Suriye’de MİT kontrolündeki operasyonlarda ve Reyhanlı dosyasında adı geçen Heysem Topalca, Keseb saldırısında ortaya çıktı
Suriye’de MİT kontrolündeki pek çok operasyonda ve Reyhanlı Katliamı dosyasında adı geçen Heysem Topalca, bu kez de Keseb saldırısında ortaya çıktı. Sendika.Org’un cihatçıların Facebook hesaplarından elde ettiği görüntülerde, Keseb’den Türkiye’ye getirilip Vakıflı’da yaşamını yitiren Luder Tırtıryan’ı evinden çıkarıp getiren kişinin de Topalca olduğu anlaşılıyor
Türkiye’nin aktif taşeronluğunu üstlendiği Suriye savaşının en kirli isimlerinden Heysem Topalca, bu kez de 21 Mart’ta MİT destekli cihatçı çetelerin başlattığı Keseb saldırısında ortaya çıktı.
Lazkiye kırsalında aktif olan Bayır-Bucak Türkmen Tugayı’na bağlı El Huva Billa Taburu’nun lideri olan Topalca, taburun Facebook hesabından yayımlanan görüntülerde 14 Nisan’da Türkiye’ye getirilen ve 9 gün sonra yaşamını yitiren 82 yaşındaki Kesebli Ermeni Luder Tırtıryan’ın evinde görülüyor.
16 Nisan’da yayımlanan video görüntülerinde Heysem Topalca, Kesebli Tırtıryan’ı Türkiye’ye (Yayladağı Sınır Kapısı’na) götürmek üzereyken karşımıza çıkıyor.
Topalca, video kaydında “Ermenilere saygılı cihatçı” imajı vermeye çalışıyor.
Baskı altında ve korkuyla evlerini terk etmek zorunda kalan pek çok Kesebli Ermeni, cihatçılar tarafından Lazkiye’ye götürülecekleri yalanıyla Türkiye’ye getirilmişti.
Kesebli Luder Tırtıryan, 14 Nisan Pazartesi günü Yayladağı Sınır Kapısı’ndan Vakıflı Köyü’ne yerleştirilmişti. Tırtıryan uzun süre muhaliflerden saklanmayı başarmış ve Türkiye’ye getirilmesi bu yüzden zaman almıştı.
Uzun süre cihatçıların tehdidi altında yaşayan 1932 doğumlu Luder Tırtıryan’ın yaşlı ve sürgün kalbi daha fazla dayanamadı. Vakıflı köyünde 23 Nisan’da hayatını kaybeden Tırtıryan 24 Nisan Ermeni Soykırımı’nın yıldönümünde sürgünde toprağa verildi.
Aslen Suriye’nin Lazkiye İli’nin kuzey kırsalında bulunan Şeyh Hasan köyünden olan Heysem Topalca’nın ailesi Hatay’ın Yayladağı İlçesi’nde ikamet ediyor. Topalca, Lazkiye’nin kuzey kırsalındaki Türkmenlerin kurmuş olduğu ve Türkiye’den de cihatçıların katıldığı Özgür Suriye Ordusu Yüksek Askeri Konsey’e bağlı Bayır Bucak Türkmen Tugayı’nın bileşenlerinden El Huva Billa Taburu’nun lideri konumunda bulunuyor.
MİT tarafından arandığı iddia edilen Topalca, aslında MİT’in kontrolünde yürütülen pek çok operasyonda kilit görevler aldı ve deşifre oldu. Bu operasyonlar arasında cihatçılara Libya-Türkiye hattından silah ve mühimmat taşınması, Lazkiye’de Alevi köylerine yönelik saldırı ve katliamlar, sınır hattında gerçekleşen kaçırma olayları, El Kaide bağlantılı gruplarla iletişim bulunuyor.
Ağustos 2013‘te cihatçı çeteler Topalca’nın rehberliğinde Lazkiye’nin kuzey kırsalındaki Alevi köylerine saldırmış ve HRW raporuna göre 190, resmi olmayan kaynaklara göre ise bin 500 sivili katletti.
11 Mayıs 2013’te yaşanan Reyhanlı Katliamı sonrası eylemin organizatörü olarak Heysem Topalca’nın ismi ön plana çıkmış ancak Türkiye’ye rahatça girebilen Topalca hakkında hiçbir resmi işlem yapılmamıştı.
7 Kasım 2013 tarihinde Adana Metal Sanayi Sitesi’ndeki bir atölyede Hatay’a gitme hazırlığı yapan bir TIR da 953 adet havan topu başlığı ve 10 füze rampası yakalanmış ve mühimmatı yükleten kişi olarak Heysem Topalca gözaltına alınmış ancak daha sonra serbest bırakılmıştı.
MİT’in ve polisin “aradığı” adam
Gazeteci Bünyamin Aygün, 26 Kasım 2013‘te Heysem Topalca ile röportaj yapmak için gittiği Suriye’de Topalca ile birlikte kaçırılıp 6 Ocak 2014’te Topalca tarafından ‘kurtarılmıştı’. Türkiye döndükten sonra yaşadıkları hakkın da konuşan Aygün, Topalca ile olan diyaloglarını şöyle açıklamıştı:
Heysem Topalca’yla röportaj yapmış olmak şöyle bir şeydi; ‘Milliyet, MİT’in ve Emniyet’in aradığı Heysem Topalca’yı Suriye’de buldu ve konuştu’ denecekti. Heysem Topalca zaten suçlu olmadığını anlatmak için bu röportajı kendisi talep etti. Bir gazetecilik başarısıydı. Heysem Topalca’yla yaklaşık 17 gün aynı hücrede kaldım (…) Heysem onlara birkaç isim vereceğini söyledi ve son sorguda bizi birbirimizden ayırdılar. Bana söylediği, onların kadı dedikleri, emir dedikleri birkaç kişiye daha önce hizmeti olmuş iyiliği dokunmuş Heysem’in, onların adını verince Heysem’i bıraktılar. Ahrar-uş Şam grubu beni almaya geldiğinde yanında yine Heysem vardı. Kapı açıldı, yerde dizlerimin üzerinde oturuyordum, içeriye Heysem girdi, ‘Abi merak etme kurtuldun sen, ben geri geleceğim, şimdi senin pazarlıkların devam ediyor’ dedi
Ocak 2014‘te Suriye’nin Lazkiye bölgesindeki Bedrusiye Türkmenlerinden olan ve Suriye Ordusu’nda askerken, kaçıp Heysem Topalca’nın grubuna katılarak 2 yıla yakın süredir Yayladağı’nda yaşayan Amir Camırlı ‘Esad ajanı’ suçlamasıyla kaçırıldı ve Türkiye sınırları içerisinde başı kesilerek infaz edildi.
21 Mart 2014‘te Yayladağı Sınır Kapısı’ndan giren cihatçı çeteler Keseb’e saldırdı. Saldıran gruplar arasında Topalca liderliğindeki El Huva Billa Taburu da bulunmaktaydı. Keseb’deki Ermenilerin Yayladağı’ndan Vakıflı’ya getirilmesinin ardından Vakıflı Köyü Surp Asdvadzadzin Kilisesi Vakfı Başkanı Cem Çapar ise kendilerinden hala haber alınamayan Keseblilerin olduğunu söylemişti. 14 Nisan’da Topalca tarafından Yayladağı’na getirilen Luder Tırtıryan, 23 Nisan’da Vakıflı da hayatını kaybetti.
Sendika.Org