İçişleri Bakanlığı, YÖK aracılığıyla üniversite yönetimlerinden yurtların adreslerini ve yurtlarda kalan üniversitelilerin kimlik bilgilerini elde etti
İçişleri Bakanlığı, YÖK aracılığıyla üniversite yönetimlerinden yurtların adreslerini ve yurtlarda kalan üniversitelilerin kimlik bilgilerini elde etti
Gençlik hareketinin yükselmesi ve Haziran İsyanı’ndan sonra yurtlarında fişlenen ve yurtlarından atılan üniversiteliler gündemdeki yerini korurken, İçişleri Bakanlığı topyekun fişleme çalışması başlattı. İçişleri Bakanlığı, üniversite rektörlüklerine gönderdiği yazı ile “yürüttüğü bir çalışmayı” gerekçe göstererek yurtlarda kalan tüm üniversitelilerin kimlik bilgilerini ve adreslerini istedi. Üniversiteler de YÖK üzerinden öğrencileri ile ilgili bilgileri bakanlığa bildirdi.
‘Bir iş için gerek!’
Cumhuriyet’in haberine göre, İçişleri Bakanlığı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü, 23 Ağustos 2013’te YÖK’e gönderdiği yazıda öğrenci yurtlarının adresleri ile bu adreslerde kalan öğrencilerin bilgilerinin toplanmasını istedi. Genel Müdürlük, bilgilerin “yürütülmekte olan bir çalışmaya esas olacağı”nı ileri sürdü ancak çalışmanın ne olduğuna ilişkin somut herhangi bir gerekçe sunmadı.
Yazı üzerine harekete geçen YÖK de 6 Eylül’de tüm üniversitelere “ivedi” ibareli birer yazı gönderdi. YÖK Genel Sekreteri Recep Sarıipek imzalı yazıda “Öğrenci yurtlarının adres standartlarına uygun adresleri ile bu yurtlarda kalanların kimlik numaraları, adları ve soyadlarının 23 Eylül’e kadar elektronik ortamda bakanlığa gönderilmesi gerektiği” belirtildi.
Yazı üzerine tüm üniversiteler de kendilerine bağlı öğrenci yurtları ile bu yurtlarda kalan öğrencilerle ilgili bilgileri YÖK aracılığıyla İçişleri Bakanlığı’na iletti.
Çetinsaya’nın “akademik özgürlük” yalanı
İçişleri Bakanlığı, YÖK ve üniversite yönetimleri eliyle yapılan toplu fişleme çalışması, YÖK Başkanı Gökhan Çetinsaya’nın YÖK’ün kuruluş yıldönümü 6 Kasım’daki “akademik özgürlük” bildirisini hatırlattı. Çetinsaya, üniversitelerin öğrencilerin kendi görüşlerini rahatlıkla ifade edebilecekleri güvenli ortamlar olması gerektiğini, entelektüel çeşitliliğin ve düşünse çoğulluğun baskılanmasının öğretim/öğrenim süreçlerinin verimliliğini azaltacağını, öğrencilerin öğrenim özgürlüğünün kısıtlanacağını, eleştirel ve derinlikli düşüncenin oluşum imkanlarını zora sokacağını söylemişti.
Bu açıklamadan bir gün sonra Yükseköğretim Kurumları Öğrenci Disiplin Yönetmeliği değiştirilmiş, soruşturma geçiren tüm üniversitelilerin yerleşkeden uzaklaştırılmasının önü açılmış, “izinsiz bildiri dağıtmak, afiş ve pankart asmak” kınama suçunu gerektiren eylemler arasına dahil edilmişti.
Sendika.Org