İstanbul’da trafik kazası adı altında bir iş kazası sonucu yaşamını yitiren Selçuk Ekinci’nin yakınları, olayla ilgili yeterli soruşturma yapılmadığı gerekçesiyle Kartal Adliyesi önünde basın açıklaması yaptı.
İstanbul’da trafik kazası adı altında bir iş kazası sonucu yaşamını yitiren Selçuk Ekinci’nin yakınları, olayla ilgili yeterli soruşturma yapılmadığı gerekçesiyle Kartal Adliyesi önünde basın açıklaması yaptı
İstanbul Kartal’da 24 Ekim günü trafik kazası sonucu hayatını kaybeden Selçuk Ekinci’nin yakınları 31 Ekim günü Kartal Adliyesi önünde bir basın açıklaması yaptı. Ekinci’nin yakınları, olayla ilgili yeterli inceleme ve soruşturma yapılmadığını belirtti.
Ekinci’nin yakınları, olayla ilgili çarpan şoförün ve onun tanıklarının dışında başka kimsenin ifadesine başvurulmadığın, görgü şahitleri araştırması yapılmadığını belirterek olaydan bir gün sonra soruşturmanın sona erdiğini ifade etti. Ekinci’nin yakınları yaptıkları basın açıklamasını “Bu olaya maruz kalan kişi, Selçuk Ekinci gibi işçi değil de sermayedarlardan,
siyasilerden, bürokratlardan birisi veya yakını olsaydı soruşturma böyle mi yürürdü?” diyerek bitirdi.
İsmail Saymaz’ın haberine göre Kartal’da, 24 Ekim günü sabah saatlerinde servis minibüsüyle seyreden Duran Erdoğan, Hürriyet Mahallesi Olimpiyat Caddesi’ne geldiğinde, çalıştığı fabrikaya gitmekte olan 30 yaşındaki Selçuk Ekinci’ye çarptı. Başından ağır yaralanan Ekinci, hayatını kaybetti. İfadesi alınan Erdoğan, yaklaşık 45 kilometre hızla seyrettiğini, Ekinci’nin aniden yola atladığını, ilkin geri döndüğünü fakat sonra karşıya doğru koşmaya çalıştığını anlattı. O sırada araçta bulunduklarını iddia eden Kerim ve Mevlüt Dalgıç kardeşler de bu yönde ifade verdi. Kaza tespit raporunda ise Duran’ın, “aracın hızına, teknik özelliğine, görüş, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uygun davranmaması nedeniyle kusurlu olduğu” ifade edildi. Duran tutuklanması istemiyle sevk edildiği mahkemece serbest bırakıldı.
Anadolu Savcısı Hasan Mete Uyanık, kazadan bir gün sonra, yani Ekinci daha toprağa verilmeden, iddianameyi hazırlayarak, mahkemeye sundu. Duran hakkında üç yıldan altı yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açtı. Savcı Uyanık, iddianamesinde, “olay yerini gösterir kamera kaydının bulunmadığını” savundu. İlk duruşma, Şubat 2014’e bırakıldı. Ekinci Ailesi’nin avukatlığını üstlenen Seyit Nusret Öztürk, maktülün ailesinin ifadeleri almadan, bir günde davanın açılmış olmasına dikkat çekti. Ulaştıkları iki ayrı tanığın anlatımına göre minibüsün süratli biçimde seyrettiğini fakat bu tanıklar dinlenmeden iddianamenin yazıldığını kaydeden Öztürk, “Olaydan bir gün sonra açılan davanın sağlıklı olduğu söylenebilir mi?” diye sordu. Araçta bulunduklarını iddia eden iki tanığın gerçekte görgü tanığı olmayabileceğini iddia eden Öztürk, “Ölenin karşıya geçmeye çalışmasından bahsetmişler. Öyle bir durum yok. Çünkü kaza maktül işe gitmek için araç beklerken oluyor ve orada işe gideceği araca binmek için karşıya geçmesi gerekmiyor. Bulunduğu yerden binmesi gerekiyor” dedi. Öztürk, araç hakkında da bir incelemenin yapılmadığını vurguladı.
Sendika.Org