Geçen yıl 1 Mayıs’ta polis saldırısı sonucu ağır yaralanan ve ölümden dönen Dilan Alp “Saldırılar meşrulaşmasın diye 1 Mayıs’ta Taksim’deyim” dedi
Geçen yıl 1 Mayıs’ta polis saldırısı sonucu ağır yaralanan ve ölümden dönen Dilan Alp “Saldırılar meşrulaşmasın diye 1 Mayıs’ta Taksim’deyim” dedi
Geçtiğimiz yıl 1 Mayıs’ta Taksim’e çıkmak isteyenlere polisin sert müdahalesinde ağır yaralanan ve Vali tarafından “marjinal örgüt” üyesi ilan edilen Dilan Alp, 1 Mayıs’ta Taksim’de yapılacak kutlamalara bu yıl da katılacak. Alp, “Benim gitmemem onların saldırılarını meşrulaştırır. Bu yıl da ailemle 1 Mayıs’ta olacağım” dedi.
Dilan Alp, geçtiğimiz yıl Taksim’de yapılmak istenen kutlamalara katıldığında 17 yaşında bir lise öğrencisiydi. Emekçi bir ailenin çocuğu olan Dilan, maaşlarını, kıdem ve ihbar tazminatlarını alamadıkları için direnişte olan Hey Tekstil işçilerinden olan babasının taleplerine destek vermek, kendi geleceği için taleplerini haykırmak için Taksim’e çıkmak istedi ama “Taksim yasağı” nedeniyle İstanbul’da sıkıyönetim ilan eden polisin hedef alarak attığı gaz bombasının kafasına isabet etmesi sonucu ağır yaralandı. Dilan, yaralandığı sırada kameralara yansıyan görüntüsü herkesin yüreğini acıtırken, Taksim’e çıkmak isteyen yurttaşlara polisin şiddette sınır tanımadığı aşikar olmasına rağmen “fevkalade orantılı güç kullanıldı” açıklamasını yapan İstanbul Valisi, Dilan’ı da “marjinal örgüt üyesi” ilan etti. Uzun süre hastanede tedavi altında tutulan Dilan’ın ailesinin İstanbul Valisi hakkında kullandığı ifadelerden dolayı yaptığı suç duyurusu ise takipsizlikle sonuçlandı.
DİHA’dan Selçuk Arslan’ın haberine göre, Meclis’e bağlı Kamu Denetçiliği Kurumu devreye girdi. Kurum, Alp ailesi ile avukatlarına “idare ile uzlaşmak isteyip istemediklerini”, “Kamu Denetçiliği Kurumu nezdinde şikayetçi olup olmayacakları”nı sordu ama bu kez de devlet Dilan’ın yaralanmasında “kimin suçlu” olduğu noktasında uzlaşılamadı. Kamu Denetçiliği Kurumu tarafından hazırlanan raporda, Dilan Alp’in yaralanmasında hatalı davranıldığının kabul edilmesi gerektiği belirtilirken, bu rapora da İçişleri Bakanlığı itiraz etti. Bakanlık, “Kamu Başdenetçisi kararının, özellikle kolluk ile ilgili açılmış ceza ve tazminat davalarında da kamu kurumları aleyhine delil ve dayanak olarak kullanılabileceği göz önünde bulundurulduğunda, masumiyet karinesinin korunması daha da önem kazanmaktadır” diye kaydetti.
“En doğal hakkımı kullandım”
Dilan Alp yaşam mücadelesi verdiği günlerin ardından hayatına kaldığı yerden devam etti ve şimdi üniversite birinci sınıf öğrencisi. Bu yıl da tıpkı geçtiğimiz yıl olduğu gibi 1 Mayıs’a taleplerini haykırmak için katılmayı planlıyor. Geçtiğimiz yıl 1 Mayıs’a en doğal hakkı gördüğü için talepleri için çıktığını belirten Alp, geçtiğimiz yıl 1 Mayıs’a katılma kararını, “1 Mayıs’a en doğal hakkımı kullanmak için gittim. Babamın direnişi de buna öncülük etti. Oraya kişisel bir çıkar için değil herkes gibi 1 Mayıs’ı kutlamak için gittim. Amacım da 1 Mayıs’ın sembolü olan Taksim’de kutlamaktı. Onun akabinde oraya gittiğimizde bu zaman kadar hiç gün yüzüne çıkmamış, hiç kimsenin yaşamadığı bir saldırıya maruz kaldık. Bundan önce bu kadar sert müdahale görmemiştim. Beklemediğim bir şey oldu. Çünkü bu zamana kadar böyle bir şey yaşanmamıştı” diye belirtti.
“Marjinal diyeceğine özür dileyebilirdi”
Hastane sürecinin zor geçtiğini fakat durumu atlattığını belirten Alp, İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu’nun kendisi için kullandığı “marjinal örgüt üyesi” kelimesini ise üstüne bile alınmadığını söyledi. Alp, Vali Mutlu’nun bu sözü “suçluluk psikolojisiyle” sarf ettiğini belirterek, “Marjinal terörist gibi söylemleri üzerime alınmadım. Zaten beni bilen bilir. Tanıyan tanır. Orada herkes gibi olduğumu bilenler bilir. ‘Marjinal terörist’ gibi söylemleri üzerime alınmadım. Ama onlar suçluluk psikolojisiyle böyle bir yola başvurdular çünkü kendilerini aklamaları gerekiyordu. Yanlış bir yol seçti. Onu diyeceğine ‘geçmiş olsun’ diyebilirdi. Ben 17 yaşındaydım vurulduğum zaman. Bunların hepsi zaten tescillendi. Bir özrü beklerdim. Özür dileyebilirdi. Benden değil halktan bir özür dileyebilirdi, halka yanlış bilgi verdiği için” diye konuştu.
“Beni vuranlar bulunsaydı…”
1 Mayıs’ın ardından Gezi sürecinde polis şiddeti sonucu yaralanan ve yaşamını yitirenleri hatırlatan Alp, kendisi de aynı şiddetin mağduru olarak büyük üzüntü yaşadığını belirtti. Alp, “Gezi sürecinde ben de o atmosferi soludum. Oradaki insanları sonuna kadar haklı buluyorum. O süreçte ölümünü duyduğum ilk kişi tabiî ki ben de üzüntü ve acı yarattı. Bireysel olarak tanımıyorum ama çok üzüldüm çünkü ben ölmedim ama aynı şeyi ben de yaşadım. Ben hep şunu düşünürüm; vurulduğum ilk anın akabinde bunların hesabı sorulabilseydi, failler meçhul kalmasaydı belki de şu an onlar ölmeyeceklerdi. Benim olayım örnekti. Bunların hesabının sorulması için elimizden geleni yapıyoruz ama bazen bizlerin elinde olmuyor” dedi.
Alp, bu yıl da tıpkı geçtiğimiz yıl olduğu gibi en doğal hakkı olarak 1 Mayıs’ı kutlayacağını ve alanda olacağını söyledi. Ailece 1 Mayıs’a katılacaklarını belirten Alp, “Ailecek gitmeyi düşünüyoruz ailemde yanımda olacak. Bunlar bize hiçbir şekilde dayattırılamaz. Benim gitmem şu açıdan önemli; ben bir saldırıda yaralandım. Benim gitmemem onların saldırılarını meşrulaştırır. Korktuğumuzu gösterir ve onlara şiddetle bir şeyleri başardığını göstermiş oluruz ve bunun olmaması için gitmemizin önemli olduğunu düşünüyorum. Onun dışında bu yılki 1 Mayıs için polisin hazırladığı barikatları ben de gördüm. Bunları da halkın gözünü korkutmak, onları geri çekmek adına yapıldığını düşünüyorum, çok da önemsemiyorum” diye konuştu.
Kaynak: Birgün