Sulak Alanların Korunması Yönetmeliği değişti. Sulak alanlar “ulusal” ve “mahalli” öneme göre ayrıldı. Mahalli öneme sahip sulak alanlarda imarın önü açıldı
Sulak Alanların Korunması Yönetmeliği değişti. Sulak alanlar “ulusal” ve “mahalli” öneme göre ayrıldı. Mahalli öneme sahip sulak alanlarda imarın önü açıldı. 70 sulak alanı içeren 3. Havalimanı projesinin bulunduğu bölge de dahil…
Orman ve Su İşleri Bakanlığı Sulak Alanların Korunması Yönetmeliği dün (4 Nisan 2014) Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Yeni yönetmelikle birlikte sulak alanlar “ulusal öneme haiz sulak alanlar” ve “mahalli öneme haiz sulak alanlar” olarak ikiye ayrıldı. Mahalli öneme sahip sulak alanlar, koruma bölgesi kapsamı dışında bırakıldı. Koruma bölgelerinin daraltılmasıyla önemli biyoçeşitliliğe sahip olan orman alanlarını, endemik türleri, bitkileri barındıran bölgeler imara açılabilecek. Orman ve Su İşleri Bakanlığı İl Müdürlükleri tarafından belirlenecek bu alanlar için müdürlükler, bölgedeki mahalli komisyonlara danışarak çalışacak ve sulak alanların korunmasıyla ilgili her şeye bu komisyonlar karar verecek. Ancak mahalli komisyonlarda sulak alanlara karar verecek kişilerin teknik, bilimsel niteliğe sahip olup olmadığı bilinemeyecek. Üstelik komisyonlarda meslek odaları yer almıyor.
Sulak alanın ulusalı, mahallisi…
İlk defa 2002’de yayımlanan yönetmeliği 3. kez değiştirilmesiyle ilgili Çevre Mühendisleri Odası bir açıklama yayımladı, sulak alanlar tanımının bilimsel olarak bütün olduğu, yaşamı besleyen, su kaynaklarımızın temeli olan bu alanların tek bir başlıkta tanımlanıp korunması gerektiği belirtildi.
70 sulak alanı yok edecek 3. Havalimanı’na kılıf
Açıklamada yönetmelikle 3. Havalimanı projesindeki sulak alan sorununun da aşılmaya çalışıldığına dikkat çekildi: “3. Havalimanı projesi, 2,5 milyon ağacın ve 70 sulak alanın, 8 derenin yok olmasına neden olacaktır. Bu sulak alan, Trakya’ya, İstanbul’a hayat veren Terkos gibi önemli havzaları beslemektedir. Yönetmelikle, bu sulak alanlar, ‘mahalli öneme haiz’ olarak tanımlanmakta ve yapılaşmaya açılması kolaylaştırılmaktadır. Özetle, kavramsal kargaşa yaratılarak, bu sulak alanların önemsiz gösterilmesi sağlanmakta, doğa katliamına kılıf oluşturulmakta, mahkemeler, kamuoyu yanıltılmaya çalışılmaktadır.”
Geçici madde ile mevcut talan meşrulaştırılıyor
Yönetmeliğe eklenen geçici madde ile yönetmeliğin yayımı tarihinden önce faaliyete geçmiş olan ve yönetmelik kapsamında izin almamış işletmelerin, iki yıl içerisinde bakanlıktan izin almaları şartı ile faaliyetlerine devam edebilmelerine imkan getirildi. Açıklamada sözkonusu madde ile sulak alanlardaki mevcut yapılaşmanın kabul edilerek, iki yıl daha sürdürülmesinin önü açıldığı, halkın, doğanın kaynaklarını kullanan kişilere ve kuruluşlara af getirildiği ve talanın teşvik edildiği ifade edildi.
Orman ve Su İşleri Bakanlığı’nın ülkenin geleceğini gözeten bir yaklaşımla, sulak alanların korunmasını sağlanması gerektiği belirtilerek yönetmeliğin iptali için hukuki başvuru yapılacağı belirtildi.
Sendika.Org