Mimarlar Odası Ankara Şube, yürürlüğe giren Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliği’ni değerlendirdi: Yağma, kültürel ve doğal tahribat, ülke topraklarının her metrekaresine yayılacak ama her yer isyan ve direniş alanına dönüşecek
Mimarlar Odası Ankara Şube, yürürlüğe giren Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliği’ni değerlendirdi: Yağma, kültürel ve doğal tahribat ülke topraklarının her metrekaresine yayılacak ama her yer isyan ve direniş alanına dönüşecek
14 Haziran’dan Resmi Gazete’de yayımlanan Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliği ile ilgili Mimarlar Odası Ankara Şube, bir basın toplantısı düzenledi. Şehir planlaması ve yapılaşmaya ilişki önemli düzenlemeler getiren yönetmeliğe ilişkin toplantıya Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan ve ikinci başkan Ali Atakan katıldı.
“Otoriter rant ve siyasi planları açığa çıkarmak görevimiz”
Candan, yönetmeliğin tek başına teknik bir plan yapma sürecinin tanımlanması olmadığını, altında yatan “otoriter rant ve siyasi planları” açığa çıkartmanın görevleri olduğunu ifade etti. “Mekansal planlama yönetmeliği, yağmanın, kültürel ve doğal tahribatın ülke topraklarının her metrekaresine yayılacağı diktatörlük döneminin ve başkanlık sisteminin fiziksel planlamasının yönetmeliğidir” dedi.
Planlama süreçlerinde koruma ve kullanma ilişkisi ve dengesinin önemine dikkat çeken Candan, “Bu yönetmelikle kullanma korumanın üzerine çıkmıştır. Yönetmelikler birlikte, tüm doğal kaynaklarımızı, tahrip edilecektir. Ülkenin tamamı, halkın öncelikleri üzerinden değil, bir rant zümresinin ihtiyaçları üzerinden planlanacaktır” dedi. Candan, yönetmeliğin yaratacağı rant ve tahribatla birlikte mücadele dinamiklerine vurgu yaparak yönetmeliği “ülkenin her yanını isyan ve direniş alanına dönüştürecek yönetmelik” olarak tanımladı.
Kent izleme merkezi uzmanlarınca madde madde değerlendirmelerinin devam ettiğini de ekleyen Candan’ın yönetmeliğe ilişkin dikkat çektiği bölümler şöyle:
Faşizm planlama alanına yansıyacak: Tek elde, merkezde
Yönetmelik yerel bazı yetkiler vermekle birlikte, tüm süreçleri Çevre Şehircilik Bakanlığının kontrolüne bağlayan bir süreci öngörmektedir. Görüntüde yerel planlama süreci varmış gibi olacak ancak merkezi idare kontrolü altında her aşamasında müdahil ve kontrol edeceği bir otoriter planlama süreci tanımlanmaktadır. Yönetmelik ayrıntıda tüm arazi kullanımının derinlemesine röntgeninin çekilerek tek elden kontrolünü sağlayacak bir yapılanma ile faşizmin planlanma alanına yansımasını sağlamaktadır.
Doğal-kültürel zenginliklerin akibeti Erdoğan’a mı bağlı?
Üst ölçekte stratejik planlama alt ölçekte geleneksel planlama yöntemleri getiren yönetmelikte, üst ölçekteki planları kim yapacak, kim onaylayacak, kim denetleyecek belli değildir. Başbakan’ın helikopterle ve yatla gezerek, ülkenin en değerli arazilerine yönelik planların yapıldığı bir ülkede, ülkenin doğal ve kültürel zenginliklerinin planlanmasına en üst düzeyde karar verecek “”üst ölçekli planların” akibeti başbakanın inisiyatifinde mi olacaktır?
Kıyı alanları ranta açılacak
Yönetmelik kapsamında yeni kavramlar olarak getirilen bütünleşik kıyı alanları ve mekansal strateji planı ile özellikle hükümetin oy alamadığı kıyı alanlarının ranta açılarak, muhalefetin yoğunlaştığı alanların bütünlüklü olarak plan süreciyle ele alınarak imar ve rant hareketleri ile parçalanması sağlanacaktır.
Halk katılımı yok
Planlama süreçlerinde halk katılımı yoktur. Katılım karikatürize edilerek anket v.b karikatürize edilerek, bir bilgilendirme sürecine indirgenmiştir.
Dini tesis sadece cami
İmar Planlarında yürüme mesafelerini tanımlarken, dini tesis alanlarını, sadece camii olarak tanımlamış, bu ülkede, cemevi, havra ve kilise tesisleri ile ifade edilebilen kültürel zenginliği yok saymıştır.
Ülke enerji çöplüğüne dönecek
Neo-liberal politikalar çerçevesinde, Türkiye’ye biçilen Dünyanın enerji koridoru coğrafyası, mekansal planlama yönetmeliğine yansımıştır. Hidroelektrik santralleri, termik santraller, nükleer santraller, rüzgar depolama alanları, mekansal planlama strateji gösterimlere lejand girmiştir. Yeni imar düzeneğinde, ülkenin her yeri, enerji santralleri ile doğanın tahrip edildiği bir enerji çöplüğüne dönüşecektir.
Yeşile yer yok
Planlama süreçlerinin olmazsa olmazı olan yeşil alanlar, mekansal planlama yönetmeliğinde yoktur. Yeşile ait bir üst başlık mekansal planlama yönetmeliğinde yoktur. Sosyal alt yapı alanlarında geçen açık ve yeşil alanlardan başka, yeşil sistemi tanımlanmamıştır. Her şeyin “üç beş ağaçla” başladığı isyanlar ülkesinde, mekansal planlama yönetmeliği hükümetin yeşil düşmanlığını yönetmelikle tescillemiştir.
Sendika.Org