AKP’den Cemaat’e yönelik operasyon beklentisinde Cemaat sermayesinin hedef alınacağı iddiası sürekli dillendiriliyor. 17 Aralık operasyon sonrası para çıkışı iddialarıyla gündeme gelen ve Katar İslamic Bank’la ortaklık girişimi ile arkasını sağlama alan Bank Asya’nın bu sabah Borsa’da işlem sırası durduruldu. Ardından yeniden açıldı. Bu hafta içi vergi denetim operasyonu ile gündeme gelen Kaynak Holding’in Bank Asya’da […]
AKP’den Cemaat’e yönelik operasyon beklentisinde Cemaat sermayesinin hedef alınacağı iddiası sürekli dillendiriliyor. 17 Aralık operasyon sonrası para çıkışı iddialarıyla gündeme gelen ve Katar İslamic Bank’la ortaklık girişimi ile arkasını sağlama alan Bank Asya’nın bu sabah Borsa’da işlem sırası durduruldu. Ardından yeniden açıldı. Bu hafta içi vergi denetim operasyonu ile gündeme gelen Kaynak Holding’in Bank Asya’da 6.47 payı bulunuyor. Kaynak Holding denetimin rutin olduğunu iddia etmiş, GYV’nin yaptığı açıklamada ise ‘Sürekli Cemaat’e operasyon tehdidi korkusu üretildiği’ dile getirilmişti
Qatar Islamic Bank (QIB) ile ortaklık görüşmesi açıklamasının ardından son üç gündür tavan seviyelerden hareket eden ve bu sabah ‘olağandışı fiyat-miktar hareketleri’ gerekçe gösterilerek işlem sırası durdurulan Bank Asya hisseleri tekrar işleme açılmasının ardından yüzde 8.13 primle tavan seviyesine yükseldi. Bank Asya 17 Aralık yolsuzluk operasyonları sonrası iktidar tarafından hedefe konulmuş, sermayedarlara paralarını çekmeleri için baskı yapıldığı, bankadan ciddi mevduat çıkışı olduğu iddia edilmişti.
Bu süreçte Banka hisseleri değer kaybetmişti. Ortaklık girişiminden sonra ise hisseler değerlenmişti. Borsa İstanbul, bu sabah Bank Asya’nın işlem sırasının, payın piyasasında meydana gelen olağandışı fiyat-miktar hareketleri nedeniyle Borsa İstanbul Otomatik Seans Durdurma Sistemi tarafından durdurulduğunu açıklamıştı. Hisseler saat 09.51’den itibaren tekrar işleme açıldı ve yükseliş devam etti. Bank Asya hisselerinde üç günlük yükseliş yüzde 53’ü aşmıştı.
Kaynak Holding: Baskın yok, rutin inceleme
Cemaat sermayesine operasyon iddialarını dolaşıma sokan bir diğer gelişme ise Kaynak Holding’e yönelik denetim olmuştu. 26 Mart’ta Kaynak Holding’in İstanbul’daki genel merkezinde akşam saatlerinde vergi müfettişlerinin inceleme başlaması ‘Cemaat sermayesine operasyon’ olarak değerlendirilmişti. Kaynak Holding Yönetim Kurulu Başkanı Naci Tosun bir yazılı açıklama yaparak basında çıkan haberleri yalanlamış ve konrtolün rutin olduğunu iddia etmişti. Açıklamada ‘Siyasi beklenti ve toplum mühendisliği oyunlarıyla gerçeklerin çarpıtılarak kurumumuzun isminin söz konusu medya organlarında yalan, tezvirat ve kara propagandaya alet edilmesini şiddetle kınıyor ve sorumlularla alakalı her türlü kanuni işlemin yapılacağını kamuoyunun bilgisine sunuyoruz.’ denmişti.
Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı: Cemaat’e yönelik operasyon korkusu üretiliyor
Maliye Bakanlığı Vergi Denetim Kurulu ekiplerinin Kaynak Holding’in merkezinde inceleme başlatmasının ardından Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı (GYV) ‘Siyasetin Dilindeki Din’ çalıştayının sonuç bildirgesini açıklama gerekçesi ile yaptığı basın toplantısında ‘Cemaat’e yönelik operasyon’ iddialarına değinmişti.
17 Aralık rüşvet ve yolsuzluk operasyonuyla birlikte, Camia’ya yönelik operasyonun sürekli gündeme getirilen bir mesele olduğunu kaydeden GYV Başkanı Mustafa Yeşil, özellikle bazı köşe yazarlarının sürekli ‘Camia’ya’ operasyon yapılacağı korkusu ürettiklerini vurguladı. Yeşil, şu cevabı verdi: “Kaynak Holding yetkilileri, yapılan yazılı açıklamada, rutin mali bir denetim olduğunu belirttiler. Tabii ki onların ifade ettiği çerçeve içerisinde rutin bir mali denetim olarak meselede başka bir mütalaa yürütmemiz şu an zor, farklı bir açıklama olacaksa yine kendilerinden duyulması lazım.’ dedi.
Kanaltürk zamanlaması manidar
Yine Yeşil RTÜK’ün Kanaltürk’ün ulusal yayın lisansını iptal etmesi hakkında sorulan bir soru üzerine de şunları söylemişti. “Kanaltürk’ün ihale iptali meselesi bölgesel yayın hakkının ulusal yayına dönük talebin arkasından onaylanan bir mahkeme kararının bozulup temyize gitmesi ve temyizden tekrar kararın RTÜK lehine bozulması süreci ile başladı. İhale iptali meselesinin bugünlerde gündeme getirilmesi, ‘zamanlaması manidar’ ancak bu problemin de çözümü hukuk çerçevesinde gerçekleşecektir. Zira hukukla yapılmış müdahaleler ancak yine hukukla karşılık verilerek cevaplanabilir. Medyanın susturulması sansürlenmesi, bunların telafi edilmesi hepimizin vazifesi.”
Kaynak:Dünya, Radikal, Sendika.Org