– Devletimiz nedir? – Sapına kadar erkek. Testosteron sadece organları erkekleştirmez. Zihniyeti de erkekleştirir. Oysa kadın ve erkeğin birleşmesinden ortaya çıkan bir varlık, her ikisini de içerir. Tam da bu sebepten devlet yalnızca erkek oldukça, katliam ve tecavüz kaçınılmazdır. Bu cinsiyetçiliği ben yapmadım, devletimizin büyükleri yaptı. Böyle uygun gördüler yıllardır. Peki dedik. Bir dakikalık saygı […]
– Devletimiz nedir?
– Sapına kadar erkek.
Testosteron sadece organları erkekleştirmez. Zihniyeti de erkekleştirir. Oysa kadın ve erkeğin birleşmesinden ortaya çıkan bir varlık, her ikisini de içerir. Tam da bu sebepten devlet yalnızca erkek oldukça, katliam ve tecavüz kaçınılmazdır.
Bu cinsiyetçiliği ben yapmadım, devletimizin büyükleri yaptı. Böyle uygun gördüler yıllardır. Peki dedik. Bir dakikalık saygı duruşunu ömür boyu sürdürmemiz gerektiğini öne sürdüler. Peki dedik. Aşık ol, ama sevişme, öpme dediler. Peki dedik. Tecavüzleri yargılayan mahkemeler, sokaklarda, okullarda, iş yerlerinde kuruldu ve aşkla öpüşenleri, aşkla birleşenleri yargıladı. Peki dedik.
Kadınlar erkekleri; erkekler kadınları sever. Kadınlarla erkekler birbirlerini çok severlerse evlenirler. Evliliğinde ikinci seneyi dolduran kadın ve erkekler hâlâ anne baba olmamışsa, kendilerinin hakkında, acaba çocukları mı olmuyor deme hakkımız vardır. Bunlar dünyanın gerçekleridir. Hayatın hakikatlerinde bu tarz gelenekler yok.
– Ne yapsak hafifletilir suçumuz?
– Hangi suçumuz?
– Sevme.
– Deli taklidi yapsak kurtulur muyuz?
– Normallerden?
Düzcinsellerin arasındayız ve toplumsal kimliğe uygun olmayan hareketlerde bulunuyoruz. Kendi cinsimizi severek, milli anlayışımıza tuhaf gelen herkes gibi öteki ve yabancı olarak anılıyoruz. Ya da aklımız bir karış havada bizim. Sapık ya da sapkınız… Pardon? Aramızda birine tecavüz etmiş biri varsa, birilerini şiddete maruz bırakmış biri varsa, bilin ki aramızda değildir.
Kısacası ustam, biz ağzımızda çiçek yetiştiriyoruz, açalım da gör!
Kısacası ustam, ödümüz kopuyor seveceğiz sevileceğiz diye değil mi?
Kısacası ustam, içimiz şişti.
Sendika.Org, yayın hayatına başladığından bu yana işçi sınıfı hareketinin, solun ve genel olarak toplumsal muhalefetin gündemine ilişkin, farklı politik perspektiflerden düşünsel katkılara açık bir tartışma platformu olagelmiştir. Sitemizde yayımlanan yazılar yayın kurulunun politik perspektifiyle uyumluluk göstermeyebilir. Amacımız, mücadelenin gereksinim duyduğu bilimsel ve politik bilginin üretimini zenginleştirecek tüm katkılara, yayın ilkelerimiz çerçevesinde, olabildiğince yer verebilmektir.