kadın ve erkek arasındaki o suni denge bozuldu, artık biliyoruz, pekala baş edilir çoğaltılan, çiğnendikçe büyüyen sakızlar gibi ağzımızı, aklımızı kaplayan hikâye; erkekler kadınları terk ederken zorlukla karşılaşıyor. kadınlar güvenliği sürdürmek, erkekler o çiçekten bu çiçeğe konmak istiyor. gizlenen, çarpıtılan gerçeklik; erkeklerin cinayetine kurban giden kadınların neredeyse hepsi ayrılmak/boşanmak istiyor. kadınlar ölümü göze alarak kurtulmaya […]
kadın ve erkek arasındaki o suni denge bozuldu, artık biliyoruz, pekala baş edilir
çoğaltılan, çiğnendikçe büyüyen sakızlar gibi ağzımızı, aklımızı kaplayan hikâye; erkekler kadınları terk ederken zorlukla karşılaşıyor. kadınlar güvenliği sürdürmek, erkekler o çiçekten bu çiçeğe konmak istiyor.
gizlenen, çarpıtılan gerçeklik; erkeklerin cinayetine kurban giden kadınların neredeyse hepsi ayrılmak/boşanmak istiyor. kadınlar ölümü göze alarak kurtulmaya çalışıyor erkeklerden. bir erkekle hayatın güvenli olduğu, kuyruğuna basılması gereken bir yalan. düzenimiz, düzeniniz, âşıktan katil yaratıyor. ne kadar âşık olabildiyse artık.
konduğu hiçbir “çiçek”in kendisinden vazgeçemeyeceğine inanarak yetişmiş erkek, bir kadının kendisini istememesi karşısında zıvanadan çıkıyor.
aşkın araçları, cefası, fedakârlıkları, ritüelleri, oyuncakları, oyunları vardır; cazip olursunuz, tatlı olursunuz, özlenirsiniz mesela. erkek onlarla ikna edemediği, kendisine bağlayamadığı kadının karşısında silahına, iktidarına davranıyor. ama artık biliyoruz, aşkın da siyaseti var.
ağızda büyüyüp zihni işgal eden iki sakız daha var.
-kadınlar ekonomik bağımsızlıkları olmadığı için erkeklere muhtaç oluyor; yalan! kadınlar patriyarka tarafından kendi tasarruflarındaki bir gelirden uzak tutuluyor.
-erkeklerin kaba gücü kadınları boyun eğdiriyor; yalan. kadınlar fiziksel güçten, kavganın, vurmanın, kendisini korumanın bilgisinden mahrum büyütülüyor.
kısacık bir video aslında. bir grup kadın, bir arkadaşlarına, kendisinden ayrılmak istediği için, “ben bitti demeden bitmez,” gibi, tecavüz, taciz, zorlama ve şiddet yüklü bir cümle kurmuş bulunan genç bir adamı, kaba güç falan içermeyen şiddetle, aralarına almış. canını yakmaktan çok, utandırıyorlar. benzer cümlelere, bir erkeğin fiziksel, duygusal, ekonomik şiddetine maruz kalmış her kadının hayalinde yanıp sönen o âna cüret etmişler. öfkeyle, ısrarla soruyorlar, “bitti mi?”
bazen küçücük bir şey ne çok şey ifade eder. olmaz sandığımız şeyin olabileceğini görmek, başka imkânsızların da olabileceğini müjdeler. kadın ve erkek arasındaki o suni denge bozuldu, artık biliyoruz, pekala baş edilir.
soğan doğramak için olsun kullanmadıkları bıçakları kadınlara çekenler,
bir kere bile bulaşığa değmeyen elleri kadınlara kalkanlar,
kadınları kendi hizmetinde zannedenler,
iyi ve cazip olmadan sevileceğini varsayanlar,
sevmeyi tahakküm sananlar,
kadınların emeği üzerine yaşamayı hakkı görenler,
kabalıklarıyla, bencillikleriyle insan sevdiğine pişman edenler,
açıktan ifade edemeseler de, kendilerini kadınlardan üstün sayanlar,
bir kadınla, onun dilek, arzu ve ihtiyaçlarını hesaba katmadan ilişki kurabileceğine hükmedenler,
kadınlarla ilişkilerini değiştirmeden, ülkeyi değiştirebilecek bir şeyin parçası olabileceğini sananlar,
hepiniz hemcinsinizin cevabını duymuşsunuzdur.
bitti!
Sendika.Org, yayın hayatına başladığından bu yana işçi sınıfı hareketinin, solun ve genel olarak toplumsal muhalefetin gündemine ilişkin, farklı politik perspektiflerden düşünsel katkılara açık bir tartışma platformu olagelmiştir. Sitemizde yayımlanan yazılar yayın kurulunun politik perspektifiyle uyumluluk göstermeyebilir. Amacımız, mücadelenin gereksinim duyduğu bilimsel ve politik bilginin üretimini zenginleştirecek tüm katkılara, yayın ilkelerimiz çerçevesinde, olabildiğince yer verebilmektir.