VAKIF ÜNİVERSİTELERİ ÜZERİNE AĞ HARİTASI ÇALIŞMASI Bilimsel bilginin sermaye odaklı yeniden üretiminin yapıldığı ve şirket mantığıyla kurulan vakıf üniversiteleri ile sermaye ve siyasi iktidar ilişkisini açık bir şekilde gözler önüne seren bir çalışma yapıldı Geçtiğimiz yıl içerisinde, YÖK Yasa Tasarısı ile devlet üniversitelerinin yapısında mütevelli heyetleri oluşturulması hayali kuran ve üniversiteleri sermaye odakları eksenli bilim […]
VAKIF ÜNİVERSİTELERİ ÜZERİNE AĞ HARİTASI ÇALIŞMASI
Bilimsel bilginin sermaye odaklı yeniden üretiminin yapıldığı ve şirket mantığıyla kurulan vakıf üniversiteleri ile sermaye ve siyasi iktidar ilişkisini açık bir şekilde gözler önüne seren bir çalışma yapıldı
Geçtiğimiz yıl içerisinde, YÖK Yasa Tasarısı ile devlet üniversitelerinin yapısında mütevelli heyetleri oluşturulması hayali kuran ve üniversiteleri sermaye odakları eksenli bilim üreten ve üretimleri patentleyen birer ticarethaneye çevirmek isteyen AKP iktidarı ve AKP’nin üniversiteler üzerindeki baskı ve denetim aygıtı olan YÖK, bu yasa tasarısını geçiremedi. Çünkü üniversitelerde üretilen bilimsel bilginin etik kuralları içerisinde toplum yararına üretilmesi gerektiğini söyleyen üniversiteliler ve akademisyenler bu yasa tasarısına karşı birleşik bir mücadele hattı ördü ve AKP’liler yasayı bir daha ağızlarına dahi alamadılar.
Bilimsel bilginin sermaye odaklı yeniden üretiminin yapıldığı ve şirket mantığıyla kurulan vakıf üniversiteleri üzerine yakın zamanda ilginç bir çalışma yapıldı. Üniversitelerin güç odaklarını belirleyen mütevelli heyeti üyelerinin diğer şirket ve kurumlarla mevcut olan ilişkilerini analiz edebilen bu bilgilere dair bir veri tabanı oluşturuldu. Bu verilerin üzerinde gezilebilen bir ilişkiler haritasını çıkartan, özelleştirilen eğitim ekosistemini ve bu ekosistemin ürettiklerini anlatan, sosyal ve politik açılardan son derece önemli bir araç kazandırmak hedefiyle sanatçı Burak Arıkan özel bir yazılım üzerinde etkileşimli bir ağ haritası oluşturdu.
Koç Üniversitesi’nin 20. yılı dolayısıyla 7 Kasım’da üniversitenin kampüsünde ‘Bilimsel Sorgulamalar’ başlıklı bir sergi açıldı. Sergide sanatçı Burak Arıkan tarafından yapılan “Yükseköğrenim Endüstriyel Kompleksi, Özel Üniversiteler ve Mütevelli Heyetleri Üzerinden Bağlı Oldukları Şirketler ve Kurumlar Ağı” adlı ağ haritası çalışması da yer aldı. Ağ haritası vakıf üniversiteleri ve mütevelli heyetleri üzerinden bağlı oldukları şirketler ve kurumlar ağı Türkiye’nin yüksek öğrenim endüstriyel kompleksini oluşturuyor.
Sanatçı Burak Arıkan tarafından yapılan ağ haritası çalışmasını incelemeden önce vakıf üniversiteleri ile devlet üniversiteleri arasında var olan farklara bakacak olursak ilk göze çarpan noktalar, devlet üniversitelerinde idari yönetim ve akademik yönetimin birbirinden ayrı olmaması ve karar veren bir mekanizma olarak mütevelli heyeti gibi bir yapının bulunmaması olacak.
Vakıf üniversitelerinde 2547 sayılı kanunda belirtildiği üzere rektör, öğretim görevlisi ve diğer kadrolar mütevelli heyeti tarafından atanıyor. Bunun yanı sıra öğrencilerin bursları, akademik bölümlerin işleyişi gibi birçok karar da mütevelli heyeti tarafından veriliyor. Diğer bir deyişle mütevelli heyeti vakıf üniversitesinde işlerin nasıl işleyeceğine doğrudan karar veren bir konumunda yer alıyor. Vakıf üniversiteleri mütevelli heyetlerinin bağlı olduğu şirketleri ve sermaye ilişkilerinin yer aldığı ağ haritası 68 özel üniversite, 625 mütevelli heyeti üyesi, 970 kurum (şirketler, vakıflar, dernekler, siyasi partiler, devlet üniversiteleri) ve kurumlar ile kişiler arasında taranan 2001 ilişki içeriyor. Bu çalışmada yapılan analizler eğitimin paralılaştırılması ve bilimin sermaye odaklı üretimi ve metalaşmasında başrolü alan vakıf üniversiteleri ve üniversitenin rektöründen, akademisyenine bütün kadrosunu belirleyen mütevelli heyeti üyelerinin şirketler, kurumlar, siyasi partiler ve iktidar odaklarıyla ne kadar içli dışlı olduğunu gözler önüne sermektedir.
Harita incelendiğinde TÜSİAD ve MÜSİAD çevrelerinde oluşan üniversite kümeleri dikkat çekiyor. Arıkan kümeleşmenin yoğun olduğu grupları şöyle anlatıyor: “TÜSİAD ve MÜSİAD’ın yanı sıra aralarında TOBB ve DEİK gibi iki önemli merkez daha var. TÜSİAD ve çevresi görece eskiden kurulan üniversitelere bağlıyken, MÜSİAD ve AKP’nin çevresinde oluşan kümelerde 2004 sonrasında kurulan üniversiteler ağırlıklı. Bu ayrışan kümeler içinde bulunan üniversiteler iktidar ilişkileri açısından birbirileriyle benzeşiyor. Böylece muhafazakâr sermayenin eski endüstri sermayesine göre yükselişi özel eğitim alanından görülüyor.” Ülkede bulunan 68 vakıf üniversitesinden 48‘i AKP iktidarı döneminde kuruldu. Bu yönüyle de Arıkan’ın çalışması AKP iktidarının eğitim parasız yaptık yalanını ve hatta eğitimi nasıl sermayenin sofrasına sunduğunu açıkça gösteriyor.
2012 senesinde ÖSYM tarafından açıklanan sayılara göre 91 bin öğrenci kontenjanı olan vakıf üniversitelerine 73 bin öğrenci yerleştirildi. Ekonomi pastasında iyi bir yere sahip olan eğitimin özelinde özel üniversiteler alanını sermayedarların vazgeçilmezi olduğu görülüyor. Dolayısıyla vakıf üniversitelerinin böyle bir konumu varken ağ haritasında AKP – muhafazakâr sermaye – mütevelli heyetleri ilişkisi üçgeninin geniş yer tutması bugünün siyasi iktidarının eğitime olan bakış açısını gayet net bir şekilde gözler önüne sermektedir.
Yüksek Öğrenim Endüstriyel Kompleksi çalışmasının ayrıntılarına aşağıdaki linklerden ulaşılabilir:
http://burak-arikan.com/tr/higher-education-industrial-complex
http://burak-arikan.com/ozeluniversiteler/
Sendika.Org, yayın hayatına başladığından bu yana işçi sınıfı hareketinin, solun ve genel olarak toplumsal muhalefetin gündemine ilişkin, farklı politik perspektiflerden düşünsel katkılara açık bir tartışma platformu olagelmiştir. Sitemizde yayımlanan yazılar yayın kurulunun politik perspektifiyle uyumluluk göstermeyebilir. Amacımız, mücadelenin gereksinim duyduğu bilimsel ve politik bilginin üretimini zenginleştirecek tüm katkılara, yayın ilkelerimiz çerçevesinde, olabildiğince yer verebilmektir.