, ama her sokağa çıktıklarında değil.
Seçilenler görevlerini yerine getirirken halkın yaşamına ve yaşadığı çevreye de saygı göstermek zorundadırlar. “Ben seçildim, istediğim yere istediğim şekilde gider ya da girerim” diyemezler. Genelde uçakla yolculuk yaptıklarından (ve yolcuları da beklettiklerinden) ve havalimanı-görev yerleri arası kent içi yolları kullandıklarından tüm kentin trafiği geçişleri sırasında felç olur. Eksik olan, yollarda kendilerini alkışlayacak olan kişilerin özellikle getirilip yerleştirilmesidir ama yakın zamanda belki bu da zorunlu olacak gibi görünüyor. Havalimanı ile kent merkezi arasında seçilmişlerin rahatça görev yerleri ya da evlerine gelmesi için bakın neler yapılmaktadır ve zaten vatandaşta bunun rahatsızlığını hissetmektedir.
– İki nokta arasında tüm kavşaklara, yol çıkışlarına saatler öncesi trafik polisi, polisler amirleri tarafından yerleştirilir. Kimileri resmi arabasıyla beklerken, kimileri de motoruyla bekler. Kimi kavşaklarda bekleyen araçsız görevliler de vardır.
– Seçilmişin yola çıktığı haberi gelince tüm trafik kilitlenir. Yollar ve kavşaklar kapatılır. Seçilmiş geçtikten sonra yollar açılır.
– Kavşak ve yolların kapanmasıyla insanların hareket etme özgürlüğü engellenir, zamanları çalınır. Seçilmişler geçecek diye yolların kapatılması konusunda kesin bir yasa hükmü var mıdır? Varsa da bu özel bir güvenlik önlemi (tehdit, suikast vb.) nedeniyledir ve her geçişte yollar ve kavşaklar kapatılamaz.
– Saatler boyu emniyet görevlilerini esas görevlerinden alıp saatlerce boş yere bekletmekle zaman kaybedilir ve bunu parasal bir karşılığı vardır.
– Bu kişiler esas görevlerini yapmadıklarından ihmal söz konusudur ve sorumlu oldukları bölge ya da görevlerde seçilmişin geçişi sırasında olabilecek her tür olayın sorumluluğunun uzağında kalıp müdahale edememektedirler ve dolayısıyla ihmalin sonucu ağır olabilir. Bu durumda sorumluluk kime ait olacaktır?
– Seçilenler yolları kapattıkları gibi hiçbir trafik kurallarına da uymazlar. Hız sınırını aşabilirler, emniyet kemeri takmayabilirler, istedikleri yere park edebilirler. Hız sınırını aşmaları örneğin vatandaşlar için hiç tehlike (!) yaratmaz. Halk için çalıştıklarından bir de kurallara uymaları istenemez ama onlar halktan kurallara uymalarını isterler ve uymayanlar da cezalarını öderler.
– Kavşak ve yolların kapatılması nedeniyle bir vatandaşın acil olarak bir yere ulaşması (hastane, sınav, otogar, havalimanı) engellendiğinde sorumlusu kim olacaktır ve vatandaş mağduriyetinin giderilmesi için nereye başvuracaktır?
– Basında yabancı başbakan ya da bakanların eşleriyle yanlarında bir-iki koruma ile ya da koruma olmaksızın alışveriş yaptıklarını, çocuklarını okullarına götürdüklerini ya da parklarda gezdikleri haberlerini görmekteyiz. Bizde neden bu alışkanlık yoktur (Sayın Ahmet Necdet Sezer’in kulakları çınlasın) ve kimden korkmaktadırlar?
– Az gelişmiş ya da gelişmekte olan ülkelerde görülen bu tür uygulamalardan neden vazgeçemiyoruz ve korku nedeniyle (zırhlı aracı belki onaylayabiliriz) neden kilometrelerce uzunlukta yolları trafiğe kapatıyoruz? Seçilmişler de var olan trafik düzeninde hareket edemezler mi? Görev yerlerine vaktinde gidemezler mi? Onların görevi çok da vatandaş boş mu gezmektedir?
– Bir de sivil plakalı ama ön ve arkalarında kırmızı-mavi ışıklar saçıp dolaşan araçlar vardır. Arkanızda ise sizi taciz ederler, yolu açmanızı sağ şeride gitmenizi selektör yaparak, kornalarıyla söylerler. Kimdir bunlar? Kim bunlara bu ışık ve trafikte geçiş üstünlüğü yetkisini vermiştir? Neden her vatandaş gibi bunlar da kurallara uymazlar? Nedir görevleri? Memleketi mi kurtarmaktadırlar? Yol vermeseniz ne yapabilirler? (Bu konuda aydınlatıcı bir bilgi veren olursa sevinirim.)
– Seçilmişler ayrıca şatafatlı, dışalımla sağlanmış pahalı ve zırhlı arabalarla ve benzinle gezerken ve yolları kilitlerken neden hala yerli araba yapılmadığını sormaktadırlar. Bunun için önce o arabalardan vazgeçmelidirler. Parayı verip teknoloji satın alıp (Marmaray, hızlı tren, köprü, yakında nükleer santral ve daha nice örnekler) ülkeye şu hizmetleri verdik, bu hizmetleri vatandaşın hizmetine açtık demenin hiçbir mantığı yoktur. Enerji ve teknoloji üretimi ve bağımsızlığı için ne yaptıkları da sorgulanmalıdır. Seçilenlerin konvoyları yabancı arabalarla yapıldığı gibi sayıları da çok fazladır ve saldıkları karbondioksitle hava kirliliğine de katkıda bulunmaktadırlar.
Yasaklarla iktidarın giderek faşizan yöntemlere başvurması kapsamında yolların kapatılması ya da trafiğin yasaklanması da faşizan bir yöntemdir. “Ben geçerken yollar kapatılmalı ve benim geçtiğimi herkes bilmeli” mantığıyla hareket edilmektedir. Yakında tercihli ulaşım yolları gibi sadece egemene ait yollarla da karşı karşıya kalabiliriz.
Görüldüğü gibi seçilmişlerin yolları kilitlemesinin arkasında soracağımız çok soru vardır ve vatandaşımız sabırla yolların açılmasını beklerken biraz da bu konu üzerinde kafa yormalıdır.
* Not: Bu yazı Esenboğa ile Bahçelievler semti arasında kapanan ya da kapatılması beklenen yirminin üzerinde kavşağın gözlemlenmesi sonucu yazılmıştır.
Sendika.Org, yayın hayatına başladığından bu yana işçi sınıfı hareketinin, solun ve genel olarak toplumsal muhalefetin gündemine ilişkin, farklı politik perspektiflerden düşünsel katkılara açık bir tartışma platformu olagelmiştir. Sitemizde yayımlanan yazılar yayın kurulunun politik perspektifiyle uyumluluk göstermeyebilir. Amacımız, mücadelenin gereksinim duyduğu bilimsel ve politik bilginin üretimini zenginleştirecek tüm katkılara, yayın ilkelerimiz çerçevesinde, olabildiğince yer verebilmektir.