Dershanelerin yeni dönemdeki konumu, etüt ve özel derslerin yasal durumu ve öğretmen atamalarında aranacak yeni şartlar ve Cemaat-AKP kapışması netleşmeye başladı
Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı’nın “Dershaneleri kapatacağız” açıklamasından sonra dershanelerin yeni dönemdeki konumu, etüt ve özel derslerin yasal durumu ve öğretmen atamalarında aranacak yeni şartlar netleşmeye başladı. Cemaat AKP kapışması günyüzüne çıktı
Daha önce çeşitli kereler Tayyip Erdoğan ve Bakan Avcı tarafından gündeme getirilen dershanelerin durumu tartışma konusu olmaya devam ediyor. Dershaneler konusu kamuoyunda gündeme geldiği günden itibaren “cemaat- AKP kapışması” olarak algılandı. Bakan Avcı dershanelerin kapatılacağı tarihi Ocak 2014 olarak açıkladığı konuşmasında dershanelerde bakanlık denetiminin dışına çıkacağını söylemişti. Dershanelerin özel okula dönüştürülmesi için çeşitli teşviklerin sağlanacağı da söylenmişti. Zaman gazetesi, Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşarı Yusuf Tekin başkanlığındaki bir heyet tarafından hazırlandığını iddia ettiği yasa tasarısının ayrıntılarını manşetine taşıdı. Zaman’ın haberine göre dershaneler tamamen kapanacak hatta etüt ve evde özel dersler de yasaklanacak. Talim Terbiye Kurulu sadece danışma kurulu konumuna getirilecek, öğretmen atamalarında KPSS’ye ek olarak mülakat zorunluluğu getirilecek. Yine Zaman’ın iddiası bu taslağın alt komisyonlar ve bakanlar kurulunda görüşülmeden torba bir paketin içinde Meclise sunulacağı.
Zaman gazetesinin haberinde dikkat çeken bölümler
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) müsteşarı Yusuf Tekin başkanlığında bir ekibin hazırladığı öne sürülen kanun taslağı, özel öğretim başta olmak üzere bütün eğitim sistemine darbe vuracak kritik değişiklikler öngörüyor. Alınan bilgilere göre, kritik maddeleri barındıran taslak, Bakanlar Kurulu’na getirilmeyecek, bakanların imzasına açılmadan TBMM’ye sunulacak. Meclis Milli Eğitim Komisyonu’nda da ele alınması beklenmeyen taslak, genel kurulun gündemindeki bir torba kanuna önerge olarak eklenecek. Böylece hem hızlı bir şekilde geçirilmiş olacak hem de kamuoyunda daha fazla tartışılmadan yasalaşması sağlanacak.
Milli Eğitim Bakanlığı’nın hazırladığı kanun taslağıyla eğitim kurumlarının ihtiyaçlarının karşılanması için şans oyunları hasılatından alınan vergi, fon ve paylardan MEB’e ödenek aktarılacak. Ayrıca mevcut kanunun 43. maddesinde yapılacak değişikliğe göre eğitim bilimleri, genel yetenek ve genel kültür ile alan bilgisi sınavlarını başarıyla geçecek olan öğretmen adayı ayrıca mülakata alınacak. Adaylar, mülakatı kazandığı takdirde öğretmen olabilecek. Böylece bir öğretmen adayı 4 ayrı sınava tabi tutulmuş olacak. Hakim ve savcı adaylarına getirilen mülakat sınavlarının ardından yurtdışında yüksek lisans ve doktora eğitimini tamamlamak isteyenlere de mülakat sınavı geliyor. Yasa taslağına göre öğrencinin yurtdışına gönderilmesinde ALES puanı ve mezuniyet notunun yanı sıra mülakat sınav puanı da etkili olacak. Hakim ve savcı sınavlarından sonra yapılan mülakat sınavları, özellikle CHP ve MHP tarafından yargıda kadrolaşma eleştirilerinin odağına oturmuştu.
Taslağa göre TTK’nın yetkilerinin yer aldığı 28. maddede yapılacak değişiklikle kurulun görevleri ‘görüş verme’ ve ‘inceleme’ye dönüştürülecek. Mevcut kanunda MEB’e bağlı genel müdürlükler, hazırladıkları program, eğitim araçları, ders kitapları ve araç gereçlerini TTK’ya sunuyordu. Eğitim programları bakan onayladığı takdirde hayata geçiyor, bakan isterse düzeltme yapılması için TTK’nın kararını iade edebiliyordu. Yasa taslağında, Bakanlığa bağlı müdürlüklerin yetkilerinin yer aldığı mevcut yasanın ilgili bölümünde “…hazırlamak veya hazırlatmak ve Talim ve Terbiye Kurulu’na sunmak” ifadesi “Talim ve Terbiye Kurulu’nun da görüşünü alarak hazırlamak veya hazırlatmak” şeklinde değiştirildi. Böylece müdürlüklerin hazırlayacağı ders içerikleri, kitaplar ve değişiklikler denetim dışı kalacak.
Yeni taslakla bu ikilik giderilerek bütün müfettişler ‘Milli Eğitim müfettişi’ statüsüne kavuşturulacak. Eski kanunda madde 30’a göre “(3) İl Milli Eğitim müdürlükleri bünyesinde, milli eğitim müdürüne bağlı olarak eğitim denetmenleri başkanlığı oluşturulur.” Maddesi yeni kanun taslağına göre kaldırılacak. Böylece, il Milli Eğitim denetmenlerine Milli Eğitim Müfettişi unvanı verilerek Rehberlik ve Denetim Başkanlığı bünyesinde görev yapmaları sağlanacak. Ayrıca müfettişler il müdürlüklerinin bünyesinden çıkarılarak doğrudan Ankara’ya bağlanacak. Bakanlık, merkez ve taşra denetim elemanlarının tek çatı altında, Milli Eğitim müfettiş ve müfettiş yardımcısı unvanıyla Bakanlık Rehberlik ve Denetim Başkanlığı bünyesinde görev yapmalarını sağlayacak.
Bakanlıktan cevap
Milli Eğitim Bakanlığı Dershanelerin kapatılacağı ve özel okul dışındaki özel kurs, etüt veya evde özel dersi yasaklayacağı, öğretmenlere KPSS’nin yanında mülakat zorunluluğu getireceğine dair haberlere yanıt verdi. Yanıtta öğretmenlere ilişkin durumu “herhangi bir mağduriyet yaşanmadan” sözüyle geçiştiren bakanlık, iddiaların özüne dair yanıt vermek yerine “yalan”, “provokasyon” gibi kelimeler kullandı. Taslak olduğunu reddetmeyen bakanlık dershanelerin özel okula dönüştürmek istediklerini yeniden vurguladı. Dershanelerin kapatılacağı haberleri kamuoyuna yansıyınca AKP ve cemaat arasında gerginlik olduğu haberleri yaşanan tartışmaların yeni haliyle aleniyet kazanmış oldu.
Milli Eğitim Bakanlığı’nın yanıtı
Bugün, Zaman Gazetesi’nde “Eğitime Büyük Darbe”, Samanyolu Haber Kanalı’nda “Eğitimde Sıkı Yönetim Dönemi”, başlıklı haberlerin içine, Millî Eğitim Bakanlığı’nın mevzuat çalışmaları ile ilgili, kamuoyunu yanlış yönlendirecek yalan unsurların monte edildiği görülmektedir. Sosyal medyada ise bu yalan haber unsurları ekseninde, “Eğitime Darbe Planı” başlığı ile sistematik bir kampanya yürütülmektedir.
Bakanlığımız, 2010-2014 Millî Eğitim Bakanlığı Stratejik Planı’nda da kamuoyuna açıklandığı üzere dershanelerin özel okullara dönüşmesini kolaylaştıracak bazı teşvikleri öngören bir yasa önerisi hazırlığı içindedir. Ancak bu hazırlıklar esnasında en çok riayet edilen husus, başta dershane çalışanları, öğrenciler ve veliler olmak üzere hiç kimsenin mağdur edilmemesi, Türkiye’de özel sektörün eğitim alanında daha etkin bir biçimde yer alması ve okul dışı alternatif programlar uygulayan kurumlara bağımlılığın ortadan kaldırılmasıdır.
Bu kapsamda, “haberde” ileri sürüldüğü gibi dershanelere para cezası uygulamak, sıkıyönetim uygulamaları getirmek, yazı-reklam-broşür yayınlayan dershanelere maddî yaptırım getirmek gibi alenen yalan ve ilgili kamuoyunu kışkırtıcı ifadeler taslak metinde kesinlikle bulunmamaktadır. Tam aksine Bakanlığımızca yapılan ve yakında ayrıntıları paylaşılacak olan çalışmalarda, dershanelerin özel okula dönüştürülmesi için birçok alternatif ve teşvikler öngörülmektedir.
Bu “haber”lerde yer alan bir diğer yalan da, söz konusu yasal düzenlemelerin TBMM’de olağan yasalaşma süreçlerinin dışına çıkılarak yapılacağı iddiasıdır.”
Sendika.Org