Dev-Sağlık İş üyesi taşeron işçiler, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın sendika ve toplu sözleşme hakkını fiilen kullanılamaz hale getirmesi üzerine 13 Şubat’ta ülkenin pek çok yerinde eylemdeydi.
Dev-Sağlık İş üyesi taşeron işçiler, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın sendika ve toplu sözleşme hakkını fiilen kullanılamaz hale getirmesi üzerine 13 Şubat’ta 10 kentte 16 iş yerinde eş zamanlı eylemdeydi.
Devrimci Sağlık İşçisi Sendikası üyeleri 13 Şubat’ta 10 kentte 16 işyerinde eş zamanlı olarak eylemdeydi. İşçiler, İstanbul’da Kartal Koşuyolu Hastanesi, Süreyyapaşa Hastanesi, Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Gaziosmanpaşa Taksim Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Şişli Etfal Hastanesi, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastanesi, Kocaeli Tıp Fakültesi Hastanesi, Diyarbakır Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi, Bursa Uludağ Üniversitesi Tıp fakültesi Hastanesi, Samsun Gazi Devlet Hastanesi, İzmir Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi, Antalya Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi, Adana Çukurova Üniversitesi Balcalı Tıp Fakültesi Hastanesi, Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi, Tunceli Devlet Hastanesi’nde 12.30’da eş zamanlı olarak ortak basın açıklamasını okudu. İşçiler Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın Dev-Sağlık İş sendikasını yetkili sendika olarak kabul edilmesi ve taşeron işçilerle toplu sözleşme masasına oturması talebiyle, hastane önlerinde basın açıklması düzenledi. Ana hedefi Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nı toplu sözleşme masasına oturtmak olan işçiler aynı zamanda hastane içersinde yapılan yan işlerinde ana şişler gibi nitelikli iş sayılmasını talep ediyor. Sendikalar yasasının ardındann resmi kayıtlı üyeleri birden görünmeyen veya başka yerlere giden işçiler sendika hakları içinde eylemdeydi. AKP’nin hazrlığı içinde olduğu torba yasa hazırlığını da hedef alan sendika üyeleri “Sözleşme hakkımız söke söke alırız”, “ Taşeron değil sağlıkçıyız”, “ Emek hırsızı bakan istifa “ ve “Üreten biziz yönetende biz olacağız” sloganları attılar.
Basın açıklamasında temizlik işçisi olmalarına rağmen hastane içerisinde bir çok işi de yaptıklarını belirten işçiler niteliksiz olarak tanımlanan temizlik işinin de asıl işin bir parçası olmasını talep etti. Yeri geldiğinde hasta taşıma, tıbbı sekreterlik, hasta bakıcılık, hasta altı alma, hasta yıkama, idari birimlerde çalışma, hastalara yemek dağıtımı ve yedirme, hastane genel temizliği, hemşire, laborant v.b işlerinin de kendilerine yaptırıldığını söyleyen işçiler, buna rağmen yaptıkları işlerin niteliksiz, kendilerinin ise 2. sınıf yurttaş muamelesi görmesine tepki gösterdi.
Hastanelerde her yıl yenilenen ihalelerde değişen taşeron şirketlerin işçilerin girişlerini hastanede çalışmaya yeni başlıyorlarmış gibi yeniden giriş yapması nedeniyle kıdem, tatil gibi bir çok hakkının elinden alınmasına tepkiliydi. Hastanelerde niteliksiz iş olarak tanımlansa da asıl işin kendisini yaptıklarını söyleyen ve çoğu zaman kadrolu sağlık işçileri ve memurlarla aynı işleri yapan taşeron işçiler “Eşit işe eşit ücret” istediler.
İşçiler, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın sendikalarının üye istatistiklerini Ankara 12. İş Mahkemesi’nin yetkili sendika kararına rağmen görmezden gelmesine de tepkiliydi.
Çalışma ev Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nı toplu sözleşme masasına çağıran işçilerin talepleri şöyle:
—Taşeron sağlık işçileri hastanelerin asli ve sürekli işçileridir, iş güvencesi istiyoruz.
—Ücretlerimiz açlık sınırının bile altında asgari ücrettir. Bütün işçilerin hakkı olan yılda iki ikramiye hakkı istiyoruz.
—SGK kayıtlarımızın gerçek biçimde sağlık iş kolundan yapılmasını ve bu yolla gasp edilen sendika hakkımızı istiyoruz.
-Başta işçi salığı ve iş güvenliği kurulları olmak üzere yönetimde söz hakkı istiyoruz.
Samsun Gazi Devlet Hastanesi bahçesinde yapılan eyleme işçilerin katılımı yoğun olurken bahçeye inemeyen işçiler, hastalar ve hasta yakınları ise eyleme camlardan, balkonlardan alkışlarla destek verdi.
Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi’ndeki eyleme katılan DİSK Ege Bölge temsilcisi Memiş Sari bir konuşma yaptı.Sari konuşmasında, ülkenin son 11 yıldır karanlık bir döneme girdiğini ve yolsuzluk ile yoksulluğun daha da arttığını söyledi.Bizler yoksulluğa ve yolsuzluğa karşı alanlarda mücadele ederken birileri bu mücadeleyi tersinden anlamış olmalı ki yolsuzluğu iş haline dönüştürüp utanmadan da üstünü kapatmaya çalışmıştır.Sağlık çalışanları ve özel sektör çalışanları taşeronlaştırmanın içinde ezildikçe eziliyor.Sağlık özelleştirilebilir mi sağlık taşeronlaştırılabilir mi işte biz DİSK olarak alanlardayız ve alanlarda mücadelemize devam edeceğiz diyerek konuşmasını bitirdi.
Sendika.Org