Wallerstein, son makalesinde ABD’nin bir hegemonik güç olarak yaşadığı gerilemenin sonuçlarını ele aldı. Wallerstein, ABD’nin Ortadoğu’da artık kaybetmeye mahkum olduğunu vurguluyor Immanuel Wallerstein, ABD gücündeki gerilemeyle birlikte Çin’in ABD’nin yerini alıp alamayacağı tartışmasında bunun için en az elli yıl olduğu ve bu süreçte de pek çok şeyin değişebileceği öngörüsünde bulunuyor: “Çin tartışmasız jeopolitik güç açısından […]
Wallerstein, son makalesinde ABD’nin bir hegemonik güç olarak yaşadığı gerilemenin sonuçlarını ele aldı. Wallerstein, ABD’nin Ortadoğu’da artık kaybetmeye mahkum olduğunu vurguluyor
Immanuel Wallerstein, ABD gücündeki gerilemeyle birlikte Çin’in ABD’nin yerini alıp alamayacağı tartışmasında bunun için en az elli yıl olduğu ve bu süreçte de pek çok şeyin değişebileceği öngörüsünde bulunuyor:
“Çin tartışmasız jeopolitik güç açısından büyüyen bir ülke. Ancak hegemonik güç rolüne erişmek uzun ve çetin bir süreçtir. Herhangi bir ülkenin hegemonik gücü uygulayabileceği bir konuma yerleşmesi normal olarak en azından yarım yüzyıl alır. Bu da pek çok şeyin yaşanabileceği uzun bir zamandır.”
Wallerstein’ın diğer bir tespiti de ABD’nin artık Ortadoğu’da kaybetmeye mahkum olduğu ve ABD’nin ipiyle kuyuya inilmeyeceği:
“Birleşik Devletler bugün Ortadoğu’da neyi denerse denesin, kaybedecek. Mevcut durumda Ortadoğu’daki güçlü aktörlerden hiçbiri (bakın hiçbiri diyorum) bundan böyle ABD’nin ipiyle kuyuya inmez. Buna Mısır, İsrail, Türkiye, Suriye, Suudi Arabistan, Irak, İran ve Pakistan dâhildir (Rusya ve Çin’den bahsetmiyorum).”
Yazının tamamını okumak için tıklayınız!
Sendika.Org