Çalışma ve Toplum Dergisi’nin Yayın Yönetmeni Avukat Murat Özveri Soma’da yaşanan katliamı işçi sağlığı-iş güvenliği ekseninde ele aldı ve sordu sorumlu kim?
Birleşik Metal-İş’in çıkardığı Çalışma ve Toplum Dergisi’nin Yayın Yönetmeni Avukat Murat Özveri Soma’da yaşanan katliamı işçi sağlığı-iş güvenliği ekseninde ele aldı. Sosyal medyadan madde madde sistemin nasıl işlediğini anlatan Özveri “Soma’da sorumlu kim?” diye sordu ve cevap verdi: Önce devlet, sonra işveren
Murat Özveri’nin anlatımıyla işçi sağlığı-işgüvenliği sistemi ve Soma;
1- İşçi sağlığı-iş güvenliği bir sistemdir. Her sistemde olduğu gibi bir amacı, özgün hukuk kuralları bulunur.
2- İşçi sağlığı-iş güvenliğinin amacı, işyerinde en deneyimsiz-bilgisiz işçinin dahi kaza yapamayacağı-neden olamayacağı iş ortamının yaratılmasıdır
3-İşçi sağlığı-iş güvenliği sorumluluğu 6331 sayılı yasaya göre işverendedir.
4-6331 sayılı yasa işverene risk değerlendirmesi yapma, iş güvenliği önlemleri alma ve bu önlemlere uymayı sağlama yükümlülüğü getirmiştir.
5- 6331 sayılı yasayla işveren işçi-iş güvenliği önlemleri için iş kazası-meslek hastalığı riskine karşı en gelişmiş teknolojiyi kullanmak zorundadır.
6- 6331sayılı yasaya göre işletme sermayesinin yetersizliği, teknolojinin maliyeti artırması vb nedenler işverenin sorumluluğunu ortadan kaldırmaz.
7-İşverenin 6331sayılı yasanın öngörmüş olduğu yükümlüklerini yerine getirirken yasaya şeklen uygun davranması sorumluluğunu ortadan kaldırmaz.
8- Örneğin işveren risk değerlendirmesi yaptığını öne sürerek, gerçekleşen riskin yaratmış olduğu olumsuz sonuçlardan sorumlu olmadığını ileri süremez.
9- Yapılan risk değerlendirmesine karşın olay olmuşsa işveren a-Risk değerlendirmesini gereği gibi yapıp yapmadığı b-Risk değerlendirme sonuçlarına bağlı, bununla tutarlı riski ortadan kaldıracak önlemleri alıp almadığı açısından sonuca göre sorgulanır.
10-İşveren, yaptım ama, iş kazaları literatürde var diyemez. Literatürde önlemler de vardır.
12- Türkiye’de işçi sağlığı iş güvenliği sisteminin yaşama geçirilmesi amacıyla oluşturulan mevzuat, yasa, yönetmelik vb ile sistemin etkilendiği diğer sistemler, işçi sağlığı-iş güvenliği kurallarının yaşama geçirilmesini sağlayacak yeterlikte değildir.
13- Yasa, işçi sağlığı-iş güvenliği düzenlemelerini uygulayacak işyeri içi denetim mekanizmaları güvencesiz olduğu için kağıt üzerinde kalmaktadır.
14- a-İşçi sağlığı-iş güvenliğinde kilit rol verilen işyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanları işverenin otoritesini sınırlandıracak güvenceye sahip değil. b-6331 sayılı yasaya göre işveren işçi sağlığı iş güvenliği hizmetlerini ortak sağlık ve güvenlik birimlerinden (OSGB) satın alabilecektir. 6331 sayılı yasayla işverene verilen bu hak (OSGB) özünde işçi sağlığı iş güvenliği sisteminin taşeronlaştırılmasıdır.
15- Taşeronlaşmanın olduğu her yerde aynı sorun ortaya çıkmaktadır. Her OSGB en fazla işyeri bağlamak için kıran kırana rekabet eder. OSGB, rekabette üstünlük için en ucuz, en “nasıl isterseniz öyle olsun” diyerek işverene maliyet getirmeden önlem alıyormuş oyununu oynar.
16-İşçi sağlığı-iş güvenliğine ilişkin iç denetimin böyle piyasalaştırılması, denetimsizliği beraberinde getirmiştir.
17-6331 sayılı yasayla işçi sağlığı-iş güvenliği denetimiyle görevli iş müfettişinin uygun denetim yapması bu koşullarda olanaklı değildir. Çünkü a-Müfettiş sayısı yeterli değildir. b-Müfettişlerin almış oldukları eğitim de yeterli değildir. c-Müfettişlerin özlük hakları yeterince korunmamıştır.d-Yapmış oldukları denetim sonrası hazırlamış oldukları raporlar müdahaleye açıktır. e-Yasanın denetimi piyasalaştırmasıyla A sınıfı denetim yetkisine sahip kıdemli müfettişlerin çoğu emekli olup OSGB’ye kaymışlardır.
18- Türk hukuk sistemi “kusur sorumluluğu” esasını benimsemiştir. Kusursuz sorumluluk istisnadır.
Oysa İşçi sağlığı iş güvenliği alanında tam tersi olmalı işverenin kusursuz sorumluluğu esas kusur sorumluluğu istisna olmalıdır.
19-a-Alt İşveren (taşeron) uygulaması işçilerin sendika hakkını engellemeye devam etmektedir. 28 b-6356 Sayılı Sendikalar yasası, işkolu sendikacılığı, mantığa aykırı TİS yetki sistemi, grev yasakları ile örgütlenmenin önünde engeldir. Yasa, sendika özgürlüğüne oldukça sınırlı bir güvence getirerek sendikasızlaştırmayı örtülü biçimde özendirmektedir. c-Varolan sendikalar ise yasanın sınırları içerisine hapsolmaktan, yasanın izin verdiği ölçüde mücadele etmekten yasa korkusundan kurtulamadılar. Sendikalar hukukun verdiği meşru mücadele yöntemlerini kullanmaya halen cesaret edememektedir.
20-Soma’da kim sorumlu?
Önce devlet sorumludur. Neden?
Anayasasında sosyal devlet yazıp bu haklara yer vermiş olmasına karşın, başta yaşam hakkı, temel hakları yaşatacak koşulları yaratmadığı, hukuki deyişle “olumlu edim yükümlülüğü”nü yerine getirmediği için. Soma’da denetim görevini eksiksiz yerine getirmemiş olması hizmet kusuru olduğu için sorumludur.
Devletten sonra, Soma’da işveren sorumludur.
İşin sevk ve yönetiminin mutlak anlamda işverende olduğu, bir sistemde işletme rizikosu da işverende olacağı için, işveren yasanın öngördüğü önlemleri işçi sağlığı-iş güvenliği amacını gerçekleştirecek şekilde almadığı için kusur aranmaksızın sorumludur.
*Murat Özveri @MuratOzveri adresinden alıntılanarak hazırlanmıştır.