Hakkari Yüksekova’da görevli bir polisin hakkında imam nikahıyla evlendiği ve tecavüz ettiği 14 yaşındaki çocuğun şikayetine rağmen dava açılmadı
Hakkari Yüksekova’da görevli bir polisin hakkında imam nikahıyla evlendiği ve tecavüz ettiği 14 yaşındaki çocuğun şikayetine rağmen dava açılmadı
ANF’den Zeynep Kuray’ın haberine göre Yakut Bağraç isimli bir polisin kandırarak imam nikahıyla evlendiği 14 yaşındaki Ş.N.B. isimli çocuğu tehdit ederek aylarca tecavüz ettiği ortaya çıktı. Ş.N.B. ve annesi Ş.Y. ANF’ye konuştu. Ş.N.B, “Beylik silahını kafama dayayıp benimle zorla cinsel ilişkiye giriyordu” derken, Ş.N.B.’nin avukatı Eren Keskin, müvekkilinin ruh sağlığının bozulduğuna ilişkin Van Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin verdiği rapor ortada olmasına rağmen, Yüksekova Cumhuriyet Savcısının şüpheli polis hakkında 6 aydır dava açmadığına dikkat çekti.
14 yaşındaki Ş.N.B. Tekirdağ Çerkezköy’de annesiyle birlikte huzurlu bir yaşam sürüyordu. Ortaokuldan başarıyla mezun olan ve annesi tarafından liseyi okumak üzere Amerika’ya gönderilecek olan Ş.N.B., 6 Mayıs 2013’te 30 yaşındaki Yakup Bağraç isimli trafik polisiyle tanışınca hayatı ve hayalleri altüst oldu.
Kapaklı İlçe Emniyet Müdürlüğü’nde trafik polisi olarak çalışan Yakup Bağraç ile bir kafede tanışan 14 yaşındaki Ş.N.B., annesinin itirazına rağmen Bağraç’ın ‘sevgilim ol’ teklifini kabul etti. Ş.N.B, “2013 Temmuz ayı başında Yakup’un tayini Hakkari Yüksekova’ya çıktı. Telefon ve mesajlaşmaya devam ettik. Bir müddet sonra beni sevdiğini ve benimle evlenmek istediğini söyledi. Gözlerim o kadar kör olmuştu ki ben de bu teklifini kabul ettim. Anneme konuyu açtığımda çok sinirlendi. 15 Ağustos’ta yurtdışına okumaya gideceğimi, yaşımın çok küçük olduğunu, kesinlikle evlenmeme izin vermeyeceğini söyledi ve benden numarasını istedi. Annem Yakup’u arayarak yaşımı hatırlattı ve onu azarladı. Ancak Yakup ısrarından vazgeçmedi” dedi.
Amir göz yumdu
Ş.N.B., bir süre sonra Yakup Bağraç’ın çağrısı üzerine annesi, Tekirdağ Saray Emniyet Müdürlüğü’nde komiser olan Halis Sarıyıldız’ın oğlu Emre Sarıyıldız ve annesi olarak tanıştırdığı ancak daha sonra teyzesi olduğunu öğrendiği Bedinur Bağraç ile Yüksekova’ya gider. Burada TOKİ lojmanlarında oturan Yakup Bağraç’ın amiri Suat Doğan’ın evine götürüldüklerini belirten Ş.N.B., “Annem amiri ile özel olarak görüşerek Yakup’u bu işten vazgeçirmesini, benim Yakup’la evlenmeme razı olmadığını söyledi. Amir ise bir şey yapamayacağını, elinden bir şey gelmediğini söyledi. Annem ısrarla bu işe razı olmadığını dile getirerek amir Suat Doğan’dan Yakup hakkında idari soruşturma yapmasını isteyince, Doğan elinde çok sayıda soruşturma bulunduğunu belirterek bu talebi reddetti” diye konuştu.
Bir süre sonra beraber döndükleri Tekirdağ Çerkezköy’de kendisi ve annesiyle birlikte aynı evde farklı bir odada kalmaya başlayan Bağraç dini nikah öncesi borçlarının olduğunu dile getirir. Bunun üzerine Ş.N.B. annesini 240 bin TL değerindeki evlerini 60 bin TL ile satmaya ikna ederek polis Bağraç’a borçlarını ödemesi için 45 bin TL verir, diğer 15 bin TL’yi ise annesi nikah masrafları olarak harcar.
Silahı kafama dayayıp tecavüz etti
9 Ağustos 2013 tarihinde eve getirdiği imamın kıldığı nikah ile evlenen Ş.N.B., yaşının dolup resmi nikah yapılıncaya kadar cinsel ilişkiye girmeyecekleri yönünde söz veren polis Yakup Bağraç, silah zoru ile Ş.N.B’ye tecavüz etti. Ş.N.B., “Nikahın hemen ertesi akşamı Yakup benimle cinsel ilişkiye girmek istediğini söyledi. Ben resmi nikaha kadar böyle bir şeyin olmayacağını söylediğimde, kollarımı bükerek önce direncimi kırdı, sonra sürekli odada bulundurduğu beylik silahını kafama dayayarak, ses çıkarttığım takdirde beni ve annemi öldürmekle tehdit etti. Böylece benimle zorla cinsel ilişkiye girdi” dedi.
Meğer ilk vukuatı değilmiş!
Defalarca silah zoru ile Bağraç’ın tecavüzüne uğrayan Ş.N.B., annesiyle birlikte Yüksekova’ya giderek burada tuttukları bir evde Bağraç ile yaşamaya başlar. Burada Bağraç’ın İstanbul Şişli Etfal Hastanesi’nde çocuk acil bölümünde hemşire olan Z.U ismindeki kadınla 3 yıllık ilişkisi olduğunu öğrenen Ş.N.B., Z.U.’nun kendisi gibi Bağraç tarafından tecavüz edildiği söylemesine inanmayarak birlikte yaşamaya devam eder.
Bir süre sonra zorla cinsel ilişki sonucunda hamile kaldığını belirten Ş.N.B., bu süreçte yaşadıklarını şu sözlerle aktardı:
“Bu zorla cinsel ilişkiler sonucunda hamile kaldım. Yakup’a hamile olduğumu söyleyince kesinlikle kimseye anlatmamamı, devlet memuru olduğu için başına kötü bir şey geleceğinden korktuğunu söyledi. Yaşım küçük olduğundan beni doktora götürmedi. Her gün yaşadığım stres nedeniyle düşük yaptım. O zaman dahi beni hastaneye götürmedi. Az daha kan kaybından ölecektim, aldığım ağrı kesicilerle ağrılarımı dindirmeye çalıştım.”
Üç kez boş ol dedi bir daha da aramadı
Polis Bağraç ile Z.U. adlı kadınla ilişkisi üzerine sık sık tartışmaya başlayan Ş.N.B, ölümle tehdit edilmesi üzerine annesiyle birlikte Tekirdağ’a kaçar:
“Z.U. ile ilişkisini öğrenmem sonucunda sık sık tartışmaya başladık. Öyle ki bir gün Yakup beylik silahını birdenbire kafama doğrultarak bir daha bu konuyu gündeme getirecek olursam kafama sıkacağı tehdidinde bulundu. Bu sahneye tanık olan annem Yakup’a müdahale edince silah ateş aldı. O gün az daha ölüyordum. 18 Ekim 2013 günü akşamı yine ev içerisinde tartıştığımızda araya girmek isteyen annemi itekleyen Yakup onun yaralanmasına neden oldu. O günden sonra annem Yakup’a haber vermeden Tekirdağ’a geri dönme kararı aldı. Yoldayken beni arayan Yakup’a kendisinden ayrıldığımı söylediğimde bana, üç kez ‘ boş ol’ dedikten sonra bir daha geri aramadı. Daha sonra Yüksekova’daki komşularımdan bizim tuttuğumuz eve Z.U’yu getirerek onunla yaşamaya başladığını öğrendim.”
Boğazımı sıkarak annemin ve benim kafama silah dayadı
Bir buçuk ay sonra 18 Ocak 2014 tarihinde annesi ve bir tanıdıkları ile eşyalarını almak üzere gittikleri Yüksekova’da ehliyeti olmadığı için polis tarafından arabasına el konulan Ş.N.B., aynı akşam ölümle tehdit edilir:
“Aynı akşam Yakup yanında polis olarak tanıttığı iki şahıs ile kapıya dayandı. Annem onu eve sokmak istemediyse de zorla girdiler. Beni bir odaya çekti. Tartışmaya başladık. Sonra birden boğazımı sıkarak beni koltuğa yan yatırarak kafama silah dayadı. Bağırmaya başladım. Çığlıklarımı duyan annem odaya girip Yakup’a müdahale etmeye çalıştı. Ancak Yakup annemi üzerime doğru iterek bu kez ikimize birden silah doğrultarak, ‘Sizi öldüreceğim’ diyerek tehdit etmeye başladı. Evde bulunan alt kat komşumuz Kübra Atilla odaya girip bu halimizi görünce, salonda duran ve kendini polis olarak tanıtan iki şahıstan yardım istedi. Adamlar gelip Yakup’un elinden silahı aldı. Daha sonra bu iki şahsın benim arabamın çekildiği Yeddiemin Bölge Trafiğin sahipleri ve polis muhbirleri Zeyit Emrah Baygüneş ile Özgen Özcan olduğunu öğrendim. Bir daha arabam bana geri verilmedi ve şu anda Yüksekova emniyeti tarafından kullanılıyor.”
Adli kontrol koyulduğu gibi jet hızıyla kaldırıldı
Olay sonrası Ş.N.B., annesi ve komşuları Yüksekova’daki Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulundular. Yedi saat ifadesi alındıktan sonra, Yakup Bağraç ‘ın silahına el koyularak, adli kontrol tedbiri kararıyla serbest bırakıldı. Birkaç ay sonra jet hızıyla Bağraç hakkındaki adli kontrol tedbirinin kaldırıldığını ve işine geri iade edildiğini öğrenen anne ve kız bir kez daha yıkıldı. “Tek istediğim bana aylarca tecavüz eden bu canavarın cezalandırılması. Adalet istiyorum. Benim hayatımı altüst etti. Ben bu kadar hızlı büyümek istemiyordum” diyen Ş.N.B., “Türkiye’de adalet böyle işliyor. Polisin veya askerlerin yaptığı tecavüzler hep örtbas ediliyor ve ceza almıyorlar” dedi. Gözyaşlarına hakim olamayan anne Ş.Y. ise, “Ben kızımı çok zor şartlarda büyüttüm. Kızım defalarca intihara teşebbüs etti. Dizlerine kadar olan saçlarını bir gecede makasladı. Bu Yakup Bağraç hem onun hem benim ömrümüzü yedi. Kızımın hem bedenini sömürdü, hem geleceği için ona ayırdığım maddi olanakları. Bu işin peşini bırakmayacağım” diye konuştu.
6 ay geçmesine rağmen hala dava açılmadı
Hukuk süreci hakkında bilgi aldığımız Ş.N.B.’nin avukatı Eren Keskin, müvekkilinin ruh sağlığının bozulduğuna ilişkin Van Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nden verilmiş rapor olmasına ve tanık ifadelerine rağmen, Yüksekova Cumhuriyet Savcısı tarafından şüpheli polis hakkında 6 aydır ısrarla dava açılmadığına dikkat çekti. Bu durumun tam da çocuğa yönelik şiddeti hukuken düzenleyen kanun değişikliklerinin yapıldığı döneme denk düşmesinin ayrı bir ironi teşkil ettiğini ifade eden Keskin, “Müvekkilim 1999 doğumlu, yani şu anda 15 yaşında. Bana anlattıkları karşısında gerçekten şaşırdım. Müvekkilim, belirli bir yaşa gelmiş bir kadının dahi kaldıramayacağı boyutta cinsel bir zorbalık yaşamış olmasına rağmen dava hala açılmış değil” diye konuştu. Yüksekova Cumhuriyet Savcısının elinde müvekkilinin psikolojik raporu olmasına rağmen, bakire olup olmadığına dair fiziksel raporun henüz gelmediğini söylediğini aktaran Keskin, “Hastanenin bunu göndermesi bir saatlik iş. Çünkü zaten bu inceleme yapılmış. Hastane bu raporu neden geciktiriyor? Savcı veya hastane baskı altında mı? Aile Bakanlığı’nın bunu acilen açıklaması gerekiyor” dedi. Keskin, tüm kadın örgütlerini Ş.N.B.’ye sahip çıkmaya çağırdı.
Kaynak:ANF