İTÜ’de yaşanan polis saldırısı ve provokasyona dair bir açıklama yapan Öğrenci Kolektifleri, saldırıların İTÜ Rektörü Karaca’nın ses kayıtları sonrası olmasının tesadüf olmadığı belirtildi
İTÜ’de yaşanan polis saldırısı ve provokasyona dair Öğrenci Kolektifleri bir açıklama yayımladı. Açıklamada yaşanan provokasyon ve polis saldırısının İTÜ Rektörü Karaca’nın tapelerinin açığa çıktığı, yandaşlığının tescillendiği günlerde gerçekleşmesinin tesadüf olmadığı belirtildi
İTÜ Kolektif’in yaptığı açıklamanın tam metni şöyle;
Karaca’nın emek hırsızlığı ve yandaşlığı, provokasyonlarla örtülemez!
Haziran İsyanı’nda sokağa çıkan milyonlara saldıran, 8 insanın hayatına mal olan polis şiddetini hepimiz yakından tanıyoruz. Bugün (21 Mart Cuma) İTÜ’ye polisin girerek öğrencilere saldırması aynı düşmanlığın ürünüdür. İTÜ’de her yıl kutlanan Newroz Bayramı’na bu yıl HDP İstanbul Belediye Başkan adayı Pınar Aydınlar’ın davetli olduğu bilindiği halde bir grup; “İTÜ’de bölücülük yapılıyor” yaygarasıyla İTÜ’lüleri provoke etmeye çalışmıştır.
Rektörlük önüne çağrı yapan; içinde 2008 yılında Maçka’da bir öğrenciyi bıçaklayan Volkan Usta’nın da bulunduğu bir grup faşist kurt işaretleri yaparak; “Hepiniz o. çocuğusunuz”, “Kolektif şaşırma, sabrımızı taşırma”, “Ya sev ya terk et” gibi sloganlar atmışlardır. Uzun süren karşılıklı bekleyiş sonucunda okul yönetimi ile konuşularak bekleyen herkes aynı anda dağılma kararı almıştır. Okul yönetimiyle birlikte alınan bu karara rağmen solcu öğrencilerin dağıldığı sırada, kampüsün içinde olan sivil ve çevik polisler öğrencilerin üzerine TOMA, tazyikli su, biber gazı etkili plastik mermi ile saldırmışlardır. Merkezi derslik binası ders yapılamaz hale gelirken, sınıflardan çıkan hocalar, polis saldırısına eşlik eden Genel Sekreter Yardımcısı Sait Yazgan’a tepki gösterdi. Okulun içine uzun bir süre öğrencileri TOMA ve plastik mermilerle kovalayan çevik kuvvet öğrencilerin tepkisi sonucu kampüsten uzaklaşmıştır.
Bu yaşananların Rektör Karaca’nın tapelerinin çıktığı, yandaşlığının tescillendiği günlerde gerçekleşmesi tesadüf değildir. Karaca ve yönetimi okula polis sokup, İTÜ tarihinde görülmemiş bir polis saldırısını yaşatmışlardır. Okuldaki tek gündem Karaca’nın AKP yandaşlığı, emek hırsızlığı iken bir anda yaşatılan provakasyonla İTÜ’lülerin gündemi değiştirilmeye çalışılmaktadır.
Bölücülük provokasyonuyla eyleme katılan İTÜ’lülere;
Yolsuzluk, hırsızlık, katillerle ortaklık belgelerinin çıktığı bugünlerde “vatan sevgisi”; ırkçılık ve faşizmle, Newroz Bayramı’na, bütün halkların bayramına saldırarak gösterilemez. AKP’nin her bir karışını emperyalizme, hırsızlara peşkeş çektiği ülkemizi savunmak ancak AKP karşısında mücadele etmekle mümkündür. Kurt işareti yapan, düşmanca ve ırkçı sloganlar atan üç beş faşistin gazına gelerek, Karaca’nın ekmeğine yağ sürüp bu yandaşlığa, hırsızlığa ortak olunmaktadır. Gezi’de dini, dili, ırkı ortadan kaldıran AKP faşizmine karşı mücadele, bugün bu tip provokasyonlarla yok edilmeye çalışılmaktadır.
Bu daha başlangıç, mücadeleye devam!
Kolektif üniversitelerde tüm parti ve kurumlardan bağımsız bir şekilde parasız, bilimsel nitelikli eğitim için mücadele eder. Biz ne AKP’nin halktan çalıp kutulara koyduğu milyonları unuturuz, ne halkların bayramı Newroz’u sahiplenmekten vazgeçeriz, ne de faşizmin İTÜ’de örgütlenmesine izin veririz.
Bizler Gezi’de sokağa dökülen, forumlarla bu mücadeleyi İTÜ’de sürdüren, hocalarımız işten çıkarıldığında, soruşturmalarla sesimiz kısılmaya çalışıldığında, kantinlerimiz şirketlere peşkeş çekilirken, Karaca diktatörlüğüne karşı hep birlikte sokaklara dökülenleriz. Bizler Taşkışla’da amfinin adını “Berkin Elvan Amfisi” olarak değitiren ve onu ölümsüzleştiren üniversitelileriz. Bu tip provokasyonlara izin vermeyecek, İTÜ’ye ve ülkemize sahip çıkmaya devam edeceğiz.
İTÜ ÖĞRENCİ KOLEKTİFLERİ”
Saldırı haberi için tıklayınız