Tayland, başkent Bangkok’ta yoğunlaşan şiddetli protestolarla çalkalanıyor. Milyarder eski başbakan Thaksin Shinatrawa’nın yükselişiyle birlikte ülke, Shinatrawa ve müttefiklerinden oluşan “kırmızı gömlekliler” ve geleneksel muhafazakar elit kesimler, monarşi yanlıları, şehirli küçük burjuvazi, bürokratlar ve ordunun da belli kısımlarından oluşan “sarı gömlekliler” arasında, keskinleşen çelişkilerin sebep olduğu ve iç savaşı andıran görüntülere sahne oluyor. Her iki kampın da […]
Tayland, başkent Bangkok’ta yoğunlaşan şiddetli protestolarla çalkalanıyor.
Milyarder eski başbakan Thaksin Shinatrawa’nın yükselişiyle birlikte ülke, Shinatrawa ve müttefiklerinden oluşan “kırmızı gömlekliler” ve geleneksel muhafazakar elit kesimler, monarşi yanlıları, şehirli küçük burjuvazi, bürokratlar ve ordunun da belli kısımlarından oluşan “sarı gömlekliler” arasında, keskinleşen çelişkilerin sebep olduğu ve iç savaşı andıran görüntülere sahne oluyor.
Her iki kampın da kökleri hakim oligarşide yatıyor.
Ancak, Thaksin önderliğindeki kırmızı gömlekliler sosyal barışın tesisine öncelik verirken – ki geçmişte bu anlamda başarılı oldukları da söylenebilir, sağ çizgideki sarı gömlekliler, toplumun alt tabakalarına karşı sosyal şovenizmi ön plana çıkartıyor.
Thaksin 2006 yılından beri sürgünde ve temsil ettiği siyasi hareketin başında herkesin Thaksin’in kuklası olarak gördüğü kız kardeşi Yingluck var. Muhalefetin de asıl hedefi, Thaksin.
Siyasi ve ekonomik durum
Thaksin, 2001 yılından beri hiçbir seçimde yenilmedi ve hareketin programını da birçok yönüyle hayata geçirmeyi başardı. Ekonomi politikası bir tür Keynesçi popülizm olarak tarif edilebilir, ve bunun, 1997’de Asya’yı sarsan ekonomik krizden sonra önemli bir rol oynadığı söylenmelidir.
Kırsal nüfus, özellikle de çiftçiler Thaksin’in ekonomi politikasından ciddi fayda sağladı. Tayland nüfusunun büyük çoğunluğunun kırsal alanda yaşadığı göz önünde bulundurulursa, ekonomik programı işlediği sürece Thaksin seçim zaferlerini garantiliyordu.
Hakim sınıfın belli kesimlerinden ve şehirli küçük burjuvaziden oluşan muhalefet, parlamenter demokrasi yoluyla iktidara gelme şansının gerçekçi olmadığının bilincindeydi. Bu yüzden Thaksin 2006 yılında askeri bir darbeyle devrildi ve sürgüne gönderildi. Muhalefet ise, sürekli olarak şiddeti tırmandırarak iktidarı ele geçirmeye çalışıyor.
2001 yılında iktidara gelmesinin ardından Thaksin, kırsal nüfusa ve yoksullara verdiği sözleri bir bir hayata geçirmeye başladı. Büyük altyapı projelerine milyarlar yatırıldı, bir çeşit genel sağlık sigortası kuruldu, kamu bankaları yoluyla çiftçilere düşük faizli krediler verildi. Kardeşi Yingluck da bu politikaları devam ettirdi.
Örneğin, küçük pirinç çiftçisine ürününün bir bölümünün devlet tarafından sabit fiyatla alınacağının garantisi verildi. Bu proje, küresel çapta neoliberalizmin hüküm sürdüğü bir dönemde ilginç de gözükse de, Thaksin’in politikalarını yüceltmek yersiz.
Thaksin, kartel oluşumuna göz yummuş, sınıfının çıkarlarını gözeten fiyat denetim mekanizmaları oluşturmuş, ve yandaşları arasında yolsuzluğun tavan yapmasına sesini çıkarmamıştır. Ayrıca tarım dışındaki sektörlerde özelleştirmelere hız kazandırmış, örneğin önceden kamusal olan elektrik üretimini özelleştirmiştir.
Güncel protestolar
Protestoları ateşleyen etken, Thaksin’in ülkeye geri dönüşünü mümkün kılan af yasasıydı. Ancak yasa, meclisteki ilk görüşmelerin ardından, geri çekildi. Başbakan ayrıca meydanlardan polisi geri çekti ve protestocularla diyaloga hazır olduğunu belirtti.
Buna rağmen artan eylem çağrıları, muhalefetin asıl hedefinin hükümeti düşürmek ve “taksinokrasi” ismini verdikleri rejimi berhava etmek olduğunu gösteriyor.
Önemli bir nokta, muhalefet önderlerinin Tayland siyaset sahnesine yabancı olduğu yanılgısı. Aksine, bunlar 2010 yılında kırmızı gömleklilerin protestolarının birçok insanın hayatına mal olacak şekilde bastırılmasında önde gelen isimlerdi. Yanı sıra, büyük sermaye gruplarıyla en iyi ilişkilere sahip bu muhalefet önderlerinin isimleri çoktandır yolsuzluk iddialarıyla anılıyor.
Muhalefetin stratejisi açık: Şiddetin çığırından çıkmasıyla bir askeri darbeye zemin hazırlanacak, kırmızı gömleklileri hiçbir zaman desteklememiş olan ordunun da desteğiyle burjuva demokrasisi fiilen rafa kaldırılacaktı.
Gelişmelerin plana uygun olduğu pek söylenemez. Asker tarafsız olduğunu açıkladı. Göstericiler ve polis arasında çıkan çatışmaların ardından Başbakan, muhalefete diyalog teklif etti ve hükümeti feshederek erken seçimin önünü açtı.
Bu tavizler muhalefetin elini zayıflattı. Muhalefet önderleri Thaksin’in iktidarını bitirme konusunda kararlı gözüküyorlar, ama sürecin kazananı olma ihtimalleri oldukça zayıf.
Sendika.Org, yayın hayatına başladığından bu yana işçi sınıfı hareketinin, solun ve genel olarak toplumsal muhalefetin gündemine ilişkin, farklı politik perspektiflerden düşünsel katkılara açık bir tartışma platformu olagelmiştir. Sitemizde yayımlanan yazılar yayın kurulunun politik perspektifiyle uyumluluk göstermeyebilir. Amacımız, mücadelenin gereksinim duyduğu bilimsel ve politik bilginin üretimini zenginleştirecek tüm katkılara, yayın ilkelerimiz çerçevesinde, olabildiğince yer verebilmektir.