Hekimlik yada sağlık hizmeti ilk insanlığın ortaya çıktığı yıllara kadar gider. Ve son kabullere göre, bugünkü insanın ataları olan Neanderthal’ler (Buzul Çağ İnsanı) ,ikişer, üçer kişilik gruplar halinde doğada yaşayıp, ormanlık bir arazide beslenmeye çalışırken, ten rengi, saç rengi farklı ve kendilerinden yardım ve medet uman bir bakışla yerde yatan kendilerinden farklı bir insanla karşılaşıyorlar […]
Hekimlik yada sağlık hizmeti ilk insanlığın ortaya çıktığı yıllara kadar gider. Ve son kabullere göre, bugünkü insanın ataları olan Neanderthal’ler (Buzul Çağ İnsanı) ,ikişer, üçer kişilik gruplar halinde doğada yaşayıp, ormanlık bir arazide beslenmeye çalışırken, ten rengi, saç rengi farklı ve kendilerinden yardım ve medet uman bir bakışla yerde yatan kendilerinden farklı bir insanla karşılaşıyorlar ,içlerinden biri bu bakışlardan ,yardımlarına ihtiyacı olduğunu idrak eder, arkadaşlarıyla birlikte, yaralıyı daha güvenilir bir yere taşıyarak, besin verip, yaralarını temizleyerek yardımcı olmaya çalışırlar. İşte insanlığın ilk sağlık hizmeti yani hekimlik böylece başlamış oluyor, bu Neanderthal kişiye ilk hekim diyebiliriz. Ve bu ilk sağlık hizmeti sunan Neanderthal(Buzul Çağ İnsanı) insanın ruhsatı yoktu…
Bunu niçin anlattım? 8 aralık Pazar günü İstanbul Tabip Odasının, hekimlik onurunun yok edilmeye çalışıldığı bu günler de ‘’Hekimlik onuru ve etik değerler’’ konusunda verdiği bir panel de Türkiye Bioetik Derneğinden Prof Dr Arın NAMAL’ın sunumunda hekimlere verdiği bir bilgi. Peki bu bilginin önemi? Hekimlik , yada sağlık hizmet sunumu sadece bir eğitim süreciyle sınırlı olan bir hizmet değildir. Bu hizmet tarihi birikimlerin aktarımını, kendi içindeki otokontrolün egemenliği, bilgi ve eğitimin sürekliliği, bu hizmetin belirli kurallar içerisinde , belirli etik değerlere bağlı, ulusal ve uluslar arası bildirge ve yasalar çerçevesinde verilmelidir. Bu nedenle sağlık hizmetleri tarih boyunca belirlenmiş kurallar içerisinde bağımsız, serbest, ihtiyaç duyulan her insana her yerde verilen bir hizmettir. Sağlık hizmet sunumu; ideolojik, siyasal, ekonomik , kültürel, inançsal nedenlerle engellenemez, engellenmemelidir. Bu hizmet; ihtiyacı olan her insana her yerde, her koşulda, hiçbir karşılık beklemeden verilmelidir, verilebilmelidir. Çünkü bu ilke hekimliğin temelidir, temeli bozulan bir olgu kalitesizleşir, niteliksizleşir ve sürekliliğini yitirir.
Ülkeyi Ortaçağ düşünce ve değerlerinin egemen olduğu bir sürece hızla götüren AKP iktidarı, son torba yasaya koyduğu ’’Ruhsatsız(Kendilerinden İzinsiz) Sağlık Hizmeti’’ vermeyi suç saymaktadır. Bu suçu işleyen hekimlere 1-3 yıl arası hapis cezası ve ek olarak günlüğü 100 TL olan 20.000(Yirmi bin) güne kadar para cezası öngörmektedir.
Peki bu suç nereden çıktı? Amacı Nedir?
Bu suç Gezi Parkı sürecinde yaşanan faşizan uygulamalarda ,halkının yanında yer alan hekimlere ve hekimlik anlayışına yönelik bir karşı saldırı olup, tamamen ideolojiktir, siyasidir. Antidemokratik uygulamalarının karşısında engel olarak gördüğü insanları yok etmek için gerekirse ‘’tüm insanlığın zarar göreceği ‘’uygulamaları dahi göze almak, tarihe talihsiz bir kara leke olarak not düşülecektir elbet. Yani siyaset ve ideolojik düşünceyi ön plana alan egemenlerin, binlerce yıl hayatını bu işlere adamış, bilim insanları, hekimler , hukukçular, felsefeciler, sanatçılar … sayesinde oluşmuş, etik, ahlaki ve nitelikli verilen bir hizmet anlayışını idelojisine yada egemenliğine ters geldiğinde, bir çırpıda yok sayabilmekte olduğunun tipik bir örneğidir. Hekimlik yada sağlık hizmet sunumu binlerce yıllık evrensel içeriğe sahiptir, bunu hiçbir iktidar yada erk tek başına belirleyemez, belirleme gücünü kendinde görmemelidir, aksi durumlarda tüm insanlık bundan zarar görür.
Böylesi bir yasa ve ceza uygulaması; Hekimliğin temel ve evrensel ilkelerine aykırıdır. AKP iktidarının bu anlaşılmaz kin ,nefret boyutundaki anlayışının sonucu olan ‘’Sağlık Yasa Torbası’’ daha şimdiden birçok Uluslararası Sağlık ve İnsan Hakları kuruluşlarının tepkisini çekmiştir. Başta Dünya Tabipleri Birliği ve İnsan Hakları İçin Hekimler Örgütü olmak üzere sayısız tıp ve hak arama örgütü kaygı ve üzüntülerini dile getirerek bu çağdışı yasa ve uygulamalardan biran önce vazgeçmesi için AKP iktidarı ve TBMM’ye çağrıda bulunmaktadır.
Hekim bağımsızlığı ve hekimlik onuru, insanlık bağımsızlık ve onuru içindir. Bu bağımsızlık ve onuru korumak her hekimin ve her insanın asli görevi olmalıdır. Çünkü bu bağımsızlık ve onurun ilkeleri; Tarihseldir, bilimseldir, evrenseldir ve merkezinde hekim değil insan vardır insan…
‘’ Sağlıklı ve onurlu bir yaşam’’ torbalarla engellenemez…
Sendika.Org, yayın hayatına başladığından bu yana işçi sınıfı hareketinin, solun ve genel olarak toplumsal muhalefetin gündemine ilişkin, farklı politik perspektiflerden düşünsel katkılara açık bir tartışma platformu olagelmiştir. Sitemizde yayımlanan yazılar yayın kurulunun politik perspektifiyle uyumluluk göstermeyebilir. Amacımız, mücadelenin gereksinim duyduğu bilimsel ve politik bilginin üretimini zenginleştirecek tüm katkılara, yayın ilkelerimiz çerçevesinde, olabildiğince yer verebilmektir.