Merhaba kardeşim, Berkin’im, adı yüzü gülüşü güzelim, yakışıklım, isyanım, umudum, fidanım, onbeşlim… Uğurlayanlar arasındaydım, fark etmemiş olabilirsin çok kalabalıktık, sana geldik hepimiz. Birkaç milyonumuz yanında yürüdük birkaç milyarımız yüreğinde hissettik. Hepimizin gözünde bir damla yaş, yüreğinde bir parça öfke, ellerimizde ise bir parça toprak. Kızma sakın, senin üstünü örtmek için değil bu pisliklerden korur diye […]
Merhaba kardeşim, Berkin’im, adı yüzü gülüşü güzelim, yakışıklım, isyanım, umudum, fidanım, onbeşlim…
Uğurlayanlar arasındaydım, fark etmemiş olabilirsin çok kalabalıktık, sana geldik hepimiz. Birkaç milyonumuz yanında yürüdük birkaç milyarımız yüreğinde hissettik. Hepimizin gözünde bir damla yaş, yüreğinde bir parça öfke, ellerimizde ise bir parça toprak. Kızma sakın, senin üstünü örtmek için değil bu pisliklerden korur diye seni toprak, soğuktur biliriz, herkes bir yakınını vermiştir toprağa. Sen hepimizin yakını oldun şimdi. Hani şu Bilal oğlanın dediği “yakinimdir” gibi değil. Yüksek sesle haykırarak, Berkin Elvan yakınımdır, artık bu böyle biline gibi.
Neresinden başlasam bilmiyorum seni yazmaya düşlerinin tutunduğu siyah saçlarından mı kuşların tutunduğu kaşlarından mı özgürlüğün kanat çırptığı yüreğinden mi. Üçü de ellerimizde en yüksekte bayraklarımızın üstünde sapanlarımızda. Geriye kalan bir şey yok, hepimizin bedenini toplasan anca “16 kilo” ederiz. Sen dünyadan daha ağırsın varsın geri kalanlar düşünsün.
Bütün sokaklar bıraktığın halde, köşe başlarında katil sürüleri, sokakların tam ortalarında binlerce Berkin, katillerin korkuları gözlerinden okunuyor silaha sarılıyorlar hepsi, silah, gaz, TOMA para onların namusu, bizim namusumuz sen, koskoca bir yurt, birkaç taş parçası, öldüren cinsten değil, korkutan cinsten, biz öldürmeyi bilmiyoruz, ellerimiz titrer. Elleri titremeyenlere katil diyoruz.
Arkadaşların topladığı gofretleri evsizlere dağıtacakmış, bize bile vermediler, köpeğinin de seninle geldiğine inanıyoruz, bulamadık.
Ne annenler ağladı ne de biz ağladık; abilerin, kardeşlerin, biraz hırpalandık ama ekmeğini almadan dönmeyeceğiz and olsun sana, sözümüz olsun yanındakilere. Bütün yoldaşlara selam söyle hepsinin diz kapaklarından öperim.
Ali İsmail’e ayrıca ilet selamlarımı. Böyle giderse Fenerbahçe şampiyon olacak, olsun bu sefer de Ali’nin gönlü olsun. Hem biz sevinmek için sevmedik ki Beşiktaş’ı değil mi? Maçların sonuçlarını da ara ara yazarım sana, hissedersin. Bizim hepinizi tam ortasında hissettiğimiz gibi yüreğimizin.
Başka bir zaman da: Beşiktaş’ımızın şampiyon olduğu, kimseyi korumak için avuçlarımız da toprak taşımadığımız, çizgi film tadında yaşayacağımız bir yerde buluşmak üzere ağpar.
Martı kaşlarının değdiği bütün denizlerden öperim.
Sendika.Org, yayın hayatına başladığından bu yana işçi sınıfı hareketinin, solun ve genel olarak toplumsal muhalefetin gündemine ilişkin, farklı politik perspektiflerden düşünsel katkılara açık bir tartışma platformu olagelmiştir. Sitemizde yayımlanan yazılar yayın kurulunun politik perspektifiyle uyumluluk göstermeyebilir. Amacımız, mücadelenin gereksinim duyduğu bilimsel ve politik bilginin üretimini zenginleştirecek tüm katkılara, yayın ilkelerimiz çerçevesinde, olabildiğince yer verebilmektir.